Donald Trump yönetiminin İran siyasetinin küresel sisteme yansıyan sarsıntıları her geçen gün daha fazla artıyor. Ve önümüzdeki haftalarda bu fırtına artmaya devam edecek.
ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlara yeniden başlama kararının ardından Avrupa cephesinden yeni bir adım geldi ve “ABD’ye yem olmayacağız” şeklinde özetlenebilecek bir çıkış yapıldı.
ABD Başkanı Donald Trump’ın başta NATO harcamaları, gümrük vergileri, ticaret ve iklim değişikliği anlaşmaları olmak üzere Atlantik ötesindeki ortaklarıyla yaşadığı gerilim, İran konusunda da bir sinir harbinin yaşanacağının işaretiydi. Daha doğrusu kavganın İran üzerinden sürdürüleceğinin.
Nitekim, dün itibarıyle karşılıklı kozlar masaya sürüldü ve ABD’nin İran girişiminin üzerinden saatler geçmeden AB’nin cevabı verildi.
Kısaca hatırlatalım gelişmeleri…
ABD, İran’a karşı aldığı iki aşamalı yeni ambargo kararının birinci bölümünü dün uygulamaya koymuştu.
Ambargo kapsamında, İran’ın ABD doları ile ticaret yapmasının önüne geçilerek, ülkenin en büyük gelir kaynağı olan petrol ticaretine darbe vurulmakla kalmayıp İran’ın, otomotiv yedek parça ticareti de sınırlandırılacak.
Söz konusu ambargolardan üçüncü ülkeler de etkilenecek.
ABD’nin İran'a yönelik ilk yaptırım paketi dün devreye girerken ikinci yaptırım paketi 4 Kasım'da devreye girecek.
Buna karşılık, Avrupa Birliği (AB), Fransa, İngiltere veAlmanya tarafından yapılan ortak açıklamada ise, AB hukuku ve Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararı uyarınca İran ile meşru ticaret yürüten Avrupalı firmaları koruma konusunda kararlı olunduğu bildirildi.
Açıklamada, ABD'nin çekilme kararı ve yaptırımları devreye sokmasından derin esef duyulduğu belirtilerek, "AB hukuku ve BM Güvenlik Konseyi kararı uyarınca İran ile meşru ticaret yürüten Avrupalı firmaları koruma konusunda kararlıyız" ifadesine yer verildi. Yaptırımlardan etkilenebilecek AB menşeli şirketleri koruma amacıyla güncellenmiş AB "Engelleme Mevzuatı"nın vakit kaybetmeksizin devreye sokulacağı vurgulandı.
Çin ile ABD, AB ile ABD arasındaki ticari savaşlar, İran siyaseti konusundaki karşılıklı salvolarla süren bir örtülü savaş. Ve bu örtülü savaş sırasında Türkiye çok kritik ve kimsenin kaybetmek istemeyeceği bir aktör olarak duruyor.
Ülkemizin İran’a yönelik yaptırımlar konusundaki tutumu açık. Türkiye kendi vizyonu ve çıkarlarına uygun hareket edecek ve bu hareketinin hiçbir etmen ve bileşen tarafından sınırlanmasına izin vermeyecek.
Rahip Brunson davası bahanesiyle iki bakanımıza yönelik yaptırımlar nedeniyle gölgelenen Türk-ABD ilişkilerinin geçici şantaj ve zorlamalardan bağımsız bir dinamiğinin olduğunun altını çizmek gerekiyor.
Türkiye’ye bu şantajlar sökmez.
Güvenlik ve savunma mekanizmaları, Brunson davası gölgesinde değil.
Karşılıklı kanallar açık.
Dışişleri Bakanı’mız Mevlüt Çavuşoğlu ile ABD’li mevkidaşı Mike Pompeo’nun kanalları etkili.
Ve sürdürülebilirliği olmayan bu krizin, ABD tarafında aklı selimin galip gelmesiyle çözülmesini beklemek akılcı olacaktır.