Kudüs'te kurþun mu, yalnýzlýk mý vurdu Fatýma'yý?

Yer: Kudüs. Mescid-i Aksa, Þam Kapýsý'nýn önü. Arka arkaya patlayan silahlar, haykýrýþlar, koþuþmacalar, kulaklarý patlatan arýlarýn uðultusu.

Tam orada bir kýzý vurdular. Sanki alnýndan vurulmuþ da göklerden kaný akan Burak'týr... Sanki þehit Fatýma'yla birlikte Ref-ref de kanýyor. Sanki Miraç gecesinin ýþýklarý sönüyor. Sanki inmiþ yere, ihtiyar Mescidin çatýsý, çatlýyor... Sanki kýble devrilmiþ yatýyor. Her þey kýrýk burada. Her þey paramparça. Her þey yarým. Her þey esir. Her þey yetimdir Kudüs'te...

Yer: Kudüs. Mescid-i Aksa, Þam Kapýsý'nýn önü. Bir kýzý vurdular. Ýsmi Fatýma, 16 yaþýnda.

Yere uzanývermiþ cansýz bedeninden tam 22 kurþun çýkýyor. Ýþgal devleti Ýsrail'in sýktýðý korkak ve hain kurþunlarýn devirdiði son Filistinli çocuk o. Ama Kudüs'ün 1948 iþgalinden sonraki kaderidir bu, tekrarýdýr bu Aksa Mescidi'nin. Þehadet tekerrürüdür Kudüs...

Ýsrail iþgali sürdüðü müddetçe de burada hiç bir þehid son þehid olarak kalamayacak. Ýþgal devam ettiði sürece, þehitler bir yaðmur gibi yaðmaya devam edecek. Sessiz ince bir yaðmur, tüm dünyanýn gözü ve sessizliði önünde, tüm dünyanýn baþýndan aþaðý, üzerine yaðacak... Dünya vicdanýna sorulmuþ sorulardýr þehitler.

Yer: Kudüs. Mescid-i Aksa, Þam Kapýsý'nýn önü.Fatýma'yý katlettiler. Fatýma'nýn yerde kanlar içinde kývrýlmýþ ince bedenine bakýyorum, sol eli dudaklarýnda, sanki hayret ediyor yalnýzlýðýna... Yapayalnýzlýðýna. Tam o esnada Lübnan'da Müslüman Alimler Toplantýsý düzenleniyormuþ. Tam o esnada, artýk iyice külfet diye baktýklarý Filistin meselesine sahip çýkanlar, aklýndan zoru olanlar þeklinde tarif ediliyormuþ ekranlarda...

Yer: Kudüs. Mescid-i Aksa'nýn dokuz kapýsý.Demirden duvarlarla yarýlmýþ, parçalanmýþ, ablukaya alýnmýþ bir þehir. Kudüs'ün kanýný emip Gazze'yi balyozlarken Siyonist rejim... Þehitlerin bin itirazý olarak çýkýp geliyor Ýntifada. ''Irmak'tan Denize kadar'' diye yeri göðü inletiyor Ýntifadalarýn gürlek narasý, ''Irmak'tan Denize Kadar''. Hürriyet. Hürriyet, iki suyun arasýndadýr Kudüs'te.

Ve bizler oturduðumuz yerden tartýþmaya devam ediyoruz kuru gürültülerle; acaba geri adým atmýþ mýymýþ Filistin Davasý, acaba taviz mi vermiþ Hamas? Havada uçuþuyor iþgalin adým adým bitirdiði haritalar. 1948 mi, 1967 mi, 1987 mi, hangisi... Ýntifada, haþin bir fýrtýnada çevrilen gül gibi, þehitlerini yaprak yaprak döküyor. Gelinlik giyemeyen kýzlar kefenlere sarýlýyor, tabutlarýna sýðmayan delikanlýlarýn solmuþ yüzleri, gariptir hala niye gülümsüyor... Ve tekbirler, ve zýlgýtlar, ve aðýtlarla taþýnan tabutlar, yine tabutlar...

Beþ yaþýndaki çocuklara kelepçe takan siyonist rejim, dokuz yaþýndaki çocuklarý kurþuna dizen Ýsrail, onaltýsýndaki kýzlarý vuran, annelere, büyükannelere iþkence eden, zeytin aðaçlarýný kesip incir aðaçlarýný yakan iþgal gücü...

1948'den beri soykýrýma tabi tutulan bir halk var Filistin'de... Ve her yýl bir yenisi eklendi bu iþgale, durmadý o tarihten bugüne. Hamas'ýn deklare ettiði son çerçeveyi, bir geri dönüþ olarak görmediðimi, can havliyle gerçekleþtirilmiþ bir ifade olduðunu dile getirmek isterim. Burada Hamas'ýn veya genel anlamýyla Filistin Kuvayý Milliyesi'nin midir tek sorumluluk?

Kudüs ve Filistin Meselesi, Ümmetin sorumluluðudur.

Ýsrail ve iþgal eleþtirisi getirilmeden açýlan hiçbir Kudüs baþlýðý, gerçek deðildir!