Küçük harfle yazılan bir peygamberlik yok Sayın Baykal!

Pazar günü Halk TV’de İlhan Kesici’nin konuk olduğu bir program vardı.

Kimileri siyasi yelpazenin sağında gördükleri İlhan Kesici’yi CHP’ye yakıştırmasa da ben Kesici'nin CHP içinde bulunmasının Türk siyasi hayatına katkıda bulunacağı kanaatindeyim. Tıpkı eski Refah milletvekili Mehmet Bekaroğlu’nun CHP'de bulunmasının faydalı olduğuna inandığım gibi.

Her ne kadar bu parti Yaşar Nuri Öztürk ve İhsan Özkes gibi ilahiyatçılara tahammül edemeyerek onları ötelediyse de Kesici ve Bekaroğlu gibi dindar kesimin hassasiyetini bilenlerin CHP içinde bulunması hem CHP’yi bu konularda daha dikkatli olmaya hem de muhaliflerinin aşırılıklarını törpülemeye katkı sağlar düşüncesiyle faydalı olacağını ümit ediyorum.

***

Pazar günü ekranda Kesici’y i görünce biraz dinlemek istedim. Baykal’ın peygamber gafını düzeltmeye çalışıyordu.

Baykal’ın ‘bu kadar yetki peygamberi bile bozar’ lafı, gafın ötesinde bir saygısızlıktı.

Yapılması gereken hemen sürçü lisan olduğunu itiraf edip özür dilemekti.

Ama tersini yaptı bir açıklama yaparak tabir caizse tüy dikti.

Aynen şöyle dedi Baykal: “Benim gözümde peygamberlik dediğim şey yüksek ahlaki vasıflar ve üstün nitelikler taşıyan örnek bir şahsiyet. Bu anlamda birisini dahi bozar bu dedim. Onu daha önce evliya diye ifade ettim, Trabzon'da peygamber dedik. Küçük harfle yazılan peygamber. Herhangi bir peygamber değil."

Baykal hoş konuşuyor ama boş konuşuyor’ dediğim tam da bu işte.

***

Her peygamber yüksek ahlaki vasıflar ve üstün nitelikler taşıyan örnek şahsiyettir ama bu vasıfları taşıyan herkes peygamber değildir.

Peygamberlerin sıfatlarından olan sıdk (doğruluk), emanet (güvenilir olmak), fetanet (akıllı ve zeki) ve adalet, onları üstün nitelikleri taşıyan örnek şahsiyet yapar. Fakat tebliğ, ismet ve emnülazl (peygamberlikten atılmamak) sadece peygamberlere mahsus özelliklerdir.

İsmet sıfatı sebebiyle Allah onları hata etmekten, günah işlemekten ve bozulmaktan korur.

***

Peygamber hiçbir sözlükte Baykal’ın ettiği gibi tarif edilmez.

Mesela Türk Dil Kurumu, ‘İnsanlara Tanrı'nın buyruklarını bildiren, onları Tanrı yoluna, dine çağıran kimse, yalvaç, yalavaç, elçi’ diye tarif eder. Diğer sözlüklerdeki tarifler de pek farklı değildir.

Yani küçük harfle yazılınca peygamber başka anlama gelmiyor.

***

Kesici de Baykal’ısavunayım derken havan dövücüsünün hınk deyicisi olmuştur.

Kesici “Bu kadar yetki evliyayı da bozar” ifadesinin kendisine ait olduğunu, bu ifadeyi Kılıçdaroğlu ve Baykal’ın da kendisini referans göstererek kullandıklarını söyledi. Resul nebi farkını anlatarak güzel de bir ders verdi.

Doğrudur, evliya bozulabilir, çünkü evliyanın peygamberlere ait olan ismet özelliği yoktur.

Ama ‘peygamberi bozar’ dediniz mi siz peygamberlerin ‘ günah işlememek, günahtan korunmuş olmak anlamındaki ismet sıfatının ne olduğunu bilmiyorsunuz demektir.

Kesici Baykal’ın peygamber kelimesini kullanarak sürçü lisan ettiğini söylese kitabın ortasından konuşmuş olacaktı ama öyle yapmadı Baykal’ı eleştirenleri eleştirmeyi tercih etti.

Siyasetin insanı nasıl bozduğuna örnek oldu.

***

Ben Baykal’ın peygamberi kastedecek kadar tedbirsiz olmadığını düşünüyorum. Bana göre sürçü lisan etti ama özrü gururuna yediremeyip peygamber kelimesini kullanmakta ısrar ederek cehaletini faş edip hakaretini sürdürdü ve tepki aldı, almaya da devam edecek.

Oysa Baykal’ın yapması gereken çok basitti. “Ben evliya diyecektim dilim sürçtü peygamber dedim özür dilerim” diyecekti mesele kapanacaktı.

Biri gurur meselesi yapıp cehaletinde ısrar ederek, diğeri ‘hınk’ deyici durumuna düşerek peygambere hakareti savunmuştur.

Tepki kaçınılmazdır!