Baþbakan Yardýmcýsý Bülent Arýnç’la Meclis baþkanlýðý döneminde bir kez mülakat yapmýþlýðým.... Bir de röportaj öncesi ve sonrasýnda biraz sohbet etmiþliðimiz var...
Hepi topu bu kadar...
Anlayacaðýnýz hakkýnda “þöyledir böyledir” diyerek kiþiliðine dair ahkam kesecek bir bilgiye de tanýklýða da sahip deðilim.
Yaptýðý açýklamalarýndan, konuþmalarýndan, olaylara verdiði tepkilerinden edindiðim verilerle tanýdýðým bir Bülent Arýnç var elbette. Ýþte ben o verilere dayanarak önce þu soruyu soruyorum. Bülent Arýnç kendisine “Ben de daða çýkardým” dedirten hikayeyi iþiteli kaç gün olmuþtur?
Ve sizce Arýnç hissettiklerini anlatmadan kaç gün durabilir? Ben en iyi ihtimalle ve en fazla 10 gün diyorum.
***
Þimdi gelelim duygusal bir yapýya sahip olan Bülent Arýnç’ýn -belli ki hiç sevmediði- BDP’li vekilin geçmiþte yaþadýklarýna verdiði tepkiye...
Önce Gültan Kýþanak’ýn “acýlarla ve iþkencelerle dolu” hikâyesini dinlediðinde inanamamýþtýr.
Sonra bulunduðu ortamda “Allah Allah bu insanlar neler yaþamýþlar yahu!” diye içli bir sesle söylenmiþtir.
Uzun uzun düþünüp derin derin dalýp gitmiþtir. BDP’nin öfkeli, tahammülsüz milletvekillerinden olan Gültan Kýþanak’ýn “iþkenceli geçmiþ” hatýratý ortamýn da huzurunu kaçýrmýþtýr.
Arýnç sonraki birkaç gün de Meclis’te Kýþanak’a baþka bir gözle bakmaya, gözlemlemeye baþlamýþtýr. Verdiði tepkileri, sesindeki öfkeyi anlamaya çalýþmýþ ve þimdilerde 50 yaþýna merdiven dayayan Kýþanak’ýn 17 yaþýnda maruz kalýp yaþadýðý travma aklýna yeniden gelmiþtir...
Tüylerinin diken diken olduðunu, göðüs kafesinin üzerine tonlarca aðýrlýðýn bindiðini ve yüreðinin daraldýðýný hissetmiþtir.
Ýþte o daralmayla da çýkýp “Ben BDP’li bir kadýn milletvekiline çok kýzýyordum, beddua ediyordum. Ama onunla ilgili bir hatýrayý dinledim. Halen milletvekili olan bu kadýn vekile artýk kýzamýyorum. Çünkü 17 yaþýnda genç kýz iken Diyarbakýr Cezaevi’nde o kadar ahlaksýzca iþkenceye maruz kalmýþ ki, öyle kendisini zorlamýþlar ki, ben de aklýma gelse daða çýkardým. Çünkü Diyarbakýr Cezaevi’nden çýkanlarýn yarýsý daða gitti” demiþtir.
Daha ne söylesin...
Oldukça samimi, cesurca bir itiraf ve helalleþme... Helalleþme diyorum çünkü tecrübeli bir siyasetçi olan Arýnç’ýn “Bedduacý Arýnç” diye yazýlacaklarý tahmin etmiþtir. Ve her þeye raðmen de Kýþanak’a beddua ettiðini itiraf etmiþtir.
BDP’in eþ baþkaný olan Kýþanak söylem olarak partisinin þahin kanadýndan. Þiddeti kutsayan zaman zaman da ortamý geren açýklamalar yapan bir siyasetçi. Her þehit haberi geldiðinde, dershanelere molotof kokteyli atýldýðýnda, hastaneleri yaktýklarýnda, öðretmenleri kaçýrdýklarýnda içiniz de beddua etmeyeniniz var mý?
Bülent Arýnç dinlediði hikaye karþýsýnda empati kurabilmiþ ve öfkesini, isyanýný, tepkilerini anlayabildiðini dile getirip “yaþadýklarýný ben de yaþasam aynýsý olurdum” diyebilmiþtir.
Ben Gültan Kýþanak’ýn böylesi bir hikayesi olduðunu bilmiyordum. Ancak yolunun Diyarbakýr Cezaevi’nden geçmiþ olmasý da yaþadýklarý da beni þaþýrtmadý.
Diyarbakýr’dan Van’a o kadar çok Gültan Kýþanak’lar Selim Dindar’lar var ki...
Gidin Diyarbakýr’a ve bir gece yarýsý evlerde yanan tüm ýþýklarý kapattýrýn sonra da “Diyarbakýr Cezaevi’nde iþkence görmüþ ya da ailesinde faili meçhul olanlar ýþýðýný yaksýn” diye anons yapýn.
Diyarbakýr’da devlet zulmüne uðramamýþ “Hilton” dedikleri Diyarbakýr Cezaevine girmemiþ kaç hane var?
Yok. Kürt halkýnýn yürekleri hala yangýn yeri ve hala yüreklerindeki acý bitmiþ deðil.
Onlar yüreklerini daraltan hikayelerini anlatacaklar ve yürekleri geniþleyecek...
Bizler o hikayeleri dinlerken önce yüreklerimiz daralacak...Sonra o hikayelerle birbirimize eklemleneceðiz ve acýlarýmýzý paylaþacaðýz.
Kabuk baðlamýþ yaralar ancak bu hikayelerle iyileþecek. Önce duyduklarýmýz karþýsýnda sarsýlacaðýz sonra “bize neler etmiþler” deyip kucaklaþaðýz. Sýra Gültan Kýþanak’ta, gidecek bir de yaþadýklarýný kendi aðzýndan anlatacak...
Bülent Arýnç’ýn “Ben de daða çýkardým” sözü hepimize yeni bir eþik açtý.
Siyasi bir polemiðe çevirmeden hepimizi o eþikten geçirmeliler.