Külahını önüne koymanın zamanı

Yollarda olacağımdan bu hafta Fenerbahçe yazımı, size yine Cumartesi ulaşacak ama ben erken yazıyorum; şu saatlerde de Fenerbahçe İsviçre'nin Nyon kentinde UEFA Tahkim Kurulu duruşmasında.

Muhtemelen yarın da Beşiktaş aynı yerde aynı duruşmaya çıkacak.

Sadece bu haberler bile, Türkiye'nin en köklü, en güzide üç takımından ikisinin UEFA Tahkim Kurulu'nda duruşmaya çıkıyor olmaları Türkiye'de spor aleminde bir şeylerin iyi gitmediğinin en bariz kanıtı.

1907 tarihli bir Kulübün başkanının mahkumiyet almış olması, davasının bu aşamada Yargıtay'da oluşu da benim gibi koyu fenerbahçeliler için çok acı bir durum.

Ancak, iki, üç satır yukarıda, dikkat etmiş iseniz, futbol değil spor alemimizde önemli sayılabilecok sorunlar var dedim.

Süreyya Ayhan'ın, başarılarını, atletizm kariyerini büyük bir keyifle izlemiş biri olarak, aldığı ceza beni çok üzmüş idi.

Ne yalan söyleyeyim, büyük ölçüde de haksızlığa uğradığını düşünmüş idim, İnşallah da öyledir.

Ancak, daha sonra aynı spor dalından, muhtemelen spor dallarının en eskisi ve en önemlisi olan atletizmden başka kötü kokular da burnumuza gelmeye başladı.

İsim vermek gerçekten içimden gelmiyor ama çok başarılı başka atletlerimizin de doping iddiaları ile karşı karşı karşıya kaldıklarını biliyoruz.

İş sadece bu dallarla, futbol  (şike) ve atletizm (doping) ile de sınırlı değil.

Rahmetli Özal'ın büyük katkıları, en önemlisi de deha düzeyinde öngörüleri ile halter dalında da Türkiye uzun seneler büyük başarıların altına imza attı ama demek ki taşıma suyla değirmen ancak bu kadar dönüyor, halterde de zirveleri terkettik.

Terketmekle de kalmadık, bu dalda da Türkiye doping iddiaları ile sarsılıyor. 

Muhtemelen bu doping belası çok boyutlu ve uluslararası bir konu; bisiklet sporunun efsanesi Armstrong'un Fransa turları sarı mayoları, madalyaları da elinden alındı.

Biz yine Türkiye ile sınırlı kalalım, bu doping, bu şike skandallarının bir kez daha olmaması için neler yapılabilir, külahı önümüze koyalılm ve bunu düşünelim.

Spor hukuku, spor ekonomisi gibi dalları ilgili fakültelerin müfredatlarına en azından seçimlik ders olarak koyalım, insanların dikkatlerini bu alanlara çekelim.