Prof. Dr. Mehmet Görmez’in Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý görevinin 5 yýl daha uzatýlmasý isabetli bir karar olmuþtur.
Görmez Hoca gerek ilmi birikimi, gerek dünyanýn gidiþatý konusundaki vukufiyeti, gerek Ýslam dünyasýndaki geliþmelerine yönelik yaklaþýmlarý ve gerekse kiþilik özellikleri ile o makamý bihakkýn dolduran bir simadýr.
Bu özellikler bir Diyanet Ýþleri Baþkaný için bence hayati deðerdedir.
Ýlmi birikim, Ýslam’ý iyi ve doðru bilmek, Ýslam’ýn geçmiþ 14 asýrlýk bilgi mirasýna vakýf olmak ve ondan bugün için doðru çýkarýmlar yapabilmek gibi boyutlarý ihtiva ediyor. Parçalý saplantýlardan kendini koruyabilmek de bunun içine giriyor.
Dünyanýn gidiþatýna vakýf olmak, Müslümanlarýn ona yönelik mes’uliyetlerini tayinde büyük önem taþýyor. Muhammed Ýkbal “Dünyanýn gidiþatýndan Müslümanlar sorumludur” diyor. Bunu yüklenebilmek için hem o gidiþatý doðru okuyabilmek hem de ona tekabül edecek yetkinliðe kavuþmak lazým. Ýslam’ýn çok farklý zeminlerde “Dünya gündemi” olduðu çaðýmýzda Diyanet Ýþleri Baþkaný Müslümanlara ufuk açabildiði ölçüde o görevin içi dolmuþ olacaktýr.
Ýslam dünyasýndaki geliþmeleri görmek, okumak ve doðru çýkarýmlar yapmak, sade bir Müslüman için bile hayati önemde iken, Diyanet Ýþlerini deruhte etmek, çok daha etkin bir bakýþ derinliðini, çözümlemeyi ve yol açmayý hayati bir sorumluluk haline getirir. Mesela ben isterim ki Diyanet Ýþleri Baþkanýmýz, “Neden Ýslam dünyasýnda terör var, bundan nasýl kurtulabiliriz?” sorusunun cevabýný ortaya koyabilsin.
Kiþilik özelliklerine gelince, bu, bu zamanda çok daha büyük öneme sahiptir. Düþünce disiplini ve yaþayýþý ile tam bir mü’min hüviyeti, itidali, vakarý, celadeti, tevazuu, yaradýlaný sevme kapasitesi, kararlýlýðý, küresel sorumluluk duygusu, mazlumlara yönelik þefkati ile dünyanýn önünde saygýn bir sima.. Ýslam’ýn tüm güzelliklerini taþýma gayretinde bir görev adamý.
Bunlarýn hepsi var mý Mehmet Görmez’de?
Bana göre var.
Bu nitelikte birisinin Diyanet Ýþleri Baþkaný olmasý bence Türkiye için de büyük bir kazanýmdýr.
Belki birilerimizin zihninde Diyanet Ýþleri Baþkaný’nýn Türkiye için ne anlam taþýdýðý hususu yeterince oturmamýþtýr. Sistem içinde de bu anlamýn yeterince billurlaþtýðý söylenemez.
Birilerimizin zihninde ve sistemin içinde Ýslam’ýn yerinin de billurlaþtýðýný söylemek zordur.
Olabildiðince daraltýlmýþ bir çerçevedir Ýslam’a ve onun kurumlarýna yönelik yaklaþýmlar.
Bu noktada sistemle þu an onu icra eden Cumhurbaþkaný ve Baþbakan arasýnda açý farklarý bulunduðu da bir vakýadýr.
Ancak dünyada Ýslam etrafýndaki geliþmeler Türkiye’nin Müslüman karakterini, diðer her tür tanýmlamayý aþacak bir ölçüde gündeme getirmektedir.
Dünyanýn en sancýlý alaný Ýslam dünyasýdýr ve orada bir insicam gerçekleþmediði takdirde, dünyanýn da sancýlanmasý kaçýnýlmazdýr.
Ýslam coðrafyasýnýn sancýlanmasýnýn kökeninde de, Birinci Dünya Savaþý sonrasýnda bu coðrafyanýn hemen tamamýnýn açýk veya örtülü sömürge sistemine mahkum edilmesi gerçeði yatmaktadýr.
Bu statü, Ýslam’ýn asla kabul etmeyeceði bir statüdür.
Ve en baþtan itibaren Ýslam dünyasý, bu açýk - örtülü sömürge statüsünü aþmak için içten içe kaynamaktadýr.
Türkiye’nin verdiði milli mücadele de aslýnda bir Müslüman toplumun, evet Müslüman toplumun hürriyetsizliðe isyanýnýn sembolüdür.
Ýslam adýna çýkýþlarýn hepsi saðlýklý olmayabilir. Ama bu çýkýþlar olacaktýr.
Ýþte orada hem Ýslam’ý anlama bakýmýndan hem özgürlük hamlelerine yön verme bakýmýndan doðru önderliklere ihtiyaç vardýr.
Türkiye’nin Ýslam coðrafyasýnda model olarak öne çýkmasý bu arayýþýn karþýlýðýdýr.
“Ýslam anlayýþý”nda önderlik söz konusu olduðunda da Diyanet’te “Doðru bir Ýslam anlayýþý”nýn olmasý hayati önem taþýyacaktýr.
Küresel boyutta bir misyon, Diyanet ve Görmez Hoca... Türkiye olarak bu denklem üzerinde daha çok kafa yormalýyýz, diyorum.