Kudüs’ü, Ýsrail’in baþkenti olarak tanýma kararýna Trump’ý iten durumun vahameti, sadece Amerika için deðil, esasýnda dünyadaki dengeleri deðiþtirecek ortama kapý açtýðý nettir.
Ýsrail lobisinin, Amerika’daki varlýðý kimseye sýr deðil. Hatta hatýrlýyorum, yýllar önce Amerika’daki Ýsrailli STK baþkanýnýn bir toplantýda “Amerika’yý biz kurduk, burasý Ýngilizlerin deðil bizimdir” cümlesini kullanýrken bile, oradaki varlýklarýnýn altýnýn ne denli dolu olduðuna kanýt nitelikteydi.
Trump’ýn; baþkan olarak devreye girmesi, seçilmesi ve söylemlerine, þimdi farklý bakýþ açýsýyla bakarak yorum yaparsak, görünen o ki bu isim üzerinden Orta Doðu’daki dengelerin Ýsrail’in lehinde kurgulanmasý, Ýsrail lobisinin planlý hedefi idi. Trump’ýn böyle bir ortamda devreye girmesi, Orta Doðu’daki dengeyi Ýsrail’in lehinde deðiþtirilmesine de þahitlik ettik.
Suriye’deki savaþýn sonucunda, Orta Doðu’nun geneline yansýmasý planlanan Ýslam coðrafyasýnda, Ýsrail’e uygun ortamýn uygulanmasý, Ýsrail’in bir de böyle bir ortam zamanlamasýnýn olmayacaðý telaþýna baðlý olduðu da aþikârdýr.
Orta Doðu’da suni hilelerle kurgulanan Ýsrail Devleti’nin kalýcý varlýðý için, Orta Doðu’nun tüm fay hatlarýnýn daðýtýlmasý lazým. Ve elbette Müslümanlara zulüm eden yönetimlerin iktidarlara getirilmesi ve orada tutulmasý bu planýn bir parçasýdýr.
Mýsýr’da ve Suudi’deki yönetimler gibi Ýsrail’in denetlemesine açýk yönetimlerin, neden bu kadar sahip çýkýldýðýný, neden coðrafyanýn köklü devletlerine Ýsrail’in sinsi planlarla tuzak kurduðunu, Trump’ýn bu kararýndaki nedenlerinden anlamaktayýz.
Kudüs; Müslümanlarýn vazgeçmesi mümkün olmayan bir kalesidir. Ýsrail Devleti kurma aklý devreye girdiðinden itibaren, Müslümanlarýn elinden alýnmasý ve oradaki Müslümanlarýn yapýlarýna, manevi ve fiili baskýlarýn yapýlmasý, hep planlý hamleler idi.
Filistinlileri Mýsýr’a götürmek, Filistin topraklarýnýn tamamýný Ýsrail Devletine dönüþtürme, bu azmýþ gibi Suriye - Ýran - Irak - Türkiye topraklarýna kadar uzanan terör hattýný kurarak, yeni toprak geniþliðini sahiplenme, Orta Doðu’nun kalýcý ve belirleyici aktörüne dönüþmektir hedefi.
Ýþte tam da bu nedenle her þeye raðmen bunca acý ve kan varken, birde üzerine böyle bir riskli kararla Trump’ý kullandýran akýl, Trump’ý çýkmaza sokarak destek arayýþýna girmesine zemin oluþturan akýldýr. Ýsrail lobisinin, Trump’ý köþeye sýkýþtýran ortamý pekiþtirmekle, Trump’a yardým elini uzatan elin Ýsrail lobisi eli olduðu, bunun karþýlýðýnda ise Kudüs’ün baþkent olarak tanýnmasýna itilmesi, iþte bu uzun vadeli planýn parçasýdýr!
Bazen dibe vurmadan yükselmek mümkün olmayabilir! Bu adým, büyük öfkenin devreye girmesini saðlayacaðý aþikârdýr. Lakin diðer yandan da bu öfke, parça parça olan güçleri de bir araya toplayabilecek güçtedir.
Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn; böyle bir zorlu tarihi dönemde görevde olmasý, sadece Türkiye’yi deðil, dünyayý da yönetebilmesi, Müslümanlarýn baþaracaðýna iþaret niteliðindedir.
Yunanistan ziyaretindeki ahvaline, söylemine ve taleplerine bakýldýðýnda, Erdoðan’ýn sadece zamanýnýn nabzýna göre deðil, hem deilerideki olacaklara göre siyaset inþa ettiðini görmememiz mümkün deðildir.
Amerika’yý böyle bir yanlýþlýða iten kiþinin sadece Trump olmadýðý, bu ortamla Ýsrail’in Amerika’daki güçlerini nasýl kullandýðýný da hesaba katarsak, bu ortamda Erdoðan’ýn ne kadar hayati rol oynadýðýný gözardý etmemeliyiz.
Erdoðan’a; Ýsrail’in Amerika’daki uzantýlarýnýn, sýzma iþlerini iyi bildikleri için, Türkiye Cumhuriyeti Devleti içerisine sýzdýrdýklarý FETÖ gibi terör örgütleri ile nasýl bir akla sahip olduklarýný teyit etmiþ durumdayýz. Trump’ý kullanarak, onun sadece parayý hesaplayan akla sahip olduðunu, siyaset inþasýnýn ne anlama geldiðini bilemeyen biri ile Ýsrail’in kullanma kabiliyetini de görebiliyoruz. Ýslam’ýn zaferi, uyanýþla çok alakalýdýr. Bu uyanýþý saðlayacak olan ise Türkiye’dir. Tam da bu nedenle Türkiye’yi yorgun düþürmek, iç olaylarla meþgul etmek, tiyatro mahkemelerle eforunu harcatmak ve elbette idrakten uzak bazý siyasiler üzerinden Cumhurbaþkanýný yýpratmak da, bu büyük oyunun bir parçasýdýr. Bunu görmek lazýmdýr. Bunun önünü kesecek kurgu ve her ne olursa olsun “haklýysan, güçlüsün” fikrine göre adým atmak, sonuna kadar Allah’a iman etmek þarttýr. Türkiyesiz; cihana adalet ve “güçlüysem, haklýyým” diyenlere karþý, “haklýysan, güç sende” fikriyatý, kalýcý mefkûre yapýlamayacak!