Ýþgal altýndaki Filistin, dolayýsýyla Kuds-ü Þerif ve tabii ki Mescid-i Aksa en büyük insanlýk ve savaþ suçlarýnýn açýkça irtikap edildiði bir coðrafya oldu maalesef.
Ýnsan hak ve hürriyetlerini, insan onurunu ayaklar altýna alan bu cürümler maalesefABD ve uluslararasý camia himayesinde irtikap edilmektedir.
Bu teröre karþý nefsi müdafaada bulunan ve iþgale karþý direnen milli kuvvetler de terör örgütü ilan edilmektedir.
Daha da acýsý sözde kimi Müslüman ülke yönetimleri bu direniþ hareketini terör ilan etmekle yetinmiyorlar, ilan etmeyenlere ambargo uyguluyorlar!
***
Üzerimize çöken vehen (dünya sevgisi ve ölüm korkusu), imani bir mesele olan Mescid-i Aksa’ya sahip çýkma görevimizi de bize unutturuyor.
Ya da bizler kimi bahanelerin arkasýna sýðýnarak bu imani meseleyi görmezden geliyoruz/hafife alýyoruz.
Ýlk kýblemiz ve üçüncü haremimiz olan Mescd-i Aksa’yý Siyonist iþgalcilerin insafýna terk ediyoruz.
Sözüm bir bütün olarak Ýslam alemine.
Ve elbette ki herkesin sorumluluðu gücü nispetinde farklýlýk arz eder.
***
Bu sorumluluðu Efendimizin son zevcesi Hz. Meymune validemiz kayýtlara geçirmiþtir.
Meymune validemizin bir sorusu üzerine efendimiz Mescid-i Aksa için, "Oraya gidiniz ve orada namaz kýlýnýz. Eðer oraya gidemez ve orada namaz kýlamazsanýz, aydýnlatýcý (kandillere yakýt olmak üzere) zeytin yaðý gönderiniz!" buyurmuþtur.
Mescd-i Aksa’yagidenler bilirler, mescidin bodrumunda Müslümanlarýn gönderdiði yakýtlarýn biriktirildiði ve muhafaza edildiði bir yað kuyusu vardýr. Artýk yaða ihtiyaç kalmadýðý için o kuyu boþtur!
***
Elbette ki amaç oraya yað yýðmak deðildir. Asýl amaç Mescid-i Aksa’nýn aydýnlatýlmasýdýr.
Bu aydýnlatmayý sadece elektrik verip lambalarýn yakýlmasý olarak anlarsak oradaki zulüm karanlýðýnýn devam etmesine engel olamayýz diye düþünüyorum.
Mescid-i Aksa’yýziyaret ettiðimde kapýdaki iþgalci siyonist askerin beni durdurup “Müslüman mýsýn” diye yönelttiði sorunun acýsýný hiç unutmuyorum.
Filistin ve Kudüs’tekiiþgali bizim gibi ziyaretçiler bile iliklerine kadar hissettiðine göre Kudüs’te yaþayan Müslümanlarýn çektiði çileyi varýn siz hesap edin.
Nitekim geçen Cuma iþgalciler Mescid-i Aksa’da Cuma namazýna izin vermediler. Bu hafta da cemaate saldýrdýlar, yaraladýlar, öldürdüler ve 50 yaþýn altýndaki müminleri engellediler!
***
Uzatmayalým, sorunun en pratik çözümü Selahaddin Eyyubi’nin yoludur.
Bugün Ýslam dünyasýnda o kýratta bir yönetim bulunmadýðýna göre mümkün olan üç yönteme aðýrlýk vermek gerekir diye düþünüyorum.
Birincisi,iþgal devletine siyasi baský ki bu devlet ricalinin görevidir. Müslüman devlet ricalinin hem iþgalcilere baskýyý doðrudan artýrmasý hem de uluslararasý camianýn baskýsýný temin sadedinde çalýþmasý gerekiyor.
Sivil toplum örgütlerininyapacaðý eylemleri ve medyanýn kamuoyu oluþturmak amacýyla yaptýðý yayýnlarý da bu sýnýfa dâhil edebiliriz.
***
Ýkincisi, direniþ örgütlerine destek vermektir.
Üçüncüsü defert fert biz Müslümanlara düþen Kudüs’e destek olma görevidir.
Siyonist iþgalciler Kudüs’ün demografik yapýsýyla oynayarak Müslüman nüfus üzerinde büyük baský oluþturmaktadýr.
Bu baskýya karþý direnen Müminlere dünya Müslümanlarý kardeþ aile olmak dahil deðiþik yöntemlerle destek verebilir.
Unutmayalým, Kudüs’te ne kadar güçlü ve çok Mümin bulunursa Aksa o kadar güçlenir!
Hem Kudüslülere hem bütün Filistinlilere güvenilir kiþi ve kurumlar aracýlýðýyla maddi yardým gönderebilir ve böylece Kudüs’ün ve Filistin’in güçlenerek aydýnlanmasýna destek olabiliriz.
Þu anda Abbas’ýn baþýný çektiði Filistin Özerk Yönetimi aracýlýðýyla yapýlacak yardýmlarýn Kudüs’e ve Filistin’e bir fayda getirmeyeceðini peþinen belirtelim!