Kürtler - Baðdat - Ýstanbul

Kuzey Irak Kürt yönetiminin baðýmsýzlýk ilan edip etmeyeceði tartýþýlýyor, oradan da Türkiye Kürtlerinin uzun vadede böyle bir arayýþ içine girip girmeyecekleri konusuna geliniyor. 

Kuzey Irak yapýlanmasýnýn adý konmamýþ bir baðýmsýz devlet niteliði arzettiði genel kabul gören bir yaklaþým. Kürtler baðýmsýz devleti olmayan tek ýrk, baðýmsýzlýk, Barzanilerin hayali, Birinci Dünya Savaþý sonrasý bölgede galiplerin iradesiyle devletleþmeler olurken, Kürtler ýskalanmýþ vs... Her þey, yeni bir devlete doðru, ama acaba böyle bir baðýmsýzlýk Kürtler için en iyi çözüm mü? Nihai tahlilde bu soru da soruluyor. Ondan sonra da “Baðýmsýz Kürt Devleti”nin bölge ile iliþkilerinin nasýl evrileceðine, dünya konjonktürüne vs geliniyor.  

Bir soru:

- Acaba baðýmsýzlýk ilan edip mesela Baðdat’tan vazgeçmek Kürtler için en iyi formül müdür? Malum, Baðdat’ta Cumhurbaþkaný da (Talabani) Dýþiþleri Bakaný da (Zebari) Kürt. Herhalde onlarýn bu statüyü kazanmalarý Irak nüfusundaki aðýrlýklarý sebebiyle gerçekleþmedi. Baþka dengeler içinden onlarýn Irak yönetiminin en tepe noktalarýnda yer almalarý mümkün oldu. Kuzey Irak baðýmsýzlýk ilan ederse, Baðdat’la ilgili iddia sona erecek.

Tabii ki bu bir tercih meselesi.

Bölgede ve dünyada baðýmsýzlýðý destekleyenler var, karþý çýkanlar var. Karþý çýkan, yani Kürt yönetimi baðýmsýzlýk þartlarýný taþýyor olsa bile, Irak’ýn toprak bütünlüðünü daha iyi çözüm olarak gören ya da bu parçalanýþýnýn tüm bölge için derin sancýlar oluþturacaðýný düþünenler var.

Kuzey Irak’ýn Türkiye ile iliþkileri belki, Irak’ýn iþgalinden sonra orasýnýn devlet yapýsý kazanma þartlarýný hazýrlayan ABD’den bile sýcak. Ne de olsa iþin içinde komþuluk var, Türkiye de, son dönemde Kuzey Irak Kürt yapýlanmasýný bir tehdit bölgesi olarak görmekten çok uzaklaþtý.

Ancak, Kuzey Irak’tan yola çýkýp Kürtler meselesinde bir Türkiye projeksiyonu yapýlmýyor deðil. Türkiyeli Kürt siyasetçiler içinde “baðýmsýzlýk”tan bahsetmeyi heyecan verici bulanlar var. “Lice’nin Yalaza köyünde baðýmsýz Kürdistan’daki komün düzeninin bir örneði bile kurulmuþ.” Ýngiliz The Economist dergisi de Gültan Kýþanak’la birlikte bu heyecaný paylaþýyor.  Artý, yerel seçimler sýrasýnda da Doðu-Güneydoðu’da kazanýlan yerel yönetimlerin “fiili özerkliðe” gidiþi gerçekleþtireceði ifade edilmiþti.  

Ancak ilginçti, PKK’nýn Suriye uzantýsý olan PYD lideri Salih Müslim, öncelikle Irak’taki baðýmsýzlýða (ulus devletleþmeyi reddetme gerekçesiyle) karþý çýktýðýný açýklýyor. Bu yaklaþým, Öcalan’ýn “emperyalist bir proje olmasý” gerekçesiyle “ulus devletleþme”ye itirazýnýn bir uzantýsý. Dolayýsýyla, Türkiye Kürt siyasetinin ana gündemi baðýmsýzlýk deðil. Belki federal yapýlar oluþturup konfederasyona gitmek.

Peki bu nasýl olacak?

Orada da “statü” mücadelesi devreye giriyor. Kürtlere ve belli bir bölgede statü tanýmak. Bir tür “özerk yapý” oluþmasýnýn zeminini hazýrlamak. Ve özerk yapýya uygun yapýlanmalara gitmek. Bunun için Türkiye bütünlüðü içinde, ama özerk statüye imkan verecek bir sistemi zorlamak.

Kürt siyasi hareketinin bu özerk bölge statüsünü sadece Kürtlere münhasýr düþünmedikleri, Türkiye’nin 26 özerk bölgeye ayýrýlmasýný önerdikleri biliniyor.

Büyükþehir yasasý ve onunla birlikte gelen yerel yönetimlerin etkinliðinin artmasý, bunun yanýnda ana diller ile kamu hizmetinin verilebilir hale gelmesi, farklý etnisitelerin yoðun olduðu yerlerde göreceli bir farklý yönetim rengi oluþturur mu, bu bir soru.

Belki Türkiye için en önemli husus, Kürtler’in Irak’takinden farklý olarak ülkenin tamamýna daðýlmýþ ve kaynaþmýþ olmalarý. 

Onun için þu soru önem kazanýyor:

- Diyarbakýr’ý merkez olarak gören Kürtler, Ýstanbul’dan vazgeçerler mi?

Kaldý ki Ýstanbul’u, Ankara diye, Ýzmir, Antalya, Mersin, Adana, Konya, Kýrþehir, belki Tekirdað vs. diye çoðaltmak lazým.

Selahattin Demirtaþ, Türkiye Cumhurbaþkanlýðýna aday oldu. BDP’nin yanýnda, Türkiye’nin tamamýna hitap etmek üzere HDP kuruldu.

Ortadoðu kaynýyor. 5 devletin içinden 14 devlet çýkabileceði konuþuluyor. Türkler, Kürtler, Araplar, Farslar ve diðerleri. Sünniler, þiiler, gayrý müslimler... Müslüman coðrafyanýn çocuklarý “birbirini boðazlamak dahil” yeni bir ateþin içine sürüklenmek isteniyor.

“Üst Akýl”ý kendi içimizden çýkaramadýðýmýz zaman, baþka “Üst akýl”lar bize yüzyýl daha kaybettirmekte tereddüt etmezler. Ýstanbul, Baðdat ya da Kahire, Þam, Mekke-Medine... Bunlarýn, hepimizin olacaðý bir yeni Ýslam dünyasý... Çok mu imkansýz?