Referandumda çýkan sonuç ne olursa olsun, Türkiye’nin yakýn dönem gündemimi iþgal edecek olan sorunun Kürt sorunu olacaðý çok açýk. Ortadoðu da Global güçlerin küresel düzeyde kapýþýyor olmasý, bu kapýþmanýn izdüþümleri mutlak biçimde, Ortadoðu'nun bütün siyasal güç ve süreçlerine sirayet edecektir. Bu kaçýnýlmaz bir süreçtir. O, nedenle Türkiye referandum sonrasýnda ilk ve öncelikli gündemini Kürt meselesinin olasý seyrinden ve bunun muhtemel sonuçlarýnýn etkisi üzerinden þekillendirmek mecburiyetindedir.
Türkiye açýsýndan Kürt sorununun kabul edilemez niteliði þiddetle olan baðýdýr. Türkiye’nin þiddetten arýndýrýlmýþ bir Kürt meselesiyle çok temel de hiçbir sorununun olmadýðý defalarca yetkili aðýzlardan ifade edilmiþtir. Türkiye’nin Kürt meselesine iliþkin belirlediði bu paradigma doðru ve meþrudur. Þiddetten arýndýrýlmýþ bir Kürt meselesinin görüþülebilir, çözülebilir bir mesele olacaðý inancý ve vurgusu, taraf olarak Türkiye’ye sadece meþru bir konum kazandýrmýyor ayný zamanda herkesin kolayca kabul edebileceði bir ahlaki üstünlük de saðlýyor.
Eðer meselenin bu baðlamý için aramýzda temel bir mutabakat varsa, o zaman yapýlmasý gereken ilk iþlerden biri, Kürt meselesinin þiddetten arýndýrýlmasý için adýmlar atmaktýr. Kürt meselesinin þiddetle baðýný gevþetmek ve giderek zayýflatmak illa da yeni bir çözüm süreci baþlatmak deðildir. Bilindik anlamýyla eskinin devamý niteliðinde bir çözüm sürecinden söz etmediðim açýktýr. Benim önermeye çalýþtýðým yeni bir Ýmralý görüþmesi de deðildir.
Önce þu sosyolojik ve politik gerçekliði ifade ederek onun üstünden bir mutabakat saðlamak lazým gelir. Total olarak Kürtlerin Kürt sorunu ile kurduklarý aidiyet ve baðlýlýk iliþkilerini bir bütün olarak Türkiye karþýtlýðý ile deðerlendirmemek gerekir.
Türkiye’de yaþayan Kürtlerin büyük çoðunluðu þiddet ile kendi arasýna ciddi biçimde mesafe koymuþtur. Kim ne derse desin Türkiye’de yaþayan Kürtlerin siyasal iradesi Türkiye ile birlikte yaþamak arzusunun ifadesidir. Bu sosyolojik ve politik durum devlete sorumluluk yüklediði kadar bu durumun deðiþmesi gerekir inancýnda olan Kürtlere de sorumluluklar yükler.
Kürt meselesinin Ortadoðu ölçeðinde ulaþtýðý yeni boyutlar, devlet açýsýndan salt güvenlik politikalarýyla nasýl sürdürülemez olduðu ortaya çýkmýþsa, Kürtler açýsýndan da þiddetle kurulan çözüm baðlarý artýk sürdürülemez nitelikler kazanmýþtýr. Taraflarýn yeni duruma uygun yeni pozisyonlar almasý artýk kaçýnýlmazdýr. Eðer baþkalarý tarafýndan oluþturulmuþ bir çözümü defacto olarak kucaklarýnda bulmak istemiyorlarsa, yapýlmasý lazým gelen dönüþüm, þiddetsizlik temelinde yeni politikalara alan açmaktýr.
Kamusal alanda þiddetsiz bir çözüm için atýlacak adýmlar, þiddet karþýtý Kürt siyasetinin güçlenmesine vesile olacaðý çok açýktýr. Kürt siyasetinin sivil ve demokratik bir süreç içerisinde evrimi için kamusal alandaki özgürlükler çok yaþamsaldýr. Kürtlerin deðiþik vesilelerle kamusal alanda görünür olmasý, PKK’nin Kürt siyasetinde oluþturduðu tekel de kýrýlacaktýr…