"Kürtlerin kime oy vereceði" sorusu, Kürtlerin tamamýný ideolojik seçmen kategorisinde görme hatasýndan kaynaklanan bir soru biçimi.
Kürt sorununun, mahiyetine dair farklý yaklaþýmlar olmakla birlikte bir "etno-politik" sorun olduðu artýk genel kabul görüyor ve bu kabul, iktidarýn politika üretmesinde sýnýrlayýcý bir bagaj oluþturuyor. Oysa soruna ideolojik ya da Kürt milliyetçiliði zaviyesinden bakmayan Kürtlerin, çoðunluðu oluþturduðunu söyleyebiliriz rahatlýkla. Ancak HDP çizgisinin söylemsel hegemonyasý ve þiddetin siyaset alanýný zehirlemiþ olmasý, haklar manzumesinden olan konularýn da siyasi mütalaa edilmesine sebep olabiliyor. Bu da zaten Kürt ulusalcýsý-sol-seküler cenahýn ekmeðine yað sürüyor.
Böylece Türkiye aidiyetiyle sorunu olmayan, vatan, millet, bayrak, devlet denilince ülkenin tamamýyla ayný hissiyatý taþýyan Kürtlere "Kürt olduðumuz için bunlar baþýmýza geliyor" propagandasý yapmak da kolaylaþýyor.
Oysa önce Kürtleri yönetmek isteyen 'dýþarlýklýlarý' tespit etmek gerekiyor. "Rojova devrimi" denilerek romantize dilen þeyin Kürtleri ABD'nin yönetimine sokmak olduðunu söylemeden baþladýðýnýzda konuþmaya ne dürüst olabilirsiniz ne de sonuç alabilir.
7 Haziran seçim sürecinde CHP ve HDP'ye yüklenen bir misyon vardý; "Birlikte salmamak".
Selahattin Demirtaþ'ýn kampanyasý "Batýlý ajan-s-lar" tarafýndan yürütüldü. HDP'nin de sözde "Türkiyelileþmesi" aslýnda CHP'nin HDP'lileþme süreciydi.
Bugün "Ak Parti'nin Kürtlerden oy alamayacaðýný, çünkü MHP ile ittifakýn AK Partili Kürtleri küstürdüðünü" savlayanlar HDP'nin 7 Haziran'dan sonra "yeter ki Erdoðan gitsin" þiarýyla MHP ile hükümet kurmaya hazýr olduðu gerçeðini unutuyorlar. Daha doðrusu bu gerçek hiç gündeme gelmesin istiyorlar. Çünkü bu açýk gerçek, güzelim teorilerini kullanýlamaz hale getiriyor.
***
Gezi kalkýþmasýndan sonra HDP ve CHP'ye yüklenen misyon son dönmede ÝP ve SP'ye yüklendi. ÝP'in teþkil edilmesine, PS'ye birden bire kilit parti muamelesi yapýlmasýna, Abdullah Gül projesine falan "birlikte sallayacak yeni aktör arayýþlarý" olarak bakýlabilir.
Kürtlerin kime oy vereceði bahsinde en son Almanlar görüþ beyan etti. Alman Bakan ve Büyükelçi, Akþener'i ziyaret edip "Güneydoðu'da AK Parti ve HDP arasýnda sýkýþan Kürt seçmen sizi destekleyebilir" dedi.
Anlayacaðýnýz siyaset mühendisleri hep iþ baþýnda.
Kapalý devre propagandaya maruz kalmanýn ve ideolojik fanusunuzdan çýkmamanýn yol açtýðý körlük var bir de. Herkesin HDP'li, CHP'li olduðunu zannedebilirsiniz mesela.
Neredeyse bütün seçimlerde iki kiþiden birinin oyunu alan AK Partililer uzayda mý yaþýyor acaba?
***
Hafta baþý arkadaþým Kemal Gümüþ'le Diyarbakýr, Mardin, Nusaybin ve Kýzýltepe'de biraz vakit geçirme, insanlarla sohbet etme imkaný bulduk. Gözlemlerimizi ayrýca haber olarak da okuyacaksýnýz. Ama þu kadarýný söyleyebilirim buradan, sokaða indiðinizde insanlarýn gündeminin ülkenin herhangi bir yerindekinden farklý olmadýðýný görüyorsunuz. Dolarýn yükselmesini konuþuyor insanlar. Sulu tarým yapanlarýn elektrik faturalarýyla baþý dertte mesela. 6-8 Ekim olaylarýnýn, Hendek terörünün travmasýný sarmaya çalýþýyor halk. Evinden olanlar yeni evlerine geçmeyi bekliyor, esnaf "iþler açýldý, daha da açýlacak gibi" diyor. Oteller mevsim tam açýlmamýþ olmasýna raðmen dolu, yer bulamýyorsunuz.
Her sorunu Kürt sorununa iliþtirerek konuþma alýþkanlýðýndan bir vazgeçsek sorunlarý daha kolay çözebileceðiz aslýnda.
HÜDAPAR görüþme teklifi HDP'ye mi yaradý kendine mi?
HÜDAPAR'lý bazý yetkililer, HDP'den randevu talep etmeleri üzerine gösterilen tepki karþýsýnda "Partiler düþman deðil rakiptir" açýklamasý yaptý. Belli ki siyaset yaptýklarýný düþünüyorlar, "HDP tabanýndan oy alabilir miyiz acaba?" diye bakýyorlar.
Ancak "Yasin Börü'nün katilleri" dedikleri HDP'yi meþrulaþtýrarak, hendek terörü dolayýsýyla HDP'den uzaklaþanlar için bu partiyi yeniden muteber hale getiriyorlar.
HÜDAPAR'ýn söylemlerindeki Kürtçü vurgu zaman zaman ümmetçi yaklaþýmýn önüne geçebiliyor. Bana kalýrsa bu da HDP'nin seküler ulusalcýlýðýnýn Kürtler nezdinde meþrulaþmasýna kaldýraç oluyor.
