16 Nisan referandumu sonrasý ilk seçimin yapýlacaðý ve yeni sisteme geçileceði 2019’a kadar bir geçiþ süreci olarak görülebilir. Yönetim sorumluluðunu taþýyan AK Parti iktidarý bu süreçte bir yandan Türkiye’yi büyütmeyi sürdürecek, diðer yandan da partisini güçlendirecek siyasi faaliyetlere aðýrlýk verecek.
Siyaset kendisini revize ederekyeni sisteme hazýrlanacak. AK Parti hem yüzde 51’i, hem de yüzde 49’u anlamaya çalýþarak kendisini yeni duruma, geliþmelere ve ihtiyaçlara göre gözden geçirerek gerekli adýmlarý atacak. 21 Mayýs’taki kongre hem parti, hem hükümet açýsýndan yeni bir dönemin baþlangýcý olacak.
Muhalefet ise ne 16 Nisan sonuçlarýný doðru anlamlandýrmak ve gereðini yapmak konusunda bir gayret içinde görünüyor, ne de yeni sistemin gerektirdiði dönüþümü saðlayacak bir anlayýþta görünüyor.
Siyaseti dýþarýdan dizayn etmek isteyen güçler ise bildik numaralarýný sürdürüyorlar. Mevcut yönetimleri kontrol altýna alma veya manipüle etme imkanýný bulamadýklarýnda muhalif kiþiler üzerinden yönetimleri devirme süreçlerini baþlatýyorlar. MHP’de yaþananlar bu oyunun somut bir örneðiydi. CHP’de ise muhalifler üzerinden bir kýskaca alma çabasý görülüyor.
Sorunise bu giriþimlerin halkýn talebiyle ortaya çýkmamasý veya o siyasi hareketin kendi ideolojik yenilenmesi için bir gereklilik olarak þekillenmemesi. MHP’deki üç dört isim veya CHP’deki üç beþ isim… Kiþiler ve klikler üzerinden bir yere varýlmaya çalýþýlýyor ama bu yer o partinin veya ülkenin ihtiyacýný yansýtan bir yer deðil.
Örneðin CHP’deki isimler nasýl bir fikri, ideolojik farklýlýðý veya yeniliði temsil ediyorlar? CHP’ye nasýl bir yeni siyaset tarzý veya yönetim tarzý öneriyorlar? Bazýlarý bazýlarýndan daha sert veya daha yumuþak, daha çok popülist veya daha az popülist, daha devletçi veya deðil... Yeni olan bir tarz-ý siyaset, bir fikr-i siyaset, bir üslup-u siyaset var mý? Kiþisel çekiþme hiçbir zaman bir yenilik veya dönüþüm ifade etmez. Bunun üzerine kurgulanan siyaset mühendisliði çabalarý ise hiçbir yere varamaz.
Siyaset mühendislerinin AK Parti karþýsýnda bir blok oluþturmak istedikleri malum. Amaç mümkünse siyasette ulusalcý-Kemalistler, etnik milliyetçi Kürtler, küskün ülkücüler ve Alevileri bir þemsiye altýnda iþbirliðine götürmek. Bu ise ideolojik elektriklenmelere ve kýsa devrelere sebep oluyor. Diðer seçenek ise bunlarýn sokaktaki karþýlýklarýný kaþýmak… PKK, DHKPC, Gezici marjinaller gibi örgütsel yapýlarý sokak zemininde harekete geçirebilmek…
CHP’lilerin kafasý çok karýþýk görünüyor. Kimileri sokak tezini destekler mahiyette bir psikoloji içindeler. 16 Nisan sonuçlarýný ve sonrasýnda CHP’nin karýþmasýný gösterip ‘kaybettik ve asla kazanamayýz, batsýn bu dünya’ þeklinde bir halet-i ruhiyeyi körükleyenler var… Kimileri ise yüzde 49’a yakýn bir oraný, ‘ilk kez kazanma ihtimali çýktý, akýllý olalým, bu kitleyi kazanalým’ þeklinde yorumlamaya çalýþýyorlar. Sine-i millet çaðrýsý yapan ve sokak konusunda daha istekli olan S. Sayek Böke’nin istifasý üzerine birinci tezin daha da köpürtülmek istendiði anlaþýlýyor.
Böke’nin Kýlýçdaroðlu için ima ettiði bir yerlerin yönlendirmesiyle kararlar aldýðý yaklaþýmý çok ironik… Çünkü o bir yerler kendisini de sahaya süren bir yerden baþkasý deðildir… Ayný siyaset mühendislerinin kullanmaya çalýþtýklarý aktörler arasýndaki bir kayýkçý kavgasýný izliyoruz.
Siyasette kim ne ekerse onu biçiyor, ne ederse onu buluyor... Siyaset mühendisliði ve harici kurgularla gelenler ayný oyunlarýn tasallutundan kurtulamýyorlar. Kendini kullandýrtma yarýþýndan ise milletin hayrýna bir siyaset ortaya çýkamýyor.
Kuklalarýn oyunu deðiþtirdiði nerede görülmüþ?