Kudüs, Ruhumuzdur...

Cumhurbaþkanlýðý sözcüsü Ýbrahim Kalýn; ABD'nin Ýsrail büyükelçiliðini Kudüs'e taþýyacaðý þeklindeki bilgiler hakkýnda net konuþtu. ''Böyle bir adým, zaten kýrýlgan olan Ortadoðu barýþ sürecini ortadan kaldýracak ve yeni gerilim ve çatýþmalara sebep olacaktýr. ABD yönetiminin bu vahim hatayý yapmayacaðýný ümit ediyoruz. Kudüs’ün ve Harem-i Þerif’in statüsünün korunmasý hayati önemi haizdir.''

Gençlerin çoðu ''Filistin Davasý'' dendiðinde, bunu Gazze'den ibaret zannediyor. Kudüs, bir hatýra gezisi olarak albümleri süsler oldu. Uyuþturuluyoruz. Dikkat! Zýmni bir kabuldür oysa bu. Kudüs'ün defacto þekilde bir Ýsrail kenti olduðunu sessizce kabul etmektir. Uyuþturulmuþ, bilinçdýþý'na itilmiþ bir Kudüs var artýk çoðumuz için. Þimdiyse bir adým daha atýlýyor. Kudüs, iþgal devleti Ýsrail'in baþkenti olarak kabul edilecek/miþ.

Birleþmiþ Milletler bunu kabul etmiyor gerçi. Ama Ýsrail þimdiye kadar alýnmýþ hiçbir uluslar arasý kararý da kabullenmiþ deðil. Katliama, soykýrýma, iþgale, sürgüne, nüfus tenkiline devam ediyor.

ABD Baþkaný Trump, Baþkan seçildikten sonra üç kritik seyahat yapmýþtý, Vatikan'a, Suudi Arabistan'a ve Ýsrail'e. Bu seyahatler, Orta Doðu'nun yüzyýllýk haritalarýnýn yeniden çizileceðinin sinyali gibiydi. Nitekim hemen ardýndan Suudi Arabistan'da sofistike bir darbe oldu, yönetimdeki prensler, Þura'daki aþiret reisleri, büyük fakihler alaþaðý edildiler, ABD onaylý yeni bir kadro hakim þu anda Suudi Arabistan'a. Mýsýr'da ise zaten göz göre göre yaþanýyor cuntanýn elkoyma hadisesi, halkýn seçtiði adamlar idamla yargýlanýyor. Tüm bu oldu bittiler neticesinde, Suudi Arabistan ve Mýsýr, Ýsrail miðferinde buluþtular. Görünüþte Ýran'a karþý birleþmiþ gibiler. Ama her nasýlsa bu ittifakýn aktif manada Ýran'a karþý bir hareketliliði yok. Türkiye karþýtlýðý ise çok açýk. Ýsrail, Türkiye ile arasýnda tampon görevi yapacak kartondan bir yapay üke istiyor, PYD'yi Türkiye karþýsýnda aðýr techizatla silahlandýrmalarý ve Ýsrail'in ''b'' þýkký þeklinde bir Kürt devleti kurma arzularý da bu yüzden...

''Herþeyi hemen Ýsrail'e baðlýyorsunuz'' diyorlar. Ama 2002'den beri Ortadoðu dediðimiz coðrafya'da yeni ve ciddi bir harita çalýþmasý var. Bir kan çanaðýna döndü, yerlerimiz yurtlarýmýz... Türkiye'nin kendi meselelerine gömülmüþ, baþý önde, dizleri çökük bir halde olmasýný arzu edenler de pekala biliyorlar ki; Türkiye'nin bir ruhu var ve Türkiye kendisinden ibaret deðil. Bu yüzden hem Mýsýr'daki þekliyle 15 Temmuz darbesini denediler hem Suudi yöntemiyle 17/25 Aralýk kalkýþmasýný denediler... Bölge, ''Büyük Ýsrail''e uygun þekilde yeniden stablize ediliyor. Bütün bunlarýn Türkiye ile ne ilgisi var diyecek olanlara, tüm bu kanlý hesaplaþmanýn Osmanlý hinterlandýnda cereyan ettiðini, kabul etsek de etmesek de Türkiye'nin Osmanlý mirasýnýn evladý olduðunu hatýrlatalým. Bir de Tayyip Erdoðan faktörü var. Destekleyenler de desteklemeyenler de bilir ki; Tayyip Erdoðan ve siyaseti, Kudüs ve Mescid-i Aksa Davasýnda tedris edilmiþ bir bilince yaslanýr. ''Kudüs Kriterleri''ne göre, Müslüman, Hristiyan ve Musevi kesimler, Kudüs baþta olmak üzere tüm Filistin'de selamet esasýna göre bir arada ve emniyetle yaþarlar. Osmanlý'nýn çöküþüyle birlikte bu selamet kriterleri kaybedilmiþ yerine Ýsrail'in ikame ettiði vahþet, katliam, iþgal dönemi geçmiþtir.

Ýbrahim Kalýn'ýn deðerlendirme ifadelerindeki ''hayati önemi haizdir'' vurgusu mühim. Nitekim; ABD'nin Ýsrail büyükelçiliðini Kudüs'e alacaðýnýn bilgisi yayýlýr yayýlmaz, ÝNTÝFADA çaðrýlarý baþladý. Ýntifada, israil zulmüne karþý meþru müdafa demek. Ýntifadalarýn ilki 1987'de baþlamýþtý. Þahsiyeti adýna itiraz etmek, ayaða kalkmak, haksýzlýðý kabullenmemek anlamlarýný taþýyor. Býçak kemiðe dayandýðýnda harekete geçen kuvayý milliye anlamýnda.

9 Aralýk 1917, Kudüs-ü Þerif'in, Osmanlý yönetiminden Ýngiliz yönetimine geçiþ günüdür. Önümüzdeki hafta Kudüs'ün esaretinin 100.yýlý doluyor. Milenyumda Kudüs'ü Ýsrail'in baþkenti ilan etmek istiyorlar.

Tabii unuttuklarý birþey var; baþýnda þehit ruhlarýnýn uðultularla döndüðü rüzgarlý bir kaleye benzer Mescid-i Aksa. En bir þey bilmeyenimizin gözünden bile yaþ gelir Kudüs dendiðinde. Gencimizin ihtiyarýmýzýn duasýdýr Þehitlerina arasýna karýþmak. Ve strateji deðildir bu. Ýmandýr.