Bazen þu fon yöneticileri politikacýlarýn bile yüzleþmek istemediði gerçekleri ‘pat’ diye söylüyor. Dünyanýn en büyük tahvil fonu PIMCO’nun CEO’su Muhammed El-Erian, krizin yakýnda halkýn öfkesiyle daha da derinleþeceðini çünkü liderlerin eðitim, iþgücü ve alt yapý sorunlarý konusunda hiç bir somut çözüm önerisinin olmadýðýný söyledi. Erian, ‘Wall-Street’i iþgal et’ gibi spontan hareketlerin, önümüzdeki dönemde, daha ciddi olarak dünyanýn gündemine, bu nedenle, oturacaðýný söylüyor.
Öte yandan borsalarýn iniþ-çýkýþlarý sizi aldatmasýn kriz, kronik bir durgunluk haline doðru hýzla yol alýyor.
Dünya ticaretinin yüzde sekseni deniz yolu ile yapýlýr. Bu ticareti maliyet açýsýndan ölçen endeks Baltic Dry þu an yerlerde sürünüyor. Krizin ayyuka çýktýðý 2009 yýlýnda bu endeks 600’e kadar düþtü. Bir yýl önce, 2008 yýlýnda, endeks 11500 petrol ise 150 dolardý. Baltic Dry, bir yýl sonra 600’e düþünce petrol de 30 dolara kadar düþtü. Þimdi Baltic Dry endeksi, 700 seviyesinde petrol fiyatlarý da yeniden 120 dolara gidiyor. (Bu konuda bkz: Ata Yatýrým, 14/8 tarihli bülten)
Þimdi sizce bu iþte bir gariplik yok mu, var tabii. Petrol fiyatlarý, ekonomik rasyonalite dýþýnda hareket ediyor. Çünkü petrol þu an Ortadoðu ve Avrupa’daki kapýþmanýn en önemli aracý olmuþ durumda. Almanya, Rusya, Ýran, Ýsrail ve tabii ki ABD’deki neocon ittifaký petrol fiyatlarýnýn yukarýda kalmasý için hem finansal piyasalarda hem de siyasi alanda -siyasi gerginliði öne çýkartacak- her þeyi yapýyorlar. Çok basit bir örnek; Rus Ýçiþleri Bakaný’nýn sahte twitter hesabýndan yollanan ‘Esad öldü’ haberi bile petrol fiyatlarýný bir müddet yukarý taþýdý. Petrol fiyatlarýný yeniden 150 dolarlara çýkarmak þimdi bu cephenin ilk hedefi. Böylece Ýran ve Rusya moral olarak rahatlarken, Türkiye ve ABD’de Obama yönetimi sýkýþtýrýlmýþ olacak. Bu Almanya’nýn da iþine geliyor çünkü Yunanistan’dan sonra Ýspanya ve Ýtalya’da ona sýðýnmak zorunda kalacak. Geçen hafta The Economist dergisi, Markel’in Euro Bölgesi’ni daðýtmak isteyen halini kapakta karikatür yaptý. Almanya kýsa vadede zayýf bir Euro orta ve uzun vadede de yalnýz kuzey ve Orta Avrupa’nýn kullanacaðý bir Euro istiyor. Yani Almanya merkezli yeni içe kapalý Avrupa Merkel’in temsil ettiði sermayenin hedefi.
Bu sermaye baþýndan beri Türkiye ile yakýndan ilgileniyor. Türkiye’de baþta medya alanýndan olmak üzere ortaklýklar kuruyor. Mesela büyük bir medya kuruluþumuz 2006-2007’de bir mortgage finasmaný þirketi kuruyor. Sonra bir yýl sonra Almanya’nýn, bütün bu kriz döneminde, ‘Türkiye batacak, Türkiye’den çýkýn’ diye raporlar yazan, Türkiye mali piyasalarýnda operasyon çeken ‘ünlü’ bankasý bu þirketin yüzde 49 hissesini alýyor. Ne tesadüf deðil mi?
Irkçý bir paçavra
Ya Der Spiegel’ ne demeli; bu dergi zaten göçmen ve Ýslam düþmaný ýrkçý bir çizgiyi içselleþtirmiþ durumda. Ýkinci savaþ sonrasý kurulan bu dergi bugün geleneksel-yayýlmacý Alman sermayesini temsil ediyor. Bunun için baþýndan beri ýrkçý.
Medya Bilimcisi Lutz Hachmeister daha önce Adolf Hitler’in özel koruma timi Schutzstaffel (SS) için çalýþan subaylarýn daha sonra Spiegel dergisinde muhabir ve dizi yazarý olarak çalýþtýklarýný ispat etmiþ.
SS’de üst düzey yönetici olan Bernhard Wehner, 29 Eylül 1949’da 30 bölümlük bir yazýya imza atan isim. Nazi rejiminin dýþiþleri bakanlýðý basýn daire baþkaný Paul Karl Schmidt, savaþ sonrasýnda Spiegel’in kucak açtýðý diðer bir isim.
Der Spiegel, bugün Türkiye’de faþist-ulusalcý kesimlerden topladýðý bilgileri haber diye basýyor. Amacý açýk... Petrol fiyatlarýný yukarýda tutan, dünyayý yeniden topyekun bir savaþa sürüklemek isteyen küresel çetenin kullandýðý paçavra bu dergi.
Bugün krizin kaynaðý, kârlarý sürekli düþen bir Alman sanayisi ve bunu karþýlamaya çalýþan ýrkçý bir Alman siyaseti ile karþý karþýyayýz. Alman sanayisi kendisini yenilemiyor ve kan kaybediyor. AB’nin mali ve siyasi süreçleri tamamlamasý hele Türkiye gibi bir ülkeyi içine almasý bu sermayenin sonu olur. Ýþte Almanya bunun için AB sürecini durmadan dinamitliyor, bunun için Türkiye’de içe kapalý bir yaðma ekonomisinin geçerli olmasýný istiyor. Türkiye’de demokratikleþmeyi bunun için istemiyor. Geleneksel Alman finans ve sanayi sermayesi, Alman medyasý ile birlikte yeni bir savaþ senaryosu üzerinde çalýþýyor. Bizde de baþýndan beri, bunlara ortak olan ‘yerli’ bazý gruplar da buraya dâhil. Bu senaryo, Balkanlar, Türkiye’nin doðusu ve Ortadoðu’yu kapsýyor. Almanya’nýn ve bu küresel savaþ çetesinin oyunlarý bitmeyecek, buraya dikkat!