Kürt meselesi ve Anayasa’nın 7. Maddesi

Dünkü (8 Nisan Pazartesi) yazımda yeni yazılacak Anayasa’nın ekonomiye ilişkin maddelerinin de ya tümüyle yeniden yazılması ya da en azından ruhlarının değiştirilmesi gerektiğini belirtmiş idim.

Yeniden ele alınması gereken ilk maddenin de bugünkü Anayasa’nın 7. Maddesi olduğunu yazdığımı hatırlıyorum.

Teknik gibi gözüken bu maddenin içinden geçtiğimiz kürt meselesinin çözüm sürecinde de hayati önem taşıdığını düşünüyorum.

Önce Anayasa’nın muhtemelen en kısa maddesi olan 7. Maddeyi bir yazalım: VII. Yasama yetkisi: Madde 7-Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.

Bu maddenin kürt meselesinin çözüm yolunda önemi maddenin yazımında Türk Milleti” ifadesinin geçmesinden kaynaklanmıyor; umarım bu süreçte bu formülasyon da daha hukuksal bir baza indirgenir, bu başka bir konu.

Bu maddenin kürt meselesinin çözüm sürecinde önemi yasama yetkisinin, devredilemez bir biçimde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde olmasından kaynaklanıyor.

İlk bakışta, yasama yetkisinin devredilemez bir biçimde, yani kanun yapma yetkisinin, tekelinin, demokratik bir düzende, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde olması kadar doğal bir şey olmadığı düşünülebilir, ama durum göründüğü kadar basit de olmayabilir.

Aynı Anayasa’nın 73. Maddesi “Vergi Ödevi” başlığı altında vergilemeniin kanuniliği ilkesini düzenliyor.

Başka bir ifadeyle seçilmişler, mesela TBMM karar vermeden vergi salamıyorsunuz; amerikalılar buna “no tax without representation” diyorlar, türkçemize çevirir isek “temsil olmadan vergi olamaz”.

Anayasanın 73. maddesi çok önemli, bu maddeye ilişkin bir yazı ayıracağım, içinde doğrular da var, kanımca büyük yanlışlar da var ama verginin kanuniliği ilkesi çok temel bir ilke, demokrasinin başlangıç ilkesi.

Ancak, geldiğimiz aşamada kendimize şu sorulaır da sorabiliriz, sormalıyız.

Demokratik temsil yetkisi sadece TBMM’ye mi aittir?

Yerel seçilmiş meclislerin de demokratik temsil yetkisi var mıdır?

Örneğin, yerel vergilerin matrah ve oranının saptanmasının yerel seçilmişlere bırakılması mümkün değil midir?

Anayasanın 7. Maddesine sadece yerel vergilerle ilgili bir istisna getirmek üniter devlet yapısına aykırı mıdır?

Yerel seçilmişlerin yerel vergileri kendi meclislerinde kanunlaştırması federatif bir idari sistem anlamına mı gelir?    

Yerel vergilere ilişkin tüm kanunları, mesela emlak vergisi kanununu merkezin çıkarması, yerel yönetimlere de sadece bu vergilerin kasadarlığının bırakılması demokratik bir sistemde ne demektir?

Yerel vergilerin yani yerel harcamaların miktarını belirleyemeyen bir yerel yönetimin demokratikleştirilmesi ne anlama gelir?

Vergileri belirleyemeyen yerel yönetim politikacılarının hizmet rekabeti ne demektir?

Yerel vergiler üzerinde sözü olamayacak yerel yönetimlerin güçlenmesi ne anlama gelir?    

Bu listeyi uzatmak mümkün.

Anayasanın 7. maddesi yani TBMM’nin yasama tekeli ivedilikle yeni anayasa yazımında ele alnmalıdır.