Yeni ekosistem ve yeni küresel tablo ile karşı karşıyayız.
Tarihteki tüm dönüşümler büyük felaketler sonrası masaya yatırıldı.
Uğruna savaşlar yapıldı, medeniyetler çökertildi, devletler yıkıldı...
İçinde bulunduğumuz yeni dönem akışına bakarsanız eski olanların tekrarıdır. Yeni format ve sistemle karşımıza çıkarılıyor. Zorlanıyoruz . İnsanın aklı havsalasının pek fazla kavrayamadığı küresel oyun çevrelemekte dünyayı.
Hepsi puzzle'nın parçaları.
Dünyada finansın el değiştirdiği, yeni patronların yeni yatırım alanlarının ve beraberinde yeni suni haritaların devreye sokulduğu dönemdeyiz.
Türkiye bu karışık dönemden başarıyla çıkmanın peşindedir.
Sinirler gerilmiş, düşmanlıkların artmasının sosyolojik nedenlerini biraz da bu sebeplerde aramak lazım.
Aslında tarih bize çözümlerin en fazla ders alınmış sayfalardan öğrenilmesi işaret ediyor. Tabii tarih okuması yapmadan yeni dünya tarihini anlamak ekonomik, stratejik hamleleri görmeden yorum yapmak sorunlu sonuçlara bizi tanık edebilir.
Küresel oyun konuşmalarına ,hedefte olanlara ve tahayyül edilenlere iyi bakmalıyız.
Bu çetin dönemden çıkış yolu muhakkak ki vardır. Tabii eğer ortak dil oluşturabilirsek, aynı noktaya odaklanırsak sonuca varmak zor olsa da mümkündür.
Türkiye'nin kazan kazan tezi yeni sözdür yeni fikirdir. Ama dünyayı tek elde ve kendilerinin dizayn ettiği suni ortaklara yönetmek arzusundakiler için bu iyi fikir değildir.
Direnen takım bu takımdır.
Peki sadece bize mi engeller?
Hayır, direnen herkese engel olmak yeni küresel sistem kuruluşuna baş koyanlar için elzemdir.
Demokratik antidemokratik terimlerin bu kadar yaygın devrede olması yeni durum değildir.
2. dünya savaşı sonrası çok kullanışlı tanım olduğu açıktır.
Yönetmelikleri sistemlerden aykırı fikirleri, muhalif sesleri desteklemek amaçlı kullanılsa da derininde yatanları okumamız için günümüz tarihinden yılların geçmesi gerekecektir.
Zamanında çoğu konuların üstü kapalı kalması sonradan üstünün açılmayacak anlamını taşımadı. Nitekim ki çoğu konular deşifre oldu. Hakikatler sayfa sayfa kitaplara konu oldu.
İçinde bulunduğumuz dönem böyle dönemlerdendir. Sonradan ortaya çıkacak çoğu konuları kendinde saklamakta.
Yeni dönem her şeyin değişimini sağlamaktadır.
Siyaset, medya, insan yapısı, haberleşme, uzay aklınıza gelen her şeyin kodu, tanımı değişiyor.
Değişiyor değişmesine ama bizim bakış açınız yeni yazıları okuma alışkanlığımız değişiyor mu?
Oysa esas sorun orası. Yeni olayları okumamız için yeni tanımlama aşina olmalıyız. Eski kodlarla yeni olayları okumamız anlamamız müşkül meseledir.
Şimdi ülkelerin devletlerin bekası meselesi ile karşı karşıyayız.
Kimi dayanacak, kimi savrulacak. Kimi bitirilecek, kimi bitirecek...
Soru şu, hangi tarafta olmak istiyoruz...Bitirilen mi, Bitiren mi?