Kürt meselesi, týpký diðer yakýcý sorunlarda olduðu gibi, yýllarca vesayet rejiminin uhdesinde olan bir alan olarak kabul gördü. Vesayet rejiminin ideolojik kodlarýndan sadýr olan sorunlar, uzun yýllar sivil siyasetin yaklaþmamasý gereken kýrmýzý çizgiler olarak tarif edildi. Bu çizgileri aþmayý deneyen hareketler, kanlý süreçler dâhil olmak üzere her türlü totaliter metot da kullanýlarak bastýrýldý. Darbeler, kapatýlan siyasi partiler ve faili meçhuller ortaya çýkan enkazýn baþlýklarýný oluþturdular. 20. yüzyýl Türk siyasi tarihi, mezkûr baþlýklar etrafýnda oluþan kýsýr döngü içerisinde tartýþýlýp durdu. Bu tartýþmalarýn oluþturduðu ‘muhayyel dünya’ya da, kestirme bir tarif yapmak ve adres göstermek üzere ‘devlet’ denildi.
Devlet söylemi ayný anda ülkedeki bütün krizlerin adresi kabul edildiði kadar, muhalif hareketlerin de ‘yarý-tanrýsal bir atýfla’ sorumluluklarýndan kurtulmalarý için kullanýþlý bir mazerete dönüþtü. 2002 Devrimi’yle birlikte ‘devlet algýsý’ oldukça ürkek bir þekilde de olsa dönüþmeye baþladý. Vesayet rejiminin gerileme ivmesine paralel olarak da bu dönüþüm devam etti. 27 Nisan Muhtýrasýna verilen cevapla ‘yarý-tanrýsal devlet’ önce yeryüzüne indi, 2010 Referandumuyla ise vesayet rejiminin nerdeyse hiçbir sofistikasyonunun olmadýðý görülmüþ oldu.
Yaþanan kýrýlmalarýn tezahürlerinin en açýk þekilde hissedildiði parti ise CHP idi. Vesayet rejiminin ‘sivil alandaki’ taþýyýcýsý CHP, çözülen devlet algýsýyla birlikte, ciddi bir istikâmet sorunu yaþamaya baþladý. Bir anda sigorta poliçesinin iptal olmasýyla birlikte risklerle yüzleþerek, siyasette var olmanýn zorluklarýyla karþý karþýya kaldý. Yýllarca ana koalisyon ortaðý olarak farz ettiði ‘devlet’i kaybeden CHP, hýzla ve biraz da panikle, tutarlý olup olmadýðýna bakmaksýzýn, farklý koalisyon arayýþlarýnda zirve yaptý. 2010 Anayasa Referandumundan bu yana, CHP’nin temel siyaset stratejisine dönüþen koalisyon teknolojisi, devletle ilgili eski-Türkiye tahayyülünü rafa kaldýrmak zorunda kaldý.
Devlet tartýþmasýnda kendisini güncelleyemeyen aktörlerin baþýnda ise HDP-PKK çizgisi geliyor. Ayný þekilde Öcalan’ýn yaklaþýmlarýnýn merkezinde de eski-Türkiye’ye ait devlet algýsý varlýðýný sürdürüyor. Özellikle Kürt meselesinin çözümünde, AK Parti’yi ana muhatap olarak içselleþtirmekte zorlanan PKK dünyasý, süreçlerin akamete uðramasýnda ya da ciddi anlamda gecikmesinde etkili oldu.
Öcalan ve PKK dünyasý, bugün hâlâ muhayyel bir ‘devletin’, Çözüm Süreci’nin kaderine karar vermesini beklemektedir. Bu oldukça ilginç bir durum. Zira ayný anda hem müzakere sürecinin içerisinde yer alýp hem de muhatabýnýn kim olduðuna dair kafa karýþýklýðý yaþamanýn izaha muhtaç olduðu muhakkak. Bu durum aslýnda PKK’nýn gelgitlerinin zeminini de açýklýyor. Çünkü süreç þeffaflaþtýkça, millet asýl muhatap, seçilmiþler de vekili olunca; Çözüm Süreci’nde PKK’nýn ‘devlet arayýþý’ daha da zora giriyor. Bu noktada, Öcalan’ýn yaptýðý görüþmelerde 2009’dan beri ‘devlet-siyasi iktidar’ ayrýmýnýn ne getirip ne götürdüðünü en iyi bilecek isim olmasý beklenir.
Bu baðlamda, Kürt meselesinin sivilleþmesi ve silahsýzlanmanýn tamamlanýp meþru siyasi zemine rücu edilebilmesinin önemli adýmlarýndan birisi de, devlet-siyaset ayrýmýnýn büyük ölçüde bittiði ve anlamsýz olduðu gerçeðinin anlaþýlmasýndan geçiyor. Devlet denilen muhayyel unsura Mehdi muamelesi yapmanýn, yeni-Türkiye’de bir anlamý bulunmuyor. Hele sorumluluklardan kurtulmak için ele avuca gelmeyen devlet tahayyülünden medet ummak, tam anlamýyla bir siyasallaþma travmasýna iþaret ediyor.
Kürt meselesinin bir devlet hikâyesi olduðu doðrudur. Lakin 2002’den bu yana yaþanan dönüþüm, vesayet devletini gerilettiði oranda Kürt meselesi ile yüzleþmeyi saðladý. Çözüm Süreci’nin tamamlanmasý için, onca yaþanmýþlýktan sonra, meþru siyasete güvensizlik anlamýna gelecek þekilde bir devlet aramanýn ayný zamanda çözümsüzlüðe de yatýrým anlamýna geldiði akýldan çýkarýlmamalýdýr. Sorunun patent hakkýný elinde bulunduran ‘devlet’i aramaya devam etmek, ‘devletin icazetinin’ olup olmadýðýný sorgulamak, ciddi çözüm perspektifi olan aktörlerin uzak durmasý gereken bir vesayet hastalýðýdýr.