Meclis tarihinde kürsü iþgalleri olmuþtu ama kelepçeli kürsü gaspý hiç olmamýþtý.
O da oldu…
Son yýllarda milletin Meclis’inde hiç olmadýk þeyler oluyor.
“Demokratik tepki” adý altýnda Meclis’in itibarý yerle bir ediliyor. Milletin dokunulmaz olan kürsüsü giderek anlamýný ve önemini yitiriyor.
O kürsü “milli iradenin sembolü” olduðu için anlamlý ve deðerlidir.
O kürsü hitap için vardýr.
Milletin temsilcileri gelirler, fikirlerini medeni bir biçimde söylerler ve gider yerlerine otururlar. Kürsü iþgali veya kürsü gaspý hiçbir þekilde kabul edilemez.
Bunun izahý da olmaz, gerekçesi de…
Buna “demokratik tepki” diye bakmak, Meclis’in varlýðýný, anlamýný ve önemini hiçleþtirmek anlamýna gelir. Meclis’in devre dýþý býrakýlmasý iþte bu itibarsýzlaþtýrma operasyonlarýyla mümkün oluyor. Bundan, Meclis’te grubu bulunan partilerin ve bilumum milletvekillerinin özenle kaçýnmasý gerekiyor.
***
Geçen dönemlerde Meclis kürsüsü saatlerce CHP grubunca iþgal edildi. Meclis iç tüzüðünün deðiþtirilmek istendiði oturumlardan birinde, CHP grubunun sergilediði bu tutum tam sekiz saat sürdü.
Ve sonra, o nahoþ kavga görüntüleri düþtü Türkiye’nin gündemine… Geçen haftalarda Cumhurbaþkanlýðý sistemini öngören anayasa deðiþikliði teklifinin görüþüldüðü oturumlardan birinde de gene CHP grubu kürsü iþgaline yeltendi. Ýþin ilginç ve düþündürücü bir baþka yaný, bu iþgalin bir sol terör örgütüne ait olduðu bilinen bir slogan eþliðinde Meclis’in mehabetine hiç de yakýþmayan bir tutumla sergilenmiþ olmasýydý.
Sol kollarýný yumruk yaparak havaya kaldýran CHP’li vekiller, “Faþizme karþý omuz omuza!” diye slogan çýðýrdýlar. Oysa orada parlamenter sistemin doðasýna uygun bir biçimde gayet meþru bir yasal çalýþma yapýlýyordu.
Ve gene hiç kimsenin tasvip etmeyeceði o kavga görüntüleri karþýmýza çýktý. Sonuçta ortaya çýkan görüntüler, Meclis’in saygýnlýðýna gölge düþürdüðü gibi hepimizi de derinden üzüyor. Lakin sebepleri bilmeden sadece ve yalnýzca sonuçlar üzerinden suçlayýcý bir dil geliþtirmek de büyük bir haksýzlýk.
Doðru, hiçbir sebep þiddeti haklý kýlmaz, ama Meclis’i çalýþamaz hale getirenler veya Meclis’i terörize edenler hiç mi kabahatli deðil?
***
Meclis kürsüsünün iþgalini sonlandýracak tedbirler veya önlemler yok mu?
Maalesef yok.
Kürsüyü iþgal edenleri Meclis Baþkaný ikaz ediyor. Meclis idare amirleri devreye giriyor.
Ama topyekûn yapýlan bu iþgal giriþimi karþýsýnda hiçbir laf tesirli olmuyor. Ya diledikleri kadar o kürsüyü iþgal ederler, Meclis yasama faaliyetlerinden alýkonulur.
Ya da Meclis’i çalýþtýrmakla yükümlü olan iktidar partisi çoðunluðu devreye girer. Ýþte o zaman da hepimizi üzen, o arbede ve kavga görüntüleri ortaya çýkýyor.
Saatlerce süren kýsýr tartýþmalar, usule dair müzakereler, muhalefete mensup grup baþkanvekillerinin yasama faaliyetlerini engellemek için iç tüzük yorumlarý üzerinden yaptýðý çalýmlar da cabasý. Saatler geçiyor, ama bir türlü kendi gündemine geçemiyor Meclis.
Her kürsüye çýkan muhalefet milletvekilleri ise aðýzlarýna geleni söylemekte hiçbir sakýnca görmüyor. Her türlü suçlama, her türlü hakaret, her türlü sövgü gýrla…
Yasa çýkartmakla yükümlü olduðunuz için “ya sabýr!” çekiyorsunuz içinizden.
Ama diyelim ki bir tekine tahammül edemeyip cevap verdiniz, iþte o zaman da sözünü ettiðim nahoþ görüntüler çýkýyor ortaya.
Muhalefet partileri, özellikle de CHP istiyor ki kendileri her þeyi söylesin, her türlü hakarette bulunsun, ama iktidar partisi zinhar kendisine cevap vermesin. Cevap verdiðinde de iç tüzük oyunlarý üzerinden Meclis’i kilitlemeye çalýþýyorlar. Dahasý saldýrgan bir dille kavgaya sebebiyet verecek tutumlar geliþtiriyorlar.
Ve bunun adýna da “demokratik tepki” diyorlar. Bu Meclis bunu hak etmiyor.
Meclis kürsüsünün gaspý veya Meclis kürsüsüne vurulan kelepçe; kimlerin Meclis’e, ne kadar önem verdiðini gösteriyor…