Küresel savaþ ve kim kazanacak?

Bugün küresel dayatmanýn rengine ve içeriðine baktýðýmýzda, küresel savaþýn ortasýnda olduðumuzu açýktan görebilmekteyiz. 1. ve 2. Dünya Savaþlarýndan farklý olarak ordularýn yerini, savaþýn dizaynýný veren ve arzu eden küresel aktörlerin, terör örgütleri üzerinden yürüttüðünü artýk hepimiz anlamýþ durumdayýz. 

Net þunu anlýyoruz ki savaþý isteyen ABD! 

Nedenini de somut argümanlarda bulmuþ durumdayýz. 

Büyük Ýpek Yolu Projesi” ve “Bereketli Hilal” olarak adlandýrýlan coðrafyamýz. 

ABD ve Almanya; PKK-PYD terör örgütünü kendine müttefik edindiðini, her ileri geri adýmlarýyla göstermekte! 

Evet, Batý medyasýna baktýðýmýzda ABD’ye ters manþetlerin atýlmasýnýn tesadüfen yapýldýðýný söylememiz mümkün deðil. 

Türkiye’nin Zeytin Dalý Harekâtý’nýn; Batý’yý da ikiye bölmüþ olduðunu gözden kaçýrmayalým derim. Bu þunu göstermekte; Türkiye mevcut konjonktürel durumu kullanmadý. Zira mevcuda bakýlsaydý, Türkiye’nin durumunu aðýrlaþtýrmadan baþka bir durumun ortada olmadýðý da aþikâr idi. Ýþin çok önemli tarafý, Türkiye konjonktürel durumu kendisi inþa etti. Ýnþa ettiði konjonktür, Batý’yý ikiye bölmüþ oldu. 

Bir taraftan diplomatik kanallarýn mükemmel isleyiþi, diðer taraftan da sahada fiili güç. 

Tabii ki kendi içindeki toplumsal birliktelik, medya ve siyasi kanallarýn doðru iþletilmesi ile Türkiye’nin bu noktaya gelene kadar derin detaylarý bile dikkate alarak, yeni konjonktürel durumu inþa ettiðini ve bunu birden deðil, adým adým dünya kamuoyuna da ilan ederek yaptýðýna þahitlik ediyoruz. 

Þimdi ise Türkiye’nin beþ yýl önce teklif ettiði ve ABD’nin sýcak bakmadýðý 30 km’lik güvenli bölge çaðrýsýna, bugün ABD ayný teklifi sunarak cevap verme durumunda kaldý. Evet istemiyordu! Bunu Türkiye’nin konjonktürel dizayný mecbur etti. 

Diðer taraftan, burada Türkiye fazla ileri giderse, ABD’nin tüm Suriye üzerine ve Afganistan merkezli Ýpek Yolu Projesini bypass etme çabasýnýn suya düþmüþ olacaðý net görülmektedir. Evet, þimdilik ABD tek küresel aktör ve büyük ekonomik güç. Lakin þimdilik! Çünkü yeni yüzyýlýmýz ABD’nin tek güç imparatorluðunu deðil, yeni güçlerin de devreye girdiði, yeni ittifaklarýn yýldýzýnýn parlayacaðý yeni güçleri meydana getirmektedir. 

Þimdi Ýngiltere’nin Zeytin Dalý’na destek nitelikli beyaný, Rusya’nýn ise Suriye’de bir an önce ABD varlýðýný suya düþürme çabasýnýn Türkiye’ye destek nitelikli durum olmasýnýn da, Türkiye’nin birilerinden icazet alarak deðil, kurguladýðý yeni konjonktürel durumun sonucu olarak görmemiz lazým. 

Almanya’nýn halen ABD ilavesi olarak olaylara bakmasý ve PKK ile FETÖ’ye destek vermesi bile, yeni kurgulanan yeni durumda Türkiye’yi etkisiz kýlamayacaðý aþikârdýr. Evet, Almanya bir taraftan ABD’nin projesinin dayanak noktasý olarak devrede, diðer taraftan ise önümüzdeki çaðýn yeni aktörü olarak Türkiye’yi kendine en büyük rakip gördüðü de dikkate alýnacak detaydýr. Yani bundan sonraki aþamalarda da yeni saldýrýlar, ekonomik ve siyasi baskýlarýn olacaðýný da göz ardý etmemeliyiz. Yolun sonunda kazanan, dirayetli duran ve haklý gerekçelere dayananlar kazanacak. Yolun sonunda insan merkezli siyaset inþa edenler kazanacak hiç kuþkusuz! 

Kahraman Türk askerinin “istikamet nereye” sorusuna verdiði “Kýzýl Elma’ya” cevabý, Türkiye’nin ve bu necip milletin gayesini anlamaya zemin oluþturacak. Kýzýl Elma; Ýslam’la þahlanan Milletimizin, dünyaya ADALET ve NÝZAM kurma mefkûresi ile bakýþ açýsýný gösteren en yüce tanýmýdýr. Ýþte Türkiye’nin gayesi de budur. Bir þeyler almaya deðil, ulvi deðerleri vermek için, insanoðlunu bahtiyar etmek için devrede olan Medeniyetler, hiç kuþkusuz her türlü savaþýn galibi olacak…