Mustafa KARAALÝOÐLU
Mustafa KARAALÝOÐLU
Tüm Yazýlarý

Kürt meselesini çözmenin katma deðeri

Toz bulutu ne kadar yoðun, atmosfer ne kadar gergin olsa da deðiþmeyen gerçek, çözmek zorunda olduðumuz bir meselemiz olduðudur. Eski Türkiye ile Yeni Türkiye arasýndaki güçlü köprü olan Kürt/terör meselesi çözüm beklemektedir.

Kürt meselesi sadece kanlý ve acýlý bir dosya deðil ayný zamanda ülkenin ayaklarýndaki prangadýr. Taþýnmasý giderek zorlaþan bir aðýrlýktýr.  

Özellikle, Ortadoðu’nun bugün olduðu gibi ateþlendiði zamanlarda ise bu aðýrlýðýn nelere yol açabildiðini görüyoruz. PKK, uluslararasý hesaplaþma pazarýnda Türkiye’ye karþý kullanýlabilecek tek silahtýr. Ne finans, ne ekonomi, ne diplomasi ne de herhangi bir sosyal kargaþa... Sadece PKK!

Son terör eylemleri bu enstrümanýn ne kadar acýmasýzca kullanýlabileceðini de göstermiþtir.

2012 yaz aylarý itibariyle PKK, Kürt sorunundan tamamen ayrýþan ve Türkiye’nin uluslararasý güç mücadelesinde gecikmeden bertaraf etmesi gereken bir sorun haline gelmiþtir. PKK meselesinin halledilmesi düne kadar içeride bir katma deðer yaratýrken bugün artýk uluslararasý boyutta çok daha büyük bir katma deðeri ifade etmektedir.

Türkiye, PKK’nýn Ortadoðu’da ayak baðý olmadýðý durumda muazzam bir etkinlik alanýna sahip olduðunu hiç þüphesiz biliyordu. Ama yaz aylarýnda ödenen son kanlý fatura bu gerçeðin altýný bir kez daha çizmiþtir.

PKK, küresel ve bölgesel güçler tarafýndan Türkiye’nin çýkýþ kapýsýný tutmakla görevli bir örgüt haline gelmiþtir. O halde içeriye dönerek, Kürt sorununun çözümü için ne gerekiyorsa yapmak Türkiye için düne oranla çok gerekli ama ayný zamanda “faydalý” bir hamle olacaktýr.

Türkiye’nin bölgesel nüfuz alanýný geniþletmesinin önünde PKK’dan gayrý anlamlý bir engel bulunmamaktadýr.  

Tersinden okursanýz, zaten çözmemiz gerektiðine inandýðýmýz bir sorunun üstesinden gelmek için bir anlamlý bir motivasyon da budur. Meseleyi çözmek insani açýdan gereklilik, fayda-maliyet analizi açýsýndan da tek doðru seçenektir.

PKK ile Kürt meselesi arasýnda doðrudan baðlantý zayýflamýþ olsa hatta belki tamamen kopmuþ olsa da terörü bitirmenin (veyahut da azaltmanýn) yolu içeride adým atmaktan geçiyor.

Terör hepimizi öfkelendiriyor ve kimse bunun için yadýrganamaz ama öfkeyi en çok hak eden durum hala nasýl olup da ülkenin böyle bir sorunla yaþamaya tahammül edebildiðidir. Nasýl olup da 30 yýlýn kaybedilebildiðidir.

Büyük devlet olabilmek de büyük millet olabilmek de ayný zamanda sorunlar karþýsýnda soðukkanlýlýðý koruyarak gerekeni yapabilmektir.

Bu özellikler Türkiye toplumunda vardýr. Öfke ve kýzgýnlýða raðmen insanlarýn çözüme hazýr olduðunu bunu arzuladýklarýný biliyoruz. Neyin olabileceðini ve neyin olamayacaðýný herkes üç aþaðý-beþ yukarý biliyor.

Evet, iþ silaha kalacak olursa bu savaþ sonsuza kadar kaybedilmeyecektir ama Türkiye’nin yolu bu olamaz. Çünkü, kimse artýk daha fazla kan görmek istemiyor.

Hükümet de, müzakere kompleksi taþýmadýðýný yakýn geçmiþte gösterdi ve nereye kadar gidebileceðini tecrübe ederek anladý.

Ýçeride ve dýþarýda kimlerle dans ettiðini þimdi daha da iyi görüyor.

CHP ise, bütün kafa karýþýklýðýna ve gelgitlere raðmen “Oslo görüþmeleri yapýlabilir” diyebildi. Ayný parti, bu görüþmeleri ihanet sayarken de Oslo’da görüþme yapýldýðýna göre þimdi siyasi zemin daha da elveriþli demektir. Hükümet, yeni müzakere mesaisi için bu cümleyi de cebine koymalýdýr.

Türkiye’nin 2023 hedeflerine yürü-yüþü ancak Kürt ve terör sorunu olmadan mümkündür.

AK Parti’nin hafta sonu yapacaðý kongrede ortaya koyacaðý vizyon bir fýrsat... Yeni anayasa bir fýrsat...  

Sokaktaki insanýn bu kadar acýya raðmen hala çözüm umudu taþýmasý ise en büyük fýrsat...