At yýkýlýr adam ölür denilmiþtir. Yani insan olanýn baþýna her þey gelir. Küheylan Dayý’nýn da baþýna gelenler insana mahsus hallerdir.
Küheylan Dayý hamallýk eder. Fýrýnlara gelen unlarý taþýr idi.
Acýktýðý zaman eli ayaðý titrerdi. O kriz anlarýnda taþ olsa yerdi. Hatta acýkmasý ile meþhur idi. Bir adam yaptýðý iþte çok telaþlanýyorsa; “Hamal Küheylan’ýn acýkmasý gibi...” derlerdi.
Hamal olunca görev tanýmýnýz da kýsa oluyor.
Taþýyacaksýn! Ne bulursan taþýyacaksýn.
Zaten Küheylan Dayý da yük seçmez ne bulursa girerdi altýna. Bir de dil çýkarmasý vardý. Yük taþýrken dili dýþarý çýkar. Dilin ortasýndan hafifçe ýsýrýrdý. “Küheylan gücünü dilinden alýr, dili dýþarý çýkmazsa mekanizmasý çalýþmaz.” derler gülüþürlerdi.
Kim gülüþürdü?
Esnafýn hatýrlý hürmetli, aklý yetik kýr saçlý kocalarý gülerlerdi Küheylan’n hallerine. Dalga geçer gibi deðil de yarenlik eder gibi gülüþürlerdi. Küheylan ikindi namazý merkez camisinde kýlar ve paydos ederdi. Ýkindiden sonra dünyanýn yýkýlacaðýný bilse yük taþýmazdý. Ýkindiden sonra ekmek arasýna peynir koydurur. Ekmeði sýcak aldýðýndan peynir erir. O ekmeði üç, bilemedin beþ lokmada midesine düþürür ve sonra üstüne çay içmeye baþlardý. Kaç bardak içtiðinin hesabýný ocakçý yapmazdý. Küheylan her zaman ayný miktarda çay parasý verirdi.
Çayýný içerken bir yandan da yaþý yetik esnafýn büyüklerinden kim varsa onu dinlerdi. Eski adamlarda da ne çok hikaye vardý. Hepsi birer hikaye bohçasýydý. Kýrk kat bohçalar gibi açýldýkça yeni bir kat çýkardý.
Küheylan yaþlý esnaftan bellediklerini eve varýp yataða girince tekrar kafasýndan geçirir zihnine kalbine yazardý. Aklýna gelen sorulara hep ayný cevabý verirdi. “Hele bu soru yerinde dursun elbet bir cevabý verilir. Soru peþine düþersek mahvolduk gitti” derdi. Ve sakladýðý sorularýna belki ertesi gün belki bir ay içinde olmadý bir senede bir cevap bulurdu. Anlaþýlan koca adamlar soru sormanýn deðil dinlemenin daha týlsýmlý ve hakikatli olduðunu belletmiþlerdi Küheylan’a Küheylan’ýn bir âdeti de çocuklarýn eski ders kitaplarýný okumasýydý. Çocuk sýnýfýný geçmiþtir eski kitaplarýný atacaktýr. Vatandaþ öðrenmiþtir ki Hamal Küheylan o kitaplarý okur bir bir. Tabi sayýsal kitaplara bakmazdý da edebiyat, tarih, coðrafya kitaplarýný hayret ederek okurdu. Hatta rivayet ederler ki çocuklar Küheylan’ýn okuyacaðýný bildiklerinden kitaplarýna; “Küheylan Emmi selam ederim.” yazarlarmýþ. Küheylan da eski bir kitaptan kendine selam yollamalarýna sevinir. Sað olsun selam verenimiz kesik deðil diye huzurlu girerdi yataða.
Uykusu pek tatlýydý Küheylan’ýn çünkü kafasý rahat idi. Garip adamýn uykusu pek tatlý olur denmiþtir. Çünkü malý, mülkü, borcu, alacaðý olmadýðýndan hesabýný kitabýný yapacaðý bir meselesi yoktur. Vurur kafayý yatar garip adam. Küheylan da uykusuna mani teþkil edecek malý mülkü olmadýðýndan derin uyurdu.
Sabah olunca ezan ile uyanýr. Merkez camisine yetiþir. Zaten tek sýra olan cemaatte imamýn hemen arkasýna durmazdý. “Ýmam yanýlýrsa hemen arkasýndaki doðrusunu söyleyecek kadar ezberi kuvvetli olacak. Bende o kadar ilim ne gezer?” der safýn sað baþýna dururdu.
Sonra gün baþlar. Çarþý hareketlenir. Küheylan kendisine iþ vermesi muhtemel esnafý dolaþýr. Ve nice yükleri gün boyu taþýr. Sonra ikindi vakti gelir Küheylan ayný programýna devam ederdi.
Küheylan’ýn gerçek adý neydi? Nasýl buraya gelmiþ? Ne vesileyle hamal olmuþ bilen yoktu. Küheylan’ýn yaþýtlarý torun torba sahibi olmuþlardý. Küheylan hiç evlilik meselesini açmamýþtý. Arada bir soran olursa “Ben nice yükleri taþýrým da haným, çocuk yükünü taþýyamam” derdi.
Ama Küheylan’ýn geçmiþini az da olsa bilenler onun bir sevdazede olduðunu, sevdiði kýzýn ona verdiði sözleri unutup baþka maceralara yelken açtýðýný, Küheylan’ýn kýzdan ayrýlýnca kahredip askere gittiðini ve askerde her iþin altýna girdiðini, bölük komutanýnýn Küheylan’ý görünce; “Yahu bu çocuk Küheylan gibi aman sahip çýkýn, ezdirmeyin.” dediðini ve o günden sonra adýnýn “Küheylan” kaldýðýný anlatýrlar.
Ýþte böyledir Küheylan’nýn halleri, iþleri, hikâyesi...
Biz eksik gedik arayacak ya da eski defterleri karýþtýracak deðiliz. Küheylan’ýn hikâyesini bildik belledik ve dilimiz döndüðünce söyledik. Kalýn saðlýcakla...