Kupaya ulaşmak için

Yarı finale çıkmak çok güzel. Çıkamamak çok kötü olurdu. Çünkü Fenerbahçe bu etaba gelebilecek donanıma sahip bir takımdı.

Kadro böyle kurulmuştu.

Aykut Kocaman’ın Süper Ligteki Fenerbahçesi pahalı bir ekipti, ama o oranda üretken bir ekip değildi. Bunun nedeni kadronun yetersizliğinden çok, teknik adamın yetersiz kalmasındandı. Fenerbahçe’nin ilk yarıyı Beşiktaş ve Antalyaspor’un arkasında bitirmesi kadronun çelişkisiydi. Ama hala üç cephede yürüyordu takım. Yöneticiler bunu gördüler ve devre arasında ligimizi ve Fenerbahçe’yi iyi tanıyan üç adam daha kattılar kadroya... Her cepheye yetecek nitelik ve çoklukta adam vardı artık.

Her şeye karşın teknik adamın da arkasına durdular.

Fenerbahçe giderek olması gereken noktaya yürüdü. Şimdi ligde de kupada da AL’de de iddialı konumda.

Maçın akışından çok bu tarafa girmem, gelinen yerin değerinin bilinmesini istememden.

Emre yoksa, Topal yoksa ve hele hele Sow yoksa takım ‘iddialı’ futbolunu yitiriyor. Lazio asla bir çeyrek final değerinde takım değildi. Fenerbahçe dün buna karşın, golü bularak turunu garanti altına almaya çalışamadı. Gol yememeye planlanmış bir takımdı. Bu bir anlamda özellikle Sow’a sahip olmamanın yarattığı durumunu bilerek akılcı oynamaktı, ama gole oynamak da akılcıydı. Bir gol attığınızda işinizi yüzde doksan garantiye alıardınız. Ve bu size başka gollerin kapısını açardı.

Lazio çalışkan acemiler mangası gibiydi.  Bilinçsiz koşan, çalışıyor görünen bir yapıdaydı. Kapanan Fenerbahçe’yi açacak yaratıcılığı yoktu. Buna karşın Volkan’ı birkaç kez zor duruma düşürebildiler.

Yıllarca futbol ekonomimizin küçüklüğünden yakındık.

Ama bakın dünkü Lazio ekonomisiyle çok geride olmamasına karşın Fenerbahçe’yi bu yönüyle aşan bir takım değildi. Hatta çeyrek finalin öteki 7 takımının yarısı Fenerbahçe ile ya yaklaşık aynı ya da daha aşağıda piyasa değerleri olan takımlardı. Demek ki artık ekonomik sorunu da epeyce köreltmişiz.

Şimdi sıra kendimizi yenmeyi öğrenmekte.

Batı’nın önüne geçebilmemiz için onlar gibi hatta daha iyi düşünmeyi bilebilmemiz gerekiyor. Sıra şimdi burada. O zaman çeyrek finallerle değil, elimizdeki kupalarla mutlu olacağız.