Kudüs bir “Arap meselesi” deðildir...

ABD Baþkaný Trump’ýn Filistin çözümüne iliþkin görüþmelerini köklü bir siyonist aileden gelen damadý Jared Kushner ile özel temsilcisi Jason Greenblatt yürütüyor. Jared Kushner, Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Salman’ýn yakýn arkadaþý!.. Çok sýk görüþüyor, birlikte planlamalar yapýyorlar. Bu ikilinin ayrýlmaz üçüncü ismi ise, Birleþik Arap Emirlikleri (BAE) Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed el Nahyan...

Ortadoðu’da demokrasi ve bölge halklarýnýn istikrarýný hedef alan Suudi Arabistan-Ýsrail-BAE “garip ittifakýnýn” üç ismi...

Karargahlarý 17-25 Aralýk ve 15 Temmuz darbe giriþimlerinin planlandýðý, bünyesinde Jonathan Schenzer, Joseph Hannah, Mark Dubowitz ve kaçak FETÖ’cü Aykan Erdemir gibi neo-con/siyonist isimleri barýndýran, son olarak New York’taki Sarraf kumpasýnda karþýmýza çýkan Demokrasileri Savunma Vakfý (The Foundation for Defense of Democracies)...

Aslýnda Katar’ýn 350 milyar Dolar’ýna el koymaya kalkan, Ýran-Arap Savaþý’ný çýkarmaya çalýþan, Türkiye’de de Erdoðan’ý devirip, doðacak istikrarsýzlýk ortamýnda Suriye’nin kuzeyinde bir terör devleti kurmaya çalýþan bir “çete”den söz ediyoruz. Ülkemize dönük emperyalist saldýrýnýn ana kaynaðý bir gruplaþma, kendini artýk ele veren bir ittifaktan söz ediyoruz...

Filistin’i sattýlar...

Filistin lideri Mahmud Abbas, geçen ay Riyad’a gitti, veliaht ile görüþtü. Kendisine kapalý kapýlar ardýnda sunulan plan korkunçtu. Muhammed bin Salman, Ortadoðu barýþýnda(!) Filistin’in, Batý Þeria’da Ýsrail ile sýnýrý olmayan bir devlete sahip olacaðýný, Doðu Kudüs’ün Filistin’in baþkenti olmayacaðýný, Batý Þeria’daki yasadýþý Yahudi yerleþimlerinin varlýðýný koruyacaðýný ve Filistinli mültecilerin topraklarýna dönmelerine izin verilmeyeceðini bildirdi.

Bir de tehditi vardý: Eðer bu planý kabul etmezse, Filistin’in baþýna kabul edecek biri geçirilecekti. Bu büyük bir olasýlýkla, 15 temmuz’da FETÖ’cülerin para kuryesi olarak karþýmýza çýkan ve BAE’de yaþayan Filistin haini Muhammed Dahlan olacaktý!..

Filistin kaynaklarý, Abbas’ýn kendisine resmen önerilen “yüklü þahsi rüþveti” kabul etmeden büyük bir sinirle Filistin’e döndüðünü ifade ediyorlar. Plan ortaya çýktýðýnda Riyad bunu yalanladý, fakat Abbas’ýn bu planý bazý Avrupalý diplomatlar, Hamas lideri, Lübnan’da bulunan üst düzey bir Filistin yetkilisi ve yine Lübnanlý bir üst düzey makamla paylaþtýðý çok iyi biliniyor.

Zaten Trump, iþgal topraklarýndaki Yahudi yerleþim birimlerini destekliyor, Kudüs’ü Ýsrail’in baþkenti olarak tanýma kararý ise, Filistinlilere, “Doðu Kudüs artýk sizin deðil” mesajýndan baþka bir anlam taþýmýyor.

2013’te Türkiye Gezi Parký olaylarý ile hareketsiz býrakýlýrken, Mýsýr’ýn seçilmiþ Cumhurbaþkaný Muhammed Mursi’nin BAE-Suudi-Ýsrail üçgenindeki mutabakatla devrilmesi ile baþlayan bir sürecin yeni aþamalarýný yaþýyoruz.

15 Temmuz milattýr, savunacaðýz...

Erdoðan’ýn bir konuþmasýnda,“Bu bölgede 15 Temmuz gecesi kimlerin büyük bir sevinçle birbirini telefonla aradýðýný, sonra da büyük bir hayal kýrýklýðýný yaþadýðýný biliyoruz, makamýmýz gereði açýklamýyoruz” demesinin nedenini anlamýþ durumdayýz. Sevinç çýðlýklarý yansýyan telefon hatlarýnýn sahipleri artýk bellidir.

Geliþmeler 15 Temmuz anti-emperyalist direniþimiz ve zaferimizin yalnýz Türkiye deðil, bütün Ortadoðu’nun mazlum halklarý için bir milat olduðunu gösteriyor.

Yalnýz devletimizin bekasýna ve milli birliðimize deðil, Ýslam’ýn kutsal deðerlerinin ayaklar altýna alýnmasýna dönük bir saldýrýyý da püskürttük 15 Temmuz’da...

Erdoðan’ýn Trump’ýn Kudüs kararýndan 24 saat önce “Kudüs Ýslam’ýn kýrmýzý çizgisidir” çýkýþý gelecek kuþaklara, torunlarýmýza millet olarak býrakacaðýmýz bir gurur mirasýdýr!..

Millet olarak 15 Temmuz anti-emperyalist direniþimizin arkasýndayýz, bir adým bile geri adým atmayacaðýmýzý, deneyenin Bahçeli’nin sözleriyle “önce cesedimizi çiðneyeceðini” söylüyoruz.

Ýran, Pakistan, Endonezya...

Gerçeði bir kez daha ifade edelim: Kudüs, bir “Arap meselesi” deðildir, tüm Ýslam coðrafyasýnýn meselesidir...

Yaþanýlanlar, týpký Katar krizinde olduðu gibi, Türkiye-Ýran Kudüs mutabakatýnýn kaçýnýlmaz olduðunu göstermektedir. Pakistan, Endonezya, Malezya, Bangladeþ, Hindistan’daki Müslüman toplum, Orta Asya ve Kafkasya’daki kardeþ devletler, demokrasiyle yönetilen Tunus, Fas ve krizin orta yerinde yaþayan Ürdün...

Neo-con/siyonist lobinin karþýsýna Türkiye-Ýran mutabakatý ekseninde büyük bir cephe ile çýkmak zorundayýz.