Kraliçe’nin ruhu

Türkiye, cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştıkça birbirinden tamamen bağımsız gibi görünen gelişmeler ve sürprizlerle karşılaşıyor. Gerçekten öyle mi acaba? Mesela İŞID denilen ve hala ne olduğunu el yordamıyla tartıştığımız yapının birbiri ardına Ankara’yı hedef alan (ya da mesaj veren) eylemlerde bulunmasıyla; iki muhalefet partisinin birdenbire sürpriz bir aday göstermesi arasında bir bağlantı yok mu? Hatta tüm bu gelişmelerin neredeyse tamamen dışında gibi görünen bir basketbol şampiyonluk maçının, adeta ciddi bir kamplaşmaya dönüşmesi, söz konusu iki kulübün siyaseten durdukları yerle ilgili olabilir mi?

Tüm bu tartışmaların odak noktası, bir sorunun hala tam olarak cevabını bulamamış olması. Acaba Başbakan Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı adayı olacak mı? Bunun yüzde yüz, hatta binde bin kesin olduğunu aylar yıllardır söyleyenlerin aksine, son ana kadar farklı gelişmeler olabileceğini öne sürmüştüm. Hala da bu tezimde ısrarlıyım. Erdoğan aday olmaz demiyorum; kesin bir dille uzun zamandır onun aday olacağını söyleyenlerin tezlerine katılmadığımı söylüyorum aslında.

***

Bir taraftan bunları tartışırken, bir anda CHP ve MHP’nin sürpriz bir isim, Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu üzerinde anlaştıkları kamuoyuna açıklandı. Şimdi bunu tartışıyoruz, ama ne tartışma! Kuşkusuz CHP’nin geleneksel yapısı böyle bir adaya belli bir düzeyde tepki gösterecekti, öyle de oluyor. Ama tuhaf bir ikna projesi varmışçasına ne CHP’de, ne de MHP’de kıyamet filan kopmuyor.

‘İkna projesi’ üzerinde duralım. İslam İşbirliği Teşkilatı’nda özellikle son döneminde gösterdiği duruşla ciddi eleştirilerin hedefi olan İhsanoğlu, şimdi kendisini aday gösterenler eliyle bambaşka bir alana taşınıyor. Şöyle bir denklem kurmamız isteniyor. Bizi Ortadoğu bataklığına sürükleyenlerden kurtulmak istiyorsanız, işte size ‘aşırılık’tan uzak, deyim yerindeyse ‘damıtılmış’ özelliklere sahip ve de beyaz giydiği takdirde üzerine toz yapışmayacak bir aday!

Buradan bakınca size aynı zamanda şu söylenmiş oluyor. Kurtulalım bizi bataklığa sürükleyenlerden. İşte gördünüz mü İŞID gibi örgütlerin elinde ne yapacağını bilemez hale gelmiş bir Türkiye var. Yeniden o eski günlere dönelim! Tam bugünlerde IŞİD öfkesinin bize yönelmesi biraz tuhaf değil mi?

***

Buradan yeniden Erdoğan’ın adaylığı konusuna dönelim. Acaba onun muhtemel adaylığı kesinleşirse, Ekmeleddin İhsanoğlu projesini inşa edenler gerçekten bir şansları olduğunu düşünüyor mu? Bir soru daha; siz sahiden bu projenin CHP ve MHP eliyle şekillendirildiğine, onların böyle bir adayı konuştuklarına inanıyor musunuz? Çatı adayını sahneye sürenler, sanıldığının aksine CHP-MHP sularında ve de saflarında aranmamalı. Onların bu konuya olan ilgisi, açıklama görevinden öte değil. Bu projeyi hemen Pensilvanya üzerinden açıklamak, büyük resmi görme konusunda bizi yanılgıya sürükleyebilir. Bu onların boyunu aşar, nihayetinde sadece ve sadece böyle bir projenin kullandığı mecralardan birisi olabilirler.

Peki gerçekten buradan bir cumhurbaşkanı adayı mı çıkarılmak isteniyor? Yoksa birileri elbirliği halinde Tayyip Erdoğan’ın mutlaka Çankaya Köşkü’ne çıkması için zemin mi hazırlıyor? Erdoğan’la söz konusu ismin yarışmasının mümkün olmadığından hareketle, muhalefeti hafife almak mümkün. Lakin mesele bu kadar basit değil. Dünyada ve bölgede ne olup bittiğini zerre kadar takip etmeyen iki siyasi partinin, bu denli ilginç bir hamle yaptığını düşünüyorsak mesele yok.

Eğer Kraliçe’nin ruhu hala topraklarımızda geziyorsa, kendisine ortak bulması için ideal bir zaman. IŞİD seline yön veren Kraliyet uşakları zaten sahnede. Onların yerli ortakları da kaç zamandır sahnede. Neden mi? Çünkü Türkiye’yi yeniden dizayn etmenin tek yolunu Erdoğan’ı tasfiye etmekte görenler, bir tezgah peşindeler.

Bunu devamla ve daha açık biçimde konuşalım.