Avrupa Komisyonu’nun küresel finans oligarþisinin bel kemiðini oluþturan bankalara toplam 1.7 milyar Euro ceza vermesi, dünya ekonomisinin bundan sonraki yolculuðuna dair önemli ipuçlarý veriyor.
Avrupa Komisyonu, küresel finans oligarþisini oluþturan -bazý- bankalara, yalnýz küresel faiz oranlarýný ve liboru ortaklaþa belirledikleri için deðil, tekel olarak davrandýklarý için de ceza verdiðini söylüyor. Avrupa Komisyonu Baþkan Yardýmcýsý Joaquin Almunia, ‘ þok edici olan sadece faiz oranýnýn manipüle edilmesi deðil, rekabette olmalarý gereken bankalar arasýnda gizli anlaþma olmasý’ derken tam da bu tekel durumunu kastediyor ama Almunia, ‘þok edici’ diyerek tekel durumunun çok daha ciddi bir suç olduðunu da vurgu yapýyor.
Sulandýrmayalým; sorun sistem sorunu
Þimdi durumu hiç sulandýrmaya gerek yok; bunun adý iktisat biliminde var... Bunun adý tekelleþmiþ finans-kapital... Bu durumu öyle lobi falan diye geçiþtiremezsiniz... Karþýmýzda lobinin ötesinde sistemik bir sorun var.
Buraya yeniden geleceðim ama Avrupa Komisyonu’nun verdiði cezadan en büyük payý alan bir banka var... Bu banka bütün bu sistemin aðasý aslýnda... Þimdi siz bu bankaya milyarlarca Euro’yu çekip çeviren, her türlü finansal, siyasi manipülasyonu yapan bu bankaya lobi mi diyorsunuz yani...
Oligarþinin aðasý
Avrupa Komisyonu’ndan en büyük cezayý Deutsche Bank 725.4 milyon Euro ile aldý; çünkü bütün bu sistemin aðasý pozisyonunda... Bu Deutsche Bank’ýn Türkiye meceralarýný da yabana atmamak gerekir. Deutsche Bank’ýn Türkiye’de hangi medya kurululuþu ile ortak olduðu da malumunuz artýk... Bakýn Avrupa Komisyonu’nun manipülasyondan ve rekabete aykýrý davranmaktan 725.4 milyon Euro ceza verdiði Deutsche Bank, tam bizde Gezi olaylarýnýn olduðu günlerde ilginç bir Türkiye raporu yayýnlýyor.
Deutsche Bank, söz konusu raporunda diyor ki; Türkiye, hem yüksek büyüme hýzý, hem düþük enflasyon ve sürdürülebilir cari iþlemler açýðý veremez (Sürdürülebilir cari iþlemler açýðý = giderek kapanan dýþ ticaret açýðý ve uzun vadeli, Doðrudan Yabancý Yatýrýmlarý çeken bir iyileþme). O zaman Deutsche Bank’a göre, Türkiye’nin yapmasý gereken þuymuþ: Büyüme hýzýný mümkün olduðunca düþürerek cari açýðý kontrol eder hale gelecek ve Merkez Bankasý da faizleri sürekli olarak hem enflasyon beklentisinin hem de dünya ortalamasýnýn çok üzerinde tutarak, kýsa vadeli finansmaný saðlayacak.
Tabii kýsa ve spekülatif sermaye giriþleri iki yönlü tuzaktýr; birincisi TL’yi gereksiz deðerli tutarak, yüksek faiz-deðerli TL kýsýr döngüsüne yol açar ve dýþ ticaret açýðýnýz sürekli büyür. Ýkincisi tabii ki bu balon bir yerde patlar. Ama bu balonun ne zaman patlayacaðýný siz tayin edemezsiniz, içerdeki oligarþik-tekelci çevreler ve küresel finans oligarþisi belirler bunu. Yani küresel finans oligarþisinin aðasý olduðunu Avrupa Komisyonu cezasý ile kanýtlayan bu banka, Türkiye’de stratejik medya ortaklýklarý yapýyor, spekülatif ve iktisat bilimiyle alakasý olmayan raporlar yayýnlýyor, sonra da borsada ve sermaye piyasalarýnda bu raporunu doðrulayacak spekülatif iþlemlere imza atýyor... Bunlar bizim bildiklerimiz ve su üstünde olanlar ancak þundan da eminiz tabii bilmediklerimiz ve suyun altýnda olanlar da ancak bir dað benzetmesiyle anlatýlabilir.
Bu iki adamý el üstünde tutalým!
Þimdi soruyorum küresel finans oligarþisinin aða babasý bu bankanýn, yukarýda örneðini verdiðim raporunda söylediklerinin benzerini Türkiye ekonomisi için kimler söylüyor? Kimler Merkez Bankasý Baþkaný’nýn kellesini istiyor!??
Bu arada þunu da belirteyim; bugün Türkiye’de iki önemli kurumun baþýnda olan iki isim bu küresel finans oligarþisi ve onun siyasi cephesi tarafýndan istenmeyen adam ilan edilmiþtir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasý Baþkaný Erdem Baþçý ve Türkiye’nin istihbarat teþkilatýnýn baþýndaki Hakan Fidan.
Ýþte biten budur!
Peki tekrar soralým ve bu soruya büyük resmi görerek cevap verelim: Kim bunlar, küresel krizin, savaþlarýn, trilyonlarca dolar soygunun sorumlularý kim?
Britanya ve ABD, 1800’lerin sonundan itibaren ekonomilerini reel olarak düþük büyütmüþ ancak bu reel büyümenin iki katý kadar finansal varlýk ve kredi geniþlemesi yaratmýþ. Buna finans-kapitalin egemenliði diyoruz. Finans-kapitalin ve bugün gelinen durumun baþlangýcýný, Avusturyalý iktisatçý Rudolf Hilferding, 1910 yýlýnda ‘Finans-kapital’ kitabýnda anlatmýþtý. Þu sýralar neyin çöktüðü en çok tartýþýlan konu; kimileri ‘tamam kapitalizm çöktü’ diyerek iþin içinden çýkýyor ama pek öyle deðil. Ancak çöken bir þey var tabii. Aslýnda, tam da, Hilferding’in 20. yüzyýlýn baþýnda anlattýðý sistem çöktü. Tabii ki bu sistem bir yamalý bohça ve içinde çok ‘þey’ var. Burada ne ararsanýz bulabilirsiniz. Katliamla kurulmuþ ulus-devletler, petrol sýnýrlarý, petrol diktatörleri, sömürgecilik, emperyalizm, faþizm ve faþizmin saðý-solu... Hepsi buradaydý ve þimdi bitiyor. Bu anlamda, ulus-devlet paradigmasýný aþamadýðý için batan bugünkü Avrupa’da; Dersim’de, 1938’de, bir dere içinde birbirine sarýlarak kurþuna dizilen çocuklarýn kaný üzerinde kurulan askeri veseyete dayanan Türkiye’deki rejim de, tam burada bitti.
...Ve gelmekte olan...
Ama yerine ne gelecek; bu, bugün en sahici soru. Bunun için hiç hamaset yapmadan en olacak olandan baþlayalým: Avrupa’da, baþýndan beri geniþlemeden ve baþka bir Avrupa’dan yana olan çevreler nihayet anladý: AB Komisyonu finans oligarþine bu cezalarý boþuna vermedi. Bu, AB’nin parasal birlikten sonra mali birliðe gideceðinin ilk adýmýdýr ve bize bundan sonrasýnýn a) mali birlik b) siyasi birlik c) Avrupa Birleþik Devletleri olacaðýný anlatmaktadýr.
Öte yandan Ortadoðu da, bir Birleþik Arap Devletleri topluluðuna doðru gidecek. Batýda Türkiye ve doðuda Rusya ve baðýmsýz demokratik cumhuriyetlerle komþu olacak bu birlik bize önümüzdeki süreci anlatýyor. Hazar Strateji Ensitüsü’nün düzenlediði Hazar Forumu’nda Gümrük ve Ticaret Bakaný Hayati Yazýcý, bölgenin enerji ve ticaret yollarý ile bütünleþtiðini ve Türkiye’nin burada öncü bir rol oynayacaðýnýn altýný çizdi. Yeni Ýpek Yolu, Güney Enerji Koridoru artýk zorunluluk. TANAP projesi çok yakýnda dallanýp budaklanacak. Marmaray’ýn benzeri Çanakkale Boðazý’nda da olacak. Yeter ki neyin bittiðini ve neyin gelmekte olduðunu bilelim...