Coþkun BAÞBUÐ
Coþkun BAÞBUÐ
Tüm Yazýlarý

Kuduz

Anket þirketleri hummalý bir çalýþmanýn içindeler.

Her þirket seçim sonuçlarýný en doðru tahmin eden olmanýn mücadelesini veriyor.

Bugüne kadar anketlerin gösterdiði sonuç mevcut iktidarýn hükümet etmeye devam edeceði yönünde.

Bu durum iktidarý ele geçirmek için her yolu deneyen, bu uðurda kýlýktan kýlýða giren küresel çetenin moralini ciddi manada bozmuþ durumda.

Çete þimdilerde seçimi kaybedecek olmanýn getirdiði telaþla, süreci nasýl lehime çeviririmin yollarýný arýyor.

Ancak bu telaþ hem çeteye hem de güttüðü kripto yapýlara çok büyük zararlar veriyor.

Küreselciler içerdeki dostlarý ile el ele vererek kuduzun getirdiði travmayla her yere saldýrýyor ve bunu yaparken de hata üstüne hata yapýyorlar.

Gözleri dönmüþ vaziyette eski defterleri bir bir geri açýyorlar ve çaresizlikten geçmiþte oynadýklarý oyunlarý tekrar oynamak zorunda kalýyorlar.

Tek çare kaos mu?

Evet!

Küresel çete içerdeki kripto yapýlarý kullanarak ülkede iç savaþ, sokak çatýþmalarý çýkarmaktan baþka çaresinin kalmadýðýnýn farkýnda.

Bunu yapmanýn tek yolu, kutuplaþtýrýlmýþ taraflarý alýcýsý olacak suni sebepler yaratarak birbirine düþürmek.

Bunu yapmak için elde malzeme kalmadýðýndan tek çare eski defterleri açmak.

Eski defter dediðinizde akla seksenler gelir.

Neydi seksenler hatýrlayalým.

Sað-Sol / Alevi-Sünni / Türk-Kürt

Sað-sol dediler olduramadýlar, Türk-Kürt dediler çatýþtýramadýlar, Alevi-Sünni dediler ayrýþtýramadýlar.

Ancak pes etmediler.

Üç dosyayý da zamaný geldiðinde tekrar açmak üzere arþivlerine kaldýrdýlar.

O zaman bu zaman mý...?

Evet o zaman bu zaman.

FETÖ dönemini hatýrlayýn "Zaman" ve "Bugün" gazeteleri vardý.

Hani gazete kýlýðýna girmiþ örgütün propaganda paçavralarý.

Subliminal mesaj vermeyi seven ABD, bu iki isim üzerinden örgütü motive etmeye çalýþmýþtý ve bu iki isim birlikte anýldýklarýnda bir anlam ifade ediyorlardý.

Zaman bugün...

Yani, vakit geldi...

15 Temmuz'da vakit çökünce bu kez sahneye "Birgün" gazetesini sürdüler.

Örgüte verilmek istenen mesaj açýktý. Sakýn ha enseyi karartmayýn, o vakit bir gün gelecek.

Ýþte o vakit geldi.

Vaktin geldiðine inanan küresel çete, Kürt-Türk, Alevi-Sünni dosyalarýný tekrar raftan indirerek servise koydu.

Daha önce de oynanan bu oyunun geçmiþten farký, o günlerde ayrý ayrý oynanýrken bugün ayný anda oynanýyor olmasý.

Neden ayný anda?

Çünkü vakit yok, oyun bitiyor.

Demiþti ya Erdoðan, "topunuz gelin"

Onlarda vakit kalmadýðý için topunu sahaya sürerek geliyorlar.

Þimdilerde etnik köken ve mezhep üzerinden sonu iç savaþa gidecek sokak çatýþmalarý baþlatmak üzere alt yapý çalýþmalarý yapýlýyor.

Peki nasýl...

Mezhep üzerinden gelecekler.

Bu konuyu sürekli gündemde tutacaklar.

Konuyu kamuoyunda öne çýkmýþ isimler üzerinden iþleyecekler.

Ýþbirlikçi isimlilere rolleri daðýtýlacak ve sýrasý gelen sahneye çýkýp rolünü oynayacak.

Tiyatro bu kadar basit.

Sýraladýðým senaryo bir süredir gösterimde.

Ýþte size bir kesit.

Geçtiðimiz haftalarda Habertürk televizyon kanalýnda Sevilay Yýlman, Nagehan Alçý ve Nihal Bengisu Karaca sabah kuþaðýnda konuklar.

Seçimin konuþulduðu dakikalarda konu birden Alevi mevzusuna getirildi.

Önceden çalýþýlmýþ danýþýklý dövüþ paslaþmalarda, efenim neymiþ Kýlýçdaroðlu seçimleri normalde rahatlýkla kazanýrmýþ mýþ da ancak alevi olduðu için kazandýrýlmayacakmýþ mýþ. Mezhebi önündeki en büyük engelmiþ miþ.

Türk Milletinin aklýyla alay eden bu üç silahþöre soralým.

Madem Bay Kemalin mezhebi siyasetine engel, CHP'nin baþýna nasýl geldi bu muhterem?

Hýýýý! Duymuyorum, aloo! Sesinizi alamýyorum...

Telefon meþgulde, cevap yok...

Oyun kuruldu ama çok ucuz...

Hemen sonrasýnda katýldýðým bir televizyon programýnda bu proje konuþmalarý kamuoyuyla paylaþtým ve þiddetle eleþtirdim. Üçlünün aldýklarý talimat gereði hem "seçimde hile var," hem de "aleviler dýþlanýyor" yalanlarýna zemin hazýrladýklarýný, muhtemelen önümüzdeki günlerde Kýlýçdaroðlu'nun Alevilik üzerinden yeni bir tartýþma konusunu baþlatacaðýný söyledim.

Keþke yanýlsaydým.

Öyle de oldu.

Kýlýçdaroðlu "Alevi" baþlýklý bir video yayýnladý. Türkçeye çevrilen Video konuþmasýnda ýsmarlama cümlelerle þöyle diyordu;

"Kimlikleri konuþmayacaðýz, baþarýlarý konuþacaðýz. Artýk ayrýþmalarý konuþmayacaðýz. Bu deðiþim seferinde benimle olacak mýsýn?

Kýlýçdaroðlu sordu ve sýrasýný savdý. Þimdi bir de biz soralým Kýlýçdaroðlu'na;

-Ülkede bugüne kadar kimse etnik kökeni, mezhebi nedeniyle ayrýþtýrýlmadýðý halde neden toplumun fay hatlarýyla oynayarak bu tür tehlikeli cümleleri kuruyorsunuz?

-Ülkede madem bu konularda sýkýntý var, artýk deðiþim gerekli diyorsunuz. O halde Atatürk'ten emanet Türkiye'nin en büyük partilerinden biri olan CHP'nin baþýna nasýl genel baþkan oldunuz?

-CHP içinde Atatürkçü ve ulusal kadrolarý tasfiye ederek, ciddi bir Alevi yapýlanmasýna gittiðiniz partinizin içinde konuþulan bir konu. Madem öyle, neden þikâyetçi olduðunuz bir konuyu kendi partinizde uyguluyorsunuz? Bu durumda esas ayrýþtýran siz deðil misiniz?

Bu sorularý çoðaltmak mümkün ama cevap almak mümkün deðil.

O nedenle havanda su dövmeyip son cümlemizi kuralým.

Aman ha...

Tuzaklara, þiddete, sokaða davete dikkat.

Kimin nereye hizmet ettiðine dikkat.

Ve hepsinden önemlisi içimizdeki sarýklý Ýngilizlere dikkat...