Hakkýnda “müfteri” olduðuna dair mahkeme kararý bulunan kiþi, CHP’de genel baþkanlýk yapýyor. Ve hiçbir müntesip, çýkýp, “Bu adam partimize yakýþmýyor” demiyor... Bunu “mesele” yapmýyor.
Mustafa Kemal, Ýsmet Ýnönü, Bülent Ecevit, Deniz Baykal...
Kýlýçdaroðlu’ndan önceki CHP genel baþkanlarý...
Düþüncelerine katýlmasanýz da, her biri hakkýnda, “nitelik” belirten cümleler kurabilirsiniz.
Hiçbir þey deðilse de, bir düzeyden, bir kaliteden, bir nezahetten bakan kiþiler bunlar.
Ýyi kötü marifetleri var...
Ýcraatlarý var.
Söylemleri var...
Peki, hangi düzeyden, hangi kaliteden, hangi nezahetten baktýðýný bilmediðimiz Kýlýçdardoðlu’nu nesiyle anacaksýnýz?
Küfürleriyle mi?
Bakýn, katýldýðý bir televizyon programýnda, dokunulmazlýklarla ilgili ne söylemiþ: “Birdenbire dokunulmazlýklarýn gündeme gelmesinin arkasýnda baþka bir düþünce yatýyor. Milletvekili dokunulmazlýðý belli konularla sýnýrlanmalý. Þu sorunun yanýtýný Davutoðlu’ndan alamadým; Gelen öneri ile benim dokunulmazlýðým kalkýyor ama Baþbakan Davutoðlu’nun dokunulmazlýðý kalkmýyor. Neden?”
Neden mi?
Bunun nedenini bir-iki hatýrlatma yaptýktan sonra açýklayacaðým.
Sayýn Kýlýçdaroðlu;
Dokunulmazlýklarýn gündeme gelmesinde ne tür bir “baþka düþünce” Nedir o gizli amaç?
Ne olsun istiyorsunuz?
Hendekteki “arkadaþlarýnýza” silah ve mühimmat taþýrken suçüstü yakalanan milletvekilinin eylemi takibatsýz mý kalsýn? Terör faaliyeti ve “yardakçýlýðý” suç olmaktan çýkarýlsýn mý? Terörist taziyesine gidip siyasi þov yapmak, güvenlik görevlilerine “katil” diye saydýrmak “yasama faaliyeti” içinde mi deðerlendirilsin? Ne olsun?
Milletvekili dokunulmazlýðýnýn “belli konularla” sýnýrlandýrýlmasýný istiyorsunuz. Eyvallah...
Hangi konular onlar?
Bize net bir çerçeve çizebilir misiniz, “Þu, þu, þu konular” diye?
Meclis’e gelen öneriyi, “kendiliðinden gelmiþ” bir öneri gibi algýlatmaya çalýþýyorsunuz ve bundan belli sayýda milletvekillerinin etkileneceðini söylüyorsunuz. Sonra da isyan perdesinden ünlüyorsunuz: “Gelen öneri ile benim dokunulmazlýðým kalkýyor ama Baþbakan Davutoðlu’nun dokunulmazlýðý kalkmýyor. Neden?”
Neden mi?
Baþbakan Davutoðlu hakkýnda düzenlenmiþ bir fezleke yok da, ondan...
Sizin var.
Bugüne kadar hakkýnýzda 39 adet fezleke düzenlendi... Yazýyla, otuz dokuz.
Hepsi de “küfür ve hakaret suçu...”
Siyaset yapmak yerine muhataplarýnýza küfretmeyi tercih ettiðiniz için (En hafif ifadeniz þu: “Hýrsýzlarýn altýna yatýyorlar. Bunu bilerek söylüyorum. Ne anlarlarsa anlasýnlar. Bundan sonra sözlerimi daha da sertleþtireceðim”), cezalandýrýlmanýz istemiyle hakkýnýzda bu kadar fezleke düzenlendi.
Niye þaþýrýyorsunuz?
Kaldý ki, “tüm dokunulmazlýklar” þeklinde tashih edilen öneri, kendiliðinden Meclis’e gelmedi.
Bunda sizin davetiniz ve arzunuz var.
Hendekteki arkadaþlarýnýzý kurtarmak için, “O halde tüm dokunulmazlýklar” diye bir hamle yaptýnýz. AK Parti’nin buna “hayýr” diyeceðine güvenerek... Ve tüm dokunulmazlýklar Meclis’e geldi.
Niye aðlýyorsunuz, niye þaþýrýyorsunuz, niye mýzýklanýyorsunuz?
HAMÝÞ:
Turgay Güler’in sipariþi üzerine soruyorum...
Hürriyet’in tetikçi kalemi Ahmet Hakan Coþkun, Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi eski Baþkaný Ali Müfit Gürtuna’ya dargýnmýþ... Aralarýnda bir “alacak-verecek meselesi” varmýþ... Milyon dolarla ifade edilen bir miktarmýþ bu.
Soru þu:
Bir gazetecinin, bir belediye baþkanýndan niçin bu miktarda bir alacaðý olur?