Külliye'de bir Cihannüma: Millet Kütüphanesi...

Cumhurbaþkanlýðý Millet Kütüphanesi görkemli bir merasim ile hizmete açýldý. Özbekistan Devlet Baþkaný Mirziyoyev’in katýlýmýya, Özbekistan sitepleriyle Anadolu yaylasý birbirine kavuþtu. Maveraünnehir medeniyeti ile Anadolu medeniyeti birbiriyle buluþtu. Semerkant’tan Ýstanbul’a, Taþkent’ten Ankara’ya harfler dizildi, sözler dizildi, þiirler, ilimler, kitaplar dizildi...

Her medeniyetin kendine has bir mimarisi olur. Ünlü düþünür Braudel, uygarlýklarýn geometrisini mimari eserleri üzerinden okur. Kendini yansýtan özgün mimarisi olmayan topluluklarý uygarlýk deðil siyaset olarak yorumlar. Erdoðan döneminin mührü mahiyetindeki mimariyi de Külliye formu üzerinden konuþacak gelecek kuþaklar... Camii, kültür ve kongre merkezi, sergi salonu ve kütüphanesi ile Külliye, medeniyetimizi yansýtan müþtemilatýyla örnek bir mimari eser konumunda.

Kütüphanenin açýlýþýyla, Özbekistan devlet baþkanýnýn geliþinin raslantýsal olup olmadýðýný da öðrenmeye çalýþtým. Konuþtuðum kiþiler açýk konuþmasalar da edindiðim izlenime göre; bir ufuk vizyonuyla hazýrlanmýþ; kitaplar, harfler, naðmeler, halklar, büyük millet buluþmasý þeklinde bir büyük kucaklaþma... Hatýrlayýþ, farkediþ, kardeþlik bilinci ile yarýnlara doðrulma...

Raf uzunluðu 201 km olan, 4 milyonu aþkýn kitabý, 120 milyonu aþkýn master ve doktora tezi ile, dünyanýn en büyük bilgi mecrasý olmak üzere dizayn edilmiþ. ‘’O, kalemle yazmayý öðretendir, insana bilmediðini öðretendir’’ ayetinin aydýnlýðýnda, zamanýný tenvir edecek arý gibi çalýþkan gençlerin kovaný olacak bir ulu kütüphane...

......................

Rivayet edilir ki, Abbasi halifelerinden biri, sohbetinden istifade etmek için devrin büyük alimlerinden birini sarayýna davet eder.

Görevli þahýs, durumu bildirmek üzere alimin evine gider ve kendisini ciltlerce kitabýn ortasýnda otururken bulur... Bu güzel manzarayý kýsa bir süre seyreden görevli, halifenin davetini teblið eder... Alim ise; ‘’Mü’minlerin emirine söyleyiniz, þu anda yanýmda bulunan ilim, irfan ve hikmet ehli bir grup insanla sohbet ediyorum, onlarla iþim biter bitmez davetine icabet edeceðim’’ der. Ertesi gün halifenin huzuruna çýktýðýnda, niçin geciktiðini ve dostlarýnýn kim olduðunu soran hünkara, ‘’Dostlarým, kitaplardýr efendim’’ diye cevap verir...

Ulu kütüphanenin açýlýþ merasiminde; ‘’Her kitap bir alimdir’’ dedi Cumhurbaþkanýmýz da... “CÝHANNÜMA’’ kelimesinin iki anlamý var, mimarlýk terimi olarak, her tarafý görebileceðiniz camlý çatý anlamýnda... Coðrafya terimi olarak da dünya haritasý anlamýnda kullanýlýyor... Her iki halde de geniþ bir bakýþ açýsý, sonsuzluk veren geniþ ufuk hisleri doluyor insanýn ruhuna. Yeni kütüphanenin ana salonunun ismi bu, önümüzdeki günlerde kullanýmý yaygýnlaþacaktýr diye umuyorum...

Kitaplar, bizi gelecek denizine taþýyan gemilere benziyor.

Ýlk emri ‘’oku’’ olan bir Kitabýn çocuklarýyýz hepimiz. Allah ufkumuzu aydýnlýk eylesin... Allah ulu kütüphanemizden istifade edecek nesillerimize zihin açýklýðý versin...