Türkiye’nin 7 Haziran seçimi öncesi yaþadýðý ihanet travmasýný unutmaya niyetim yok!.. Sýrtýný daðlardan kente inmiþ bir terör örgütüne dayamýþ Selahattin Demirtaþ’tan Anadolu coðrafyasýnýn yeni Çipras’ýný yaratmaya çalýþan kalem ve televizyon portrelerinden söz ediyorum...
Meslekte 40 yýlý devirmiþ bir insan olarak bütün yapýlanlarý, söylenenleri, yazýlýp çizilenleri öfkeyle izledim, bu sütundan ve 24 TV ekranýndan söyleyeceðimi söyledim ama hayal kýrýklýðýmýn devam ettiðini ifade etmeliyim...
Eline saz verilip “Türk solu”nun gelecekteki parlak ve umut vaat eden yeni lider adayý olarak tanýtýlan Selahattin Demirtaþ’a dönük deðil, bu hayal kýrýklýðým...Onun ne olduðunu zaten biliyorum...
Bu ülkenin ekmeðini yemiþ, suyunu içmiþ, bu ülkenin okutup, adam ettiði, cebine de bir asgari ücretli emekçinin hayal bile edemeyeceði paralarý Cem Yýlmaz’ýn ifadesiyle “balyaladýðý” sözde aydýnlarýn “sistematik ihaneti” karþýsýnda söyleyecek söz bulamamaktan kaynaklanan bir ruh halim var...
Bir insanýn, yaþadýðý topluma, baðlý olduðu millete ihaneti, taþýnmasý çok zor bir iþ olmalý...
Ne bileyim, zor da deðil, imkansýz bir iþ olmalý, kendini bilen insanda uyku-durak býrakmaz, inme indirir gibi geliyor bana...
Ama bir kez ihanet çemberinin içine girmiþsen, anladýðým, çýkýþý da yok!..
Balyoz, Ergenekon, Ýzmir ve Ýstanbul Casusluk davalarýnda Türk Silahlý Kuvvetleri’nin yetiþtirdiði en güçlü, geleceði en parlak kadrolarý, sahte delil ve belgelerle tasfiye etmeye çalýþmak vatana ihanetti... Bu ihaneti gerçekleþtirenleri savunanlarýn yazýlarýný okumak, TV konuþmalarýný izlemek büyük azap...
Bu tür bir ihanetin içinde yer alan kadrodan þimdi kaçak eski savcýyý Cumhuriyet’in manþetinde, Can Dündar’a, “Menderes Anayasa’yý ihlalden mahkum olmuþtu, bunlarýn sonlarý da ayný olacak” derken görmek söylediðim “ihanet çemberinin” güçlülüðünü göstermesi açýsýndan önemlidir.
Pis bir dönem... Ýhaneti yaþam biçime haline getirmiþ olanlar, yapýþkan ruh haline sahipler, kapýdan kovsan, bacadan girer halleri var... O týklanma rekoru kýran videodaki “oðlum bak, git” halimiz ise sanýyorum bugünün sembolü niteliðinde...
Ýhanetini belgeliyorsun, kaçýyor, oradan ötmeye devam ediyor...
Demokrasinin savunma refleksi zayýf
Bu ülkede Kobani’yi bahane edip, 70 kiþinin ölümüne neden olan bir sözde siyasetçinin, bu kez Sur bahanesiyle ortalýða dökülmesi, Türk demokrasisinin “kendini savunma refleksi”nin zayýf olduðunun açýk bir örneðidir...
Türk siyaseti açýsýndan Selahattin Demirtaþ meselesinin ilk ayaklanma çaðrýsý yaptýðý 6-8 Ekim 2014’ten hemen sonra kapanmýþ olmasý gerekirdi. Karþýmýzda, o ayaklanma sýrasýnda öldürülen masum insanlarýn kanýna eli bulaþmýþ bir terör destekçisi duruyor ve hukuk sisteminin bu karakteri gerçekleþtirdiði ilk suçta ýskalamýþ olmasýný da anlamak mümkün deðil.
Hukuk ýskalayýnca, iþ, tabii ki, “Bodrum Cizre’ye uzak deðil” açýklamalarý, Silopi’ye yürümeler, nihayetinde Sur için ayaklanma çaðrýlarý birbirini takip eder...
Bakýyorum... Bu kadar pislik yaþanýrken, yazýlarýnýn manþetinde “Oyum HDP’ye” diyenlerden, Selahattin’i parlatýp, sonra soluðu Atina’da Alexis’in yanýnda alanlardan tek kelime yok!..
Arkadaþ... Önünde, yaptýðý her açýklamada kan ve terörü destekleyen bir “kravatlý terörist” var, iki çift lafýn olmayacak mý?..
Bakýn, o renkli devrim burada iþlemez
Ýzledikleri rotanýn gizli þifreleri yok, karþýlarýndaki insanlarýn asýl hedeflerini anlamadýklarýný düþünerek yapýyorlar yapacaklarýný...
En iyisi ben söyleyeyim...
Halkýn iktidar partisine yüzde 50 oy verdiði ve bu oyunun da arkasýnda durduðu bir ülkede, zeminini yaratmaya çalýþtýðýnýz “renkli devrim”lerden biri yaþanmaz, gidin, o, Soros denilen adama bunu anlatýn... Açýkladýðýnýz her bildiride “akademisyen” olarak anýlýyorsunuz ya, bir kereye mahsus gerçek akademisyen olun, iþin analizini doðru yapýn.
Bir kanadýnýz da, ülkede derin kaos yaratarak orduyu hareketlendirmeye çalýþýyor, geçiniz, siyaset bilimi, güçlü dýþ tehdit algýlamasý yaþayan ordularýn iç siyasetin yanýna bile yanaþmayacaðýný net olarak gösteriyor, biraz da kitap okuyun...
Bir uyarý da PKK ve sözcüsü Demirtaþ’a: Anlamadýnýz, bir kez daha anlatayým. Türkiye Kürt halkýnýn saðduyusu ve sosyal/siyasal aklý sayesinde çok zor bir dönemi, atlatma süreci yaþýyor. Temsil ettiðiniz Kürt halkýnýn IQ’sunu düþük sanýp, bu insanlarý iki de bir “serhildan” çaðrýlarýyla rahatsýz etmeyin. Olmuyor, olmayacak, çünkü artýk görmeniz gerekiyor, Kürtler asýl sizi istemiyor...