Trump’ýn, “derin Amerika” çukurundan kurtulmak için Kudüs’ü ateþe atmasýna kýzýyoruz.
Elbette kýzacaðýz.
Peki, bu “ tecavüz”ün tek sorumlusu Amerika ve Ýsrail mi?
Dürüst olalým, Ortadoðu’daki emperyalist talanýn asýl sorumlusu, Körfez’deki “eyalet valileri”dir.
Bakmayýn göstermelik kýnamalara. Trump Suudi Arabistan, Birleþik Arap Emirlikleri ve Mýsýr gibi “Ýslam ülkeleri”nin baþýndaki “küresel kuklalarý”nýn desteðini almadan asla böyle bir adým atamaz.
Nitekim, Arabistan’dan yayýlan, “Filistin bizim meselemiz deðil, Ýsrail’in bize ne zararý var” gibi söylemler bu “satýþ”tan sýzan çirkin kokulardýr.
Ýtiraz edemezler...
Varlýðýný Amerika’ya borçlu olan hiçbir Arap lider Ýsrail karþýsýnda dik duramaz.
Býrakýn karþý durmayý, “Ýsrail ile savaþmak caiz deðildir” diye fetva(!) verdirirler adama.
Trump’ýn o akþamki artistliklerinin, gücünden kaynaklandýðýný mý zannediyorsunuz?
O küstah tavýrlar, kaleyi içten fethetmiþ olmanýn rahatlýðýdýr.
Haçlý sömürgeciler karþýsýnda sadece halkýnýn serbest iradesi ile seçilen liderler “dik” durabilir.
Kukla liderler ise “koruma hizmeti” aldýklarý “güç”lü devletlerin absürt talimatlarýný yerine getirebilmek için kendi halklarýna karþý “diktatör” olurlar.
Suudi Arabistan’da bir süredir olup bitenlerin, Kral Selman’ýn; ülke menfaatleri doðrultusunda aldýðý kararlar olduðunu söyleyebilecek tek kiþi var mý?
Tek Türkiye var...
Defalarca yazdým; Ýslam coðrafyasýnda, Türkiye dýþýnda hiçbir devletin Filistin ve Kudüs diye bir derdi yoktur.
Var gibi görünenin derdi de istismardýr.
Mesela, Ýran’ýn “Ýsrail düþmanlýðý” ne hikmetse Filistin’e deðil, hep Ýran’a kazandýrmýþtýr.
Büyük þeytanýn oyununu göremeyen basiretsiz liderler hâlâ kardeþ kanýnda ulusal çýkar arýyor.
Yemen’deki Müslüman kaný akýtma yarýþýnýn Müslümanlara nasýl bir faydasý olabilir.
Sýrf Gazze’de kardeþlerimizin “Refah”ýný kesmek, nefes borularýný kapatmak için darbe yaptýrýlan Sisi’den nasýl bir Kudüs duruþu bekleyeceðiz?
Müslümanlarýn baþýna bela edilen bu kuklalar Filistin ve Kudüs’ü verip kurtulacaklarýný zannediyorlar.
Huzuru, düþman ile iþbirliðinde arýyorlar.
Filistin’den sonra sýranýn kendilerine geleceðini bilmiyorlar.
Bölüp yutuyorlar...
Özellikle son asýrda iliklerine kadar sömürülen Ýslam dünyasý, bölünüp parçalanmalarý sonucu bu felaketi yaþadýðýný hâlâ anlayamamýþtýr.
Bu birlik saðlanamadýðý takdirde, bugün “güçlü” gibi görünenler de parçalanýp yutulacaktýr.
Diktatörlerin koltuk hýrsýnýn faturasýný Müslümanlar ödemektedir.
Gösteriler, kararlýlýðýmýzý göstermesi bakýmýndan elbette önemlidir.
Ama bu çerçevede kalan tepkiler sadece Ýsrail’in ekmeðine yað sürer.
Çünkü Ýsrail, kurulduðu günden bu yana bu yöntemle hedeflerine ulaþmaktadýr. Olan sadece Müslümanlara olmaktadýr.
Doðru teþhis olmadan köklü çözüm bulunamaz.
Ýslam coðrafyasýnýn yaþadýðý felaketin sebebi, Hilafet þemsiyesinin kaldýrýlmasýdýr.
Batýlý emperyalistler bu sayede, dünyanýn aðýrlýk merkezi olan Ýslam coðrafyasýnda istedikleri gibi at oynatmaktadýr.
Çözüm ümmet birliði...
Bu birlik, yeni bir anlayýþla tekrar saðlanmadýkça Müslümanlara huzur yoktur.
Müslümanlarý Trump ve onun uþaklarýnýn elinden oyuncak olmaktan kurtaracak tek çözüm, Ýslam dünyasýndaki her türlü farklýlýðý ihtiva eden bir çatý müessesesi oluþturmaktýr.
Asýl maðdur durumdaki Müslüman milletlerin çoktan hazýr olduðu, bütün ümmeti kapsayacak bir “Ýslam Birliði”nin önündeki tek engel, batý kuklasý diktatörlerdir.
Oysa bütün Ýslam ülkelerinin; nüfuslarý oranýnda temsil edildiði bir “Ümmet Meclisi” oluþturulabilir ve bu kurum, sömürgeci batýya karþý Ýslam ülkelerini koruyan bir paratoner vazifesi görebilir.