Ne yalan söyleyeyim, Baþkan Erdoðan’dan, “Kriz bitti... Daðýlabilirsiniz!” diye bir açýklama bekliyordum.
Böyle bir açýklama yapmayacak.
Kriz hafiflemiþ gibi de, kriz devam ediyormuþ gibi de davranmayacak.
Ýþine bakacak.
Ýþi, önce “cari açýðý” azaltmak, sonra da müteakip saldýrýlara karþý ekonomiyi mukavim hale getirmek...
Bunu yapmak için elinden gelen her çabayý gösterecek.
Ýster Erdoðan sever olun, isterse takýntýlý bir Erdoðan düþmaný olun...
Þu çaðrýyý önemsemelisiniz: “Yerlisi varken, yabancý markalarý kullanmayacaðýz. Ýthal etmeyeceðiz, kendimiz üreteceðiz. Hem üreteceðiz, hem ihraç edeceðiz. Üretim, üretim, üretim...”
Bir önceki krizden aðýr hasarla çýkan ve bankacýlýk sistemi batan Türkiye, Erdoðan’a inanýyor.
Erdoðan’ýn kriz yönetimine inanýyor.
Berat Albayrak’ýn “öncekileri” aratmayacaðýna, hatta öncekilerin fevkinde bir ekonomi yönetimi sergileyeceðine inanýyor...
Bu inanç, toplumca saðalmamýza yardýmcý olacak.
Oldu bile.
Erdoðan, elbette “kriz bitti” diye bir açýklama yapmayacak, ciddiyeti elden býrakmayacak ve aðýr bir sýnavdan çýkmýþ olmanýn þýmarýklýðýyla davranmayacak. Ýþine bakacak. Ama bizim böyle bir sorumluluðumuz yok.
Ülke yönetmiyoruz. Sýrtýmýzda yumurta küfesi taþýmýyoruz. Bir diðer ifadeyle, tuzumuz kuru...
Dolayýsýyla, biz konuþabiliriz.
En azýndan, ben, kendi adýma konuþabilirim.
Þu ekonomiden anlamayan halimle diyorum ki, kriz bitmiþtir.
Döviz iner, çýkar.
Büyüme rakamlarý deðiþir. Bir büyürüz, bir küçülürüz... Ama hep büyümüþüzdür, hiç küçülmemiþizdir.
Ekonomide daralma yaþanýr.
Ýthalat kalemleri, ihracat kalemlerini geçer. Bugün geçer, yarýn tersi olur.
Enflasyon çift haneli rakamlara yükselir. Bazen tek haneli rakamlara iner.
Ýstihdam sorunlarý baþ gösterir.
Bunlar hep olur. Ama batmayýz. Batmayacaðýz.
Hatta daha da çýkacaðýz. 2023 hedeflerine ulaþacaðýz. Hiçbir güç buna mani olamayacak.
Dönemin Baþbakaný Demirel, 12 Mart darbesiyle iþbaþýndan uzaklaþtýrýldýðýnda þöyle sitem etmiþti: “Döviz rezervimiz 500 milyon dolar civarýna. Ýþler yolunda. Gidiþatýmýz iyi. Böyle bir ülkede darbe yapýlýr mý?”
Merhum, bugünün rakamlarýyla karþýlaþtýrýldýðýnda devede kulak bile sayýlmayacak rakamlarý “baþarý” olarak görüyordu ve karþýlaþtýðý darbeyi “haksýzlýk” sayýyordu.
Dönemin þartlarý içinde bakýldýðýnda “baþarýlýydý...” Ama iþbaþýndan uzaklaþtýrýlýþýnýn “rakamlarla” alakasý yoktu.
Birçok þey yapmýþtý ama iki þey yapmamýþtý:
BÝR- Amerika’nýn “haþhaþ ekimini yasaklayýn” talimatýna uymamýþtý.
ÝKÝ- U-2 casusluk uçuþlarýna izin vermemiþti. Yani Amerika’yý kýzdýrmýþtý.
Erdoðan’ý da birçok kez indirmeye çalýþtýlar. Bu amaçla, baþkentimizi ve Meclis’imizi bile bombaladýlar.
Baþaramadýlar.
Þimdi de “rakamlarla” indirmeye çalýþýyorlar.
Halký paniðe sevk edip sokaklara dökmeyi baþarabilselerdi, bunun yolunu açacaklardý.
Halk, bankalara ve döviz büfelerine koþup, “Alýn dolarýnýzý” deyince, giriþimleri akim kaldý.
O halde daðýlabiliriz...
Kriz ihtimaline yatýp “gol” diye baðýran serseri taifesi, Erdoðan’ý Don Kiþot’a benzeten kötü ruhlu kadýnlar, “terbiyesiz dolar” þeklinde yazýlar yazýp Amerikan aklýna perestiþ eden ironik akademisyenler, Hasan Cemal’ler, Murat Belge’ler ve Fetullah’ýn cümle kapatma aydýnlarý...
Sizler de daðýlabilirsiniz!