Cumhurbaþkanýmýz Recep Tayyip Erdoðan’ýn “Þimdi varsa yoksa bakýyorsun Kürt sorunu diyorlar. Ne Kürt sorunu ya. Artýk böyle bir þey yok” sözlerinden beyaz Türklerin Kürdü konumuna terfi eden HDP Eþbaþkaný Selahattin Demirtaþ fena halde rahatsýz olmuþ.
Demirtaþ’ýn Cumhurbaþkanýmýza verdiði cevap kendi içinde sorunlu. Öyle ki kendisi nasýl bir çözüm süreci içinde olduðumuzun farkýnda olmadan konuþmayý marifet sanýyor. Kendi içinde sorunlu, çünkü Cumhurbaþkanýmýzýn bir bütün olarak ne dediðiyle ilgili deðil. Cumhurbaþkanýmýzýn sözlerini bütünselliði içinde okumuþ ve anlamýþ olsaydý belki sorunun doðru çözümü konusunda daha aklý baþýnda þeyler söylerdi. Ayrýca Ýmralý-Kandil hattýnda sürdürülen çözüm sürecinin münhasýran silah yerine siyasetin önünü açacak kalýcý bir barýþ arayýþýný hedeflediðini bilmeden konuþuyorsa o zaman bildiklerini paylaþsýn da bilelim.
AK Parti liderliðinin ne dediði açýk...
Cumhurbaþkanýmýzýn-Baþbakanýmýzýn ortaklaþa dedikleri þey þu: “PKK silah býrakacak. Silahlý unsurlar belirlenen bir takvim çerçevesinde eve dönecek. Demokratik siyasetin önü açýlacak. PKK, HDP üzerinden siyasallaþmasýný sürdürecekse kendi taleplerinin siyasetini kendisi yapacak. Demokratik siyaset yoluyla elde edilebilecek talepler silah býrakmanýn önkoþulu olmayacak.” AK Parti’nin nasýl bir çözüm önerdiði biliniyor: Hür ve eþit vatandaþlýk anlayýþýna dayalý demokratik bir cumhuriyet. Herkesin kendisi gibi kalarak kendisini özgürce ifade edebileceði eksiksiz bir demokrasi içinde tüm sorunlarýn çözülebileceðine, en önemlisi de ne kadar aykýrý ve uç olursa olsun sorunlarýn demokratik-barýþçýl yöntemlerle çözülebileceðine inanan bir bakýþ açýsýnýn esas alýnmasý. Atýlacak adýmlar özgürlükçü yeni bir anayasasý olan yeni Türkiye’nin inþasý için zaten gerekli olan adýmlar cümlesindendir.
Demirtaþ Ýmralý’nýn önerdiklerinin farkýnda mý?
Öcalan’ýn önerdiði 10 maddenin son tahlilde amaçladýðý yer de burasý zaten. Silahlarýný býrakýp demokratik siyasete katýlacak örgütün Kürtler için öngördüðü baþkaca talepler varsa (özerklik vs.) gelip bunun siyasetini yapabiliyor olmasýna imkân tanýmaktan öte bir arayýþýn hedeflenmediðini Demirtaþ bilmiyorsa Öcalan’dan sorup öðrensin. Demirtaþ’ýn PKK’nýn silahlarýný býrakmasý karþýlýðýnda bir toprak veya üzerinde hâkimiyet kuracaðý bir siyasi-idari birim talebini þart olarak koþtuðuna dair bir bilgisi varsa, o zaman Hükümetin bu tür bir talebe kesinlikle kapalý olduðunu biliyor olmasý lazým. Demirtaþ’ýn herkesten önce bir siyasetçi olarak demokratik siyasetin gücüne güvenmesi gerekirken hala eski Türkiye’nin aþýlmýþ bir sorunundan ve en fenasý Kandil’in silahlarýndan nemalanmaya kalkýþmasý doðrusu manidar. Demirtaþ’ýn siyasi hattý, Kandil’deki Bayýk’ýn siyasi hattýyla birebir ayný. Bayýk’ýn Cumhuriyet’ten Ahmet Þýk’a verdiði mülakatý okuyanlar ne dediðimi anlarlar. Kandil’in tek derdi HDP, Kandil-HDP’nin tek amacý da kendi ifadeleriyle “Erdoðan/AK Parti diktatörlüðü”ne son vermek.
Evet, ‘Kürt sorunu’ artýk yok
Cumhurbaþkaný Erdoðan doðru söylüyor. Türkiye’nin artýk bir Kürt sorunu yok. Demirtaþ’ýn Erdoðan’ýn “artýk yok” ifadesini görmeden karþýlýk vermesi, gerçekte Öcalan’ýn demokratik cumhuriyet bahsinde söylediklerine de karþýt bir duruþ içinde olduðunu gösteriyor. Öcalan “Ýnkar biterse isyan biter” dememiþ miydi? AK Parti iktidarýnda inkar bitti. “Kürt Sorunu”nu var kýlan inkar, asimilasyon ve cebir politikalarý tarihe uðurlandý. Kürtlerle Türkleri eþit vatandaþ olarak gören bir AK Parti iktidarý var ve o iktidarýn bu çerçevede attýðý çok radikal adýmlar var. Artýk Türkiye’de Kürt kimliðinin inkarýna dayalý bir devlet anlayýþý yok. Kürt kültürünün önündeki bütün engeller bir bir kaldýrýldý. Bir inkar ve asimilasyon anlayýþýnýn/politikalarýnýn yol açtýðý sorun ebediyen ortadan kalktý. Demirtaþ “Kürt sorunu”nun bitmediðini söylüyorsa, o vakit þu sorunun cevabýný vermeli: Hangi adým atýlýrsa veya ne verilirse “Kürt sorunu” biter? Demirtaþ “özerklik” verilmeden bu sorun bitmez diyorsa, o ayrý bir paradigmadýr. Çünkü “özerklik” verilmesi halinde sorunun bitmeyeceðini söyleyen mebzul miktar etnik federasyoncu politik Kürtçüler de var. Demek ki Demirtaþ için biten sorun, bir baþkasý için bitmiyor. Oysa Öcalan’ýn ortaya koyduðu anlayýþ, inkârýn sonlandýrýlmasýyla sorunun da çözülebileceði varsayýmýna dayalý.
Silah sorunu çözülmek isteniyor
Demirtaþ kendince soruyor: “Kürt sorunu yoksa hükümet bu adýmlarý neden atýyor?”
Cevabý açýk: AK Parti hükümeti attýðý adýmlarla eski Türkiye’nin bu sorununu çözdü. Þimdi atmayý düþündüðü adýmlarla silah sorununu çözmeye çalýþýyor. Sahici sorunun üstünü kelimelerle oynayarak örtmeye gerek yok.
Sanki Cumhurbaþkaný ile Baþbakan ayrý yerde duruyormuþ gibi yaparak “Kendi aralarýnda nasýl bir rol daðýlýmý yaptýlarsa artýk birisi “Kürt sorunu yoktur” diyor, öbürü Kürt sorununu çözmek için adým atacaðýz diyor” türünden gerçekle baðdaþmayan laflar etmek, ucuz siyasetin göstergesidir. Ne böyle bir rol daðýlýmý var, ne de farklý bir bakýþ açýsý. Kürt halkýnýn geleceðinin bir örgütle pazarlýk konusu yapýlmadýðýný gerek Cumhurbaþkanýmýz, gerek Baþbakanýmýz sürecin en baþýndan itibaren hep söyleyegeldiler. Atýlacaðý söylenen adýmlar silah sorununu çözmeye yönelik adýmlardýr. Kendinize güveniyorsanýz silahlarýnýzý býrakýp gelirsiniz ve taleplerinizin siyasetini kendiniz yaparsýnýz. “Kürt sorunu”ndan nemalanma dönemi bitti.