Kürdistan neresi Kemal Efendi?

CHP’nin Þiþli Belediye Baþkan Adayý Muammer Keskin topun aðzýnda... 

HDP Þiþli Ýlçe Baþkaný Mutlu Öztürk’e tepki koymamakla suçlanýyor... 

Ben suçlamýyorum, hayýr... 

Partiden arkadaþlarý suçluyor... 

Rakip partilerden gelen suçlamalara kulaðýný týkamýþtý, dönüp bakmamýþtý bile. 

Sonuçta rakiptirler, ciddiye almayýverirsin, olur biter... 

Fakat ciddiye almadýðýnda, “Kürdistan” ifadesinin yarattýðý rahatsýzlýðý (ya da “sakýncayý”) ortadan kaldýrmýþ olmuyorsun. 

Muammer Keskin de susarak bu rahatsýzlýðý izale edemeyeceðini anladý, çýkýp konuþtu. 

Ýsterseniz önce HDP ilçe baþkanýnýn “rahatsýzlýk” yaratan sözlerini hatýrlayalým... 

Mekân, Feriköy’de bir düðün salonu. 

CHP adayý Keskin ve HDP Ýlçe Baþkaný Öztürk düðünün iki davetlisi... 

Mutlu Öztürk’ü sahneye çaðýrýyorlar... 

Çýksýn, evlenen gençlere “mutluluklar” dilesin, varsa takýsýný taksýn... 

Ýlçe Baþkaný öyle yapmýyor... 

Çýkýp, þiddet dozu yüksek “politik” bir konuþma yapýyor... 

Þunlarý söylüyor: “31 Mart, son birkaç yýldýr yaþadýðýmýz seçimler zincirinin kritik bir parçasýdýr. Partimizin, Halklarýn Demokratik Partisi'nin bu konudaki tavrý son derece net... Kürdistan'da kayyumun el koyduðu belediyeleri geri alacaðýz. Türkiye tarafýnda da AKP-MHP koalisyonuna kazandýrmayacaðýz.”

Konuþma alkýþlanýyor. 

Ýlçe Baþkaný gerekli gazý aldýðý için devam ediyor, bu kez CHP adayý Keskin’i övmeye baþlýyor. 

Övgü ifadeleri þunlar: “Muammer Bey, Þiþli demokrasi cephesinin adayýdýr. Kendisi 2013'ten beri, Gezi'den bugüne çeþitli forumlarda halkçý belediyeciliði savundu.”

Peki, CHP adayý Keskin ne yapýyor? 

Ne yapacak? 

Bu kadar övgünün altýnda kalmamak için, çýkýp daha da övücü bir konuþma yapýyor. 

Þöyle diyor: “Sevgili dostlarým, gerçekten Mutlu kardeþim söyledi, önemli bir siyasal eþikteyiz. 31 Mart seçimlerinde demokrasi güçlerini bir arada tutmak ve bir baþarý hikâyesi yazmak için bir araya geldik. Gerek HDP'li dostlarýmýz gerek bizimle birlikte yol yürüyen bütün siyasi aktörlerle Þiþli'de 31 Mart akþamý zafer iþaretini beraber vereceðiz.”

Bu karþýlýklý “yalamalý-övmeli” laflar arasýnda iki önemli ifade gürültüye gidiyor: 

Birincisi “Kürdistan”, ikincisi “Türkiye tarafý” ifadesi... 

Bazý yurtsever CHP’liler, adaylarý Muammer Keskin’e “haklý olarak” soruyorlar: “HDP ilçe baþkaný içinde ‘Kürdistan’ geçen o çirkin konuþmayý yaptýðýnda niçin tepki göstermedin?”

Sadece CHP’liler deðil... 

Biz de soruyoruz: 

Evet Muammer Efendi, niçin tepki göstermedin? 

Gerçi ertesi gün yaptýðýn açýklamada, “Ben düðüne davetliydim, evlenen çiftlere mutluluklar diledim, baþka konuþmacýlarýn sözünü kesmem uygun olmazdý” diyerek topu taca atmaya çalýþtýn ama evlenen çiftlerden çok, HDP-CHP birlikteliðine mutluluklar diledin. 

Daha doðrusu, ayný mutluluk fotoðrafýnda “sýrýtarak” poz verdin. 

Bence de mutlu olun ama zahmet olmazsa þu “Kürdistan” neresi?” sorusuna da bir cevap verin. 

Bazý Hevaller, “Ne var yani Kürdistan lafýnda? Bunu vaktiyle Erdoðan da kullanmýþtý” diye ortaya “gollük pas” attýklarýný sanýyorlar ama þu “Türkiye tarafý” ifadesini açýklayamýyorlar. 

Daha doðrusu, tevil edemiyorlar. 

Sahi Muammer Bey? 

Kürdistan neresi ve kendilerini “Türkiye tarafýnda” saymayanlarla ne halt karýþtýrmaya ittifak yapýyorsunuz? 

Bu soru Kýlýçdaroðlu, Akþener ve Karamollaoðlu için de geçerlidir.