Abdullah Öcalan’ýn Ýmralý’daki sorgucularýndan Hasan Atilla Uður’un kaleme aldýðý kitabýnda, sorgu safhasýyla ilgili ilginç bir bölüm vardýr. Uður’un anlattýðýna göre, gündüz sorgu mesaisi bitmiþ Öcalan hücresine konulmuþtur. Ama gece nöbetçi askerlerden birini çaðýran Öcalan, Hasan Atilla Uður’la görüþmek istediðini söyler, asker Öcalan’ýn görüþme isteðini Uður’a iletir. Sorgulanan ve sorgucu arasýnda o gece ilginç bir görüþme gerçekleþir. Öcalan, Uður’u þaþýrtan ilginç bir teklifte bulunur:
Erbil’de beslenip büyütülen Kürt Milliyetçiliði gelip Türkiye’yi vurmadan, gelin Erbil’i birlikte ele geçirelim!
Öcalan bu düþüncelerini H. Atilla Uður’la paylaþýr ve Erbil’i ele geçirmek için orduya iþbirliði teklifinde bulunur:
‘Amerika’nýn bütün meselesi Barzani ve Talabani’yi devlet haline getirmektir. Asýl prensleri Barzani’dir, ayný Ýsrail’in prensi olduðu gibi. Talabani ve Barzani maþadýr. Þimdi benim durumumdan sonra Amerika’nýn en büyük yatýrýmý bunlara olacak ve Türkiye için tehdit bana göre daha da büyüyecektir. Bunlarýn oyunlarýný boþa çýkarmak için ben hizmete hazýrým, örgütü sizin uygun göreceðiniz þekilde bunlarýn üstüne yöneltebilirim.’
Hasan Atilla Uður bu teklif karþýsýnda þaþýrýr ve Öcalan’a, bu teklifi deðerlendirmenin kendisini aþtýðýný söyler.
Aradan geçen 15 yýlda olup bitenleri bu teklifi hatýrlayarak baktýðýmýzda ilginç sonuçlarla karþýlaþýyoruz:
- Öcalan’ýn öngörüsü gerçekleþti. Sýnýr ötesinde, çok farklý bir konjonktür içinde büyüyüp geliþen Kürt Milliyetçiliði, ‘kullanýþlý bir milliyetçilik’ olarak gelip Türkiye’yi vurdu. Ancak bu milliyetçilik, Öcalan’ýn tahmin ettiðinin aksine, Erbil’den deðil, Rojava’dan ve Kobani’den çýkýp geldi. Çünkü Erbil’deki milliyetçilik, kendi sýnýrlarý içine kapanýrken, Rojava ve Kobani’de geliþen Kürt milliyetçi dalgasý sýnýr ötesi bir güç haline geldi veya getirildi.
Türkiye’de, 7 Haziran seçimlerinde hiçbir þey, dinamiklerini PKK’nýn burada ve Suriye’de kontrol altýnda tuttuðu bu ‘kullanýþlý milliyetçilik’ kadar etkili olamadý.
Gezici’lere, Bebek’te yaþayan AK Parti ve Erdoðan mutsuzlarýna, durumu hala Gezi sosyolojisi ve direniþiyle açýklamaya çalýþan Nilüfer Göle’ye (halbuki ‘kullanýþlý Kürt miliyetçiliði’ olmasa ne bu sosyolojisi ne bu direniþ hiçbir þey ifade etmez) bu kullanýþlý milliyetçiliðin gölgesine sýðýnmýþ yýðýnla etki ajanýna ve bu kullanýþlý milliyetçilik olmasa kapýsýna çoktan kilit vuracak olan Doðan medyasýna, Murat Uyurkulak’ýn, romanlarýnda anlattýðý ve bütün ömrünü ‘devrim hayalini bir ihtimal olarak yaþayan’ ve bir ihtimal olarak seven ama bu kullanýþlý milliyetçilik sayesinde meclise milletvekili olarak girip ‘mücadele azmi’ bilenen solculara, kýsacasý kendisini ‘AK Parti maðduru’ olarak hisseden herkese, ‘kullanýþlý bir milliyetçilik’ olarak Kürt milliyetçiliði iyi geldi vesselam..
Türk ulusalcýlarýna da iyi geldi, Türk milliyetçilerine de. AK Parti’ye karþý iktidar kaybý yaþayan ve oy kullandýðý bütün seçimleri kaybedenler, bu ‘kullanýþlý milliyetçiliðin’ sayesinde 13 yýldýr ilk kez baþardý ve AK Parti’yi tek baþýna kullandýðý iktidardan düþürdü.
- Ýsrail bile, bu ‘kullanýþlý milliyetçiliðin’ yol açtýðý ve belirleyici olduðu seçim sonuçlarýný milli bayram havasýnda karþýladý ve en renkli kutlamalar Ýsrail’de gerçekleþti.
Bir gün gelecek, Türkiye’yi vuracak olan milliyetçiliði PKK’nýn tek baþýna kontrol edeceðini sanýrým Öcalan bile aklýnýn ucundan bile geçirmemiþti. O vaktiyle birer ‘ilkel milliyetçi’ olarak gördüðü Talabani ve Barzani’ye Amerika’nýn verdiði desteðin bir gün gelecek hem onun ve örgütünün hem Türkiye’nin baþýna bela olacaðýný sanýyordu. Halbuki bugün, Amerika, Erbil’in milliyetçiliðiyle pek ilgili deðil. Her nasýlsa bu milliyetçilik ne Türkiye’de ne Suriye’de Batý’ya yararlý, kullanýþlý bir milliyetçilik haline gelemedi. Amerika’yý ilgilendiren Rojava ve Kobani’deki milliyetçilik.. Buradan üretilen ‘kullanýþlý milliyetçilik’ Amerika’nýn da iþine yarýyor, Esat’ýn da. Baðdat’a da yarýyor, Tahran’a da.. Bölgede haritalar buradan çýkýp beslenen milliyetçilikle deðiþiyor ve deðiþecek. Suriye bir baþlangýç sadece.
Kürt Milliyetçiliðinin, ‘kullanýþlý bir milliyetçilik’ olarak, Kürtlere ne kadar yarayacaðý ise oldukça þüpheli. Bu kullanýþlý milliyetçiliðin rüzgarýna kapýlýp sandýk baþýna giden Kürt seçmen ilk tarihi hatasýný yaptý maalesef. Ýnkar sürecini bitiren bir iktidarý devirdi ve bu iktidarý Kemalistlerle, olmadý Türk milliyetçileriyle kurulabilecek bir koalisyona mahkum etti.
Kullanýþlý milliyetçiliðin kanatlarýna tutunan solcular, eski ülkücüler, Ýslamcýlar uçtu uçtu meclise kondu, yüzlerce Kürt anne ve baba ise Kobani ve Rojava’daki milliyetçiliði korumak ve savaþmak için, daða yollanan 15-16 yaþýndaki çocuklarýný kurtarmanýn peþinde..
Çantam, Mardin milletvekili olmamdan medet umup, bu çocuklarýn kurtarýlmasý için bana hitaben yazýlan mektuplarla dolu..
Bugünlerde kara kara düþünüyorum.
Ben bu anne ve babalara ne diyeyim, ne anlatayým þimdi?