Kürt Memet nöbete gitmiyor


“Baþkanlýk karþýlýðýnda anlaþmayýn” demek, “ölmeye ve öldürmeye devam edin” demektir.


Yanlýþ anlýyorsak, bu sözün yanlýþ anlaþýlmayacak halini söyleyin, öyle anlayalým.


Ferhat Kentel her zaman “konuþma”yý imkansýz kýlacak bir dilden sakýnmayý önerir, ben de öyle yapacaðým.


Hasan Cemal’in yazamadýðý ortamý birlikte eleþtirelim, ama bunu yapmayýn ne olur!


Söylediklerinizin mantýksal sonucunu bir düþünün.


**


Konuþmayý imkansýz kýlarým kaygýsý duyamadýklarýma gelince:


Onlarýnki daha çok “ibret” için bahsedilmeyi hak ediyor ve ancak Çözüm Süreci’nin çevreye verdiði rahatsýzlýðýn boyutlarýný göstermesi bakýmýndan bir deðer taþýyor.


“Kürtler ve Türkler, evet, eþit vatandaþlar olacaklar bundan böyle. Pres makinalarýnda ezilen çocuklarý eþitlenecek Kürtçe de ölebilecekler artýk” diyor onlardan biri.


Kim itiraz edebilir ki bu ulvi duyarlýlýða? Kürt Sorunu çözülecek diye iþçi sýnýfýnýn acýlarýna duyarsýz kalan ruhsuz liberallerden baþka?


Oysa biz Kürt Sorunu çözüldüðünde bütün beþeri problemlerimiz çözülecek, geçim sýkýntýsý bitecek, tüm sevenler kavuþacak, kuaförler saç boyasýný daima tutturacak sanýyorduk.


Hakikaten dokunaklý bir ruh hali bu.


Ama herkeste bu kadar trajikomik bir yakýnma þeklini almasa da bir kesimde yaygýn.


Özellikle de son yýllarda ani bir Kürt sevgisi geliþtiren, önceki dönemde açýlýma dahi karþý çýkmýþken sonraki dönemde çýtayý yükseltip, bugün Kandil’in yeterli bulduðunu “yetersiz” diye mahkum edenlerde yaygýn.


Ötekileþtirdiði o tek bir kesime vurmak istediðinden, ayrýmcý önyargýsýný gizlemenin bir yolu olarak o kesim dýþýndaki herkesin hakkýný savunuyor görünen ve Kürtlerin, Ermenilerin, Alevilerin sorunlarý karþýsýnda abartýlý bir duyarlýlýk sergileyenlerde.


Ama ayný zamanda, bütün bu kesimlerin sorunlarýna kaynaklýk eden Kemalist zihniyet, kurum, mevzuat veya müfredatýn deðiþmesi için nedense pek çaba sarf etmeyenlerde.


Þimdi bütün hayalleri yýkýlanlarda.


Son yýllarda arkasýna saklandýðý Kürtler aradan çekilince elinde taþ çýplak kalanda.


Bu yüzden de þimdi taþý aradan çekilenlere de atanda.


Þimdi onlar yine alavere dalavere Kürt Memet’i nöbete göndermeye çalýþýyorlar. Kendi savaþlarýný ona verdirmeye çalýþýyorlar.


“Ey Öcalan, ey PKK, ey BDP sizi kandýrýyorlar” demelerindeki kibrin, Kürtleri “reþit” görmediklerinin nasýl ifþa olduðunun farkýnda deðiller belki.


Ama Altan Tan’ýn dediði gibi “Kürt Memet nöbete devri bitti.”


**


Demokrasi isteyenler içinse telaþa mahal yok.


“Bu sistem deðiþtiði zaman, hani bunun yerine demokrasi inþa edilir demiyorum ama, daha otoriter ya da daha baskýcý bir rejim kurulur demek de haksýzlýktýr” diyor Selahattin Demirtaþ.


Haklý.


Kürt Sorunun çözüldüðü ama demokrasinin elden gittiði bir ülke tasavvuru saçmadýr.


Çünkü bu sorun, ayný zamanda bir demokrasi sorunudur, barýþçý bir siyasi atmosferin tesisi sorunudur; sivil anayasanýn yapýlabilmesi, militarizmin beslendiði zeminin kurumasý demektir.


Ve bu ayný zamanda, Tek Adam yönetiminin zemininin de kalmamasý demektir; paradoksal görünebilir ama buna öncülük eden için bile!


Yani Erdoðan “seçilmiþ padiþah” olur diye de korkmayýn diyorum. Merak etmeyin, çözerse halk onu ömür boyu baþkan seçmez; çünkü körü körüne bir liderin arkasýndan gitmez. Bu anlamda demokrasilerde halk “nankör”dür ve bu iyidir.


Ayrýca Erdoðan’ý seçmek isterse de seçer. Seçmiþse, mutlaka alternatiflerine bakmýþ demektir.


**


Kürt Sorunu çözülünce dünya cennet olmayacak belki.


Ama milyonlarca aile için bu ülkede hayat cehennem olmayacak. Çocuklar eve dönecek. Ki bu da cennet demek.


Diyarbakýr’dan bir fotoðraf, bu yeni ve daha insani dünyanýn yakýnlarýnda olabileceðimizi, seksen yýllýk kabusun bitebileceðini anlatýyor bize.


Bitmesi için hep beraber çaba sarf etmemiz gerek.


“Bin yýllýk tarihimizde aslýnda parantez içinde kalmasý gereken bir an”ýn sona erdiðini söylüyor Ahmet Davutoðlu. Osman Baydemir “Ýnþallah bu kez mahcup olmayacaðýz” diyor ve ekliyor:


“Sadece yaptýklarýmýzdan deðil, yapmadýklarýmýzdan da mesulüz.”