Küreselleþme, virüs ve çöken algýlar…

Çin’de ilk koronovirüs vakalarý görüldüðünde yorumcular, bunun ya Çin’e ekonomik darbe vurmak isteyen baþka güçlerin biyolojik saldýrýsý olabileceðini ya da ürettikleri ilacý satmak için hastalýðý yaygýnlaþtýran ilaç kartellerinin iþi olabileceðini söylüyorlardý. Dýþ kaynaklý bir operasyon olarak meseleye bakan komplo teorisyenleri, Çin’i dize getirmeye çalýþan bir müdahaleden bahsediyorlardý.

Gelinen noktada ise dize gelenin Çin olmadýðý, bütün insanlýðýn tehlikeye girdiði, bütün kurumlarýn paralize olduðu, dünyadaki bütün iþleyin durma noktasýna geldiði görüldü.

Küreselleþme bilgi, mal, sermayenin yerküre ölçeðinde dolaþýma girdiði, sýnýrlarýn kalkarak ekonomik, siyasi, kültürel ve teknolojik olarak tam bir etkileþimin yaþandýðý, küresel güçlerin kýtalarý aþan hâkimiyetler kurduklarý bir süreç gibi algýlanýyordu.

Oysa görüldü ki, küreselleþme dünyanýn bir köyünde görülen bir virüsü dünya çapýnda bulaþýcý hastalýða ve büyük bir saðlýk sorununa dönüþtürebiliyor. Hatta sorun saðlýk sorunu olmayý aþýp, dünya ekonomisini ve siyasetini sarsan boyutlara ulaþma ihtimali taþýyabiliyor.

Geleneksel toplumlar deðiþim hýzýnýn düþük olduðu, daha duraðan, sosyal mobilitesi daha düþük, ulaþým ve iletiþimin daha sýnýrlý olduðu, etkileþim ve geçiþkenliðin daha düþük olduðu toplumlar olarak kabul ediliyordu.

Modern topluma geçiþ, deðiþimin hýz, sosyal hareketliliðin, ulaþým ve iletiþimin yaygýnlýk kazandýðý bir dönem olarak görüldü. Modern dönemi ifade etmek için sýkça kullanýlan ifadeler ‘insanýn çevresine egemenliði’ ve ‘insanýn tabiat üzerinde hýzla geliþen kontrolü’ gibi dünyada hâkimiyet kurma iddiasýný ortaya koyuyordu.

Ýnsanýn dünyayý kontrol ettiði yanýlsamasý bir nevi dünya yaþamýný tüketme ve bundan dolayý da uzaya açýlma, yeni gezegenlere ulaþarak yeni yaþam biçimleri üretme gibi yaklaþýmlar üretiyordu.

Kontrol ve hâkimiyet iddiasý boþ bir meydan okumaydý.

Dünyada bundan sonra bir çöküþün ancak küresel güçlerin nükleer savaþa girmesiyle veya küresel ýsýnma, buzullarýn erimesi, iklimlerin deðiþmesi gibi tabiatta köklü deðiþiklerin yaþamý olumsuz etkilemesiyle mümkün olabileceði varsayýlýyordu.

Son olayda görüldü ki, süper güçlerin süper silahlarý deðil, mikroskopla dahi görülemeyen bir virüs insanlýðýn tahtýný sarsabiliyor, herkesi dize getirebiliyor.

Bugün hangi süper güç, hangi siyasi iktidar, hangi devlet gücü insanlarý haftalarca eve kapatýp, en temel yaþam alýþkanlýklarýný yasaklayabilir?

Her þeyin üzerinde bir hâkimiyet ve kontrol iddiasýnda bulunmak her zaman için büyük fiyaskoyla sonuçlanýyor.

Dünyanýn küçük bir köye dönüþtüðünü ve artýk her þeye sahip olduklarýný düþünen insanlar, uzayda yeni þehirler oluþturma, yeni sahiplikler bulma hayallerinin peþine düþmüþken küçücük bir virüs aslýnda hiçbir þeye sahip olmadýklarýný, sahiplik iddiasýnýn ne kadar boþ olduðunu ortaya koydu.

Bir kez daha gördük ki, küresel sorunlara el atacak küresel yapýlar, kurumlar yok. Ne dünyadaki çatýþmalarý, göçleri, açlýðý, sefaleti engellemeye veya sorunlarý çözmeye yönelik böyle bir uluslararasý yapýlanma var, ne de bütün dünyanýn maruz kaldýðý bu tür biyolojik risklere karþý dünya çapýnda harekete geçebilen bir kurum var.

Kendi tükürüðünde boðulabilen, bir an nefessiz kalamayan insanoðlunun hâkimiyet ve sahiplik iddiasýnda bulunmasý en büyük insani yanýlgýdýr.

Bu tür umumi belalar herkesin ayný gemide yaþadýðýný ve birbirine üstünlük kurmanýn deðil, birbiriyle dayanýþma içinde olmanýn gerekliliði gözler önüne seriyor.