Seçimlere sadece bir hafta kaldý, ancak meydanlara baktýðýmýzda sanki seçimlere 25 parti deðil de, sadece AK Parti ile Cemaat katýlýyor. Hükümet partisi temsilcilerinin nutuklarýnda ana gövdeyi Cemaatin iddialarýna cevaplar ve karþý savlar oluþtururken, CHP’den MHP’ye muhalefetin seçim söyleminde 17 Aralýk ve sonrasýnda ortaya atýlan iddialar özü oluþturuyor.
Seçimler, yerel olma özelliðini de önemli oranda yitirdi. Taraflar seçimi bir tür genel seçime, hatta güven oylamasýna çevirdi.
***
Kanaatimce süreç saðlýklý iþlemiyor, özellikle iktidar partisi belki de farkýnda olmadan pek de arzu etmeyeceði mecralara sürükleniyor. Öncelikle, Cemaat ile siyasi bir partinin çekiþmesi siyaset adýna dezavantajlý bir durumdur. Siyasi anlamda partiler daha güçlüymüþ gibi görünse de sivil topluma nüfuz eden yapýlar karþýsýnda formal yapýlarýn pek çok eksikliði vardýr.
En önemlisi Cemaate verilen ve bir tür refleks þeklinde geliþen tepkiler farkýnda olmadan daha geniþ bir kitleyi etkilemektedir, çünkü Cemaat dediðimiz oluþum dini veya kendi grubuna özgü iddialarla ortaya çýkmýyor. Dikkat edilirse güç istismarý, hak ve özgürlükleri sýnýrlama, yolsuzluk ve benzeri suçlamalarýn tamamý modern hukuk devleti çerçevesinde yapýlýyor. Baþka bir deyiþle, suçlayan belki Cemaat’ten kiþiler, ancak suçlamalar dini veya bir gruba özgü deðil. Dolayýsýyla suçlamalara konu olan talepler liberal ve demokrat kesimlere yakýn gelebiliyor.
Hal böyle olunca iddialar ile boðuþan taraf kendisini Cemaat ile kavgalý sanýrken, birdenbire daha geniþ ve farklý bir kitle ile karþý karþýya bulabiliyor. Twitter tartýþmalarý bunun en güzel örneðidir: Telefon dinleme kayýtlarýnýn sosyal medyada paylaþýlmasýna tepki gösteren ve belki de bu tepkisini baþka bir zaman yapsa anlayýþla karþýlanacak olan Hükümet, twitter’a sýnýrlama getirince karþýsýnda tahmin ettiðinden çok daha geniþ bir tepki buldu. Baþka bir deyiþle, hedeften ziyade hedefin önündeki kayalar vuruldu, böylece maksat hâsýl olmadý.
***
Emin olunuz görev yeri deðiþtirmeleri, yasalarda yapýlan hýzlý deðiþiklikler ve siyasetin dilindeki sertleþme cephe geniþlemelerini hýzlandýrýyor. Belki bu hamleler Hizmet adý verilen camiaya ciddi zararlar da veriyor. Ancak iktidar açýsýndan nihai hedef herhalde birilerine zarar vermek deðil, kendisinin zarar görmesini önlemek olmalýdýr. Ýþte bu noktada kayda deðer sorunlar yaþanýyor.
Ýzlenen yöntem rakibe zarar verse de, asýl onun ötesinde yer alan muhalifleri hem arttýrýyor, hem de yakýnlaþtýrýyor. Ýþte, mevcut stratejinin en sorunlu kýsmý da burasý. Yani, sorunu sadece Cemaat olarak aldýðýnýzda ve mücadeleyi ona karþý kurduðunuzda belki de ondan daha geniþ ve etkili gruplarý gözardý etmiþ, hatta onlarý hasmýnýz haline getirmiþ oluyorsunuz.
***
Seçimlere çok az bir süre kala bu tür hatýrlatmalarda bulunuyor olmam yadýrganabilir. “Bu saatten sonra ne deðiþir ki” diyebilirsiniz. Ancak, hayat 30 Mart’ta sona ermiyor. Görünen o ki bu süreç seçimlerden sonra da devam edecek. Bu nedenle sorunu teþhis, tedavide geç de olsa yeni ufuklar açabilir. Daha huzurlu ve birlik içinde bir Türkiye temennisiyle iyi pazarlar dilerim.