Kupa, Salih, Aziz Yıldırım

Dün, Perşembe günü, Dünya Kupası’na ilişkin en çok konuşulan konu Uruguay’lı Suarez’in yamyamlık hevesleri nedeniyle aldığı 9 maçlık ceza idi.

Bu “ısırma” eylemi, ilk de değil, gerçekten çok tuhaf ama yine de Kupa’nın ilk maçlarının sonlandığı gün temel tartışma konusunun bu konu olması Kupa’da futbol kalitesinin çok da öyle ahım şahım olmadığının bence de bir kanıtı.

Portekiz, İspanya, İtalya, İngiltere gibi devlerin elenmiş olmaları da bakalım ikinci tur maçlarda kaliteyi, heyecanı nasıl etkileyecek.

Dünya Kupası’na gelmiş üç takımın sıfır puan, dört takımın da birer puan çekmiş olmaları da ilginç.

İkinci turda ABD, Belçika gibi futbolleri pek keyif vermeyen takımları da izleyeceğiz ve izlerken de biz neden Brezilya’ya gidemedik sorusunu kendimize daha fazla soracağız muhtemelen.

İçeride ise, muhtemelen Kupa’nın rüzgarı nedeniyle, futbolde Aziz Yıldırım’ın yeniden yargılanması dışında çok ilginç bir gelişme pek yok.

Bir koyu Fenerbahçeli olarak temennim gerçekten Aziz Yıldırım’ın ve tüzel kişilik olarak Fenerbahçe’nin şike gibi pisliklere bulaşmamış olması ve aklanmaları.

Ancak, Aziz Yıldırım’a getirilen eleştirilerin önemli bir bölümü bu şike meselesinden bağımsız konular.

Sayın Yıldırım on beş senedir kesintisiz sürdürdüğü başkanlık görevinde Fenerbahçe’yi bir türlü gerçek bir Avrupa hedefine kilitleyemedi, bu hedefin gerektirdiği transfer politikalarını uygulayamadı, kalıcı bir teknik direktör seçimini yapamadı.

Salih’in Roma’ya iki seneliğine kiralık gönderilmesi ihtimali bile sevimsiz bir ihtimal, Salih Türkiye’nin yetiştirdiği çok büyük bir kıymet, yaşı da yirmiye geldi artık, Salih’den şimdi faydalanmayacak isek, ne zaman faydalanacağız belli değil, unutmayalım Neymar da (Brezilya) sadece 22 yaşında.

Sayın Yıldırım geçen sene “daha Salih’i alacak para basılmadı” mealinde bir açıklama yapmış idi.

Tamam Salih satılmıyor, kiralanıyor ama en verimli olabileceği bir dönemde kiralanıyor, takımın bu paraya acil ihtiyacı varsa bu durum da yönetimin çok önemli bir sorunu demektir, bunu da unutmayalım.

Fenerbahçe yönetiminin temel hedefi bu sene de şampiyon olup önümüzdeki sene Avrupa’ya çıkmak ve mutlaka bir finali hedeflemek olmalı.

Tüm planlar da bu hedefe göre yapılmalı.