PKK’nýn özyönetim masalýna, aylardýr süren “serhildan” çaðrýlarýna karþý sürdürdükleri sessizlik, Kürtler’in ihaneti anladýklarýný iþaret ediyor. Evlatlarýný, Suriye cehenneminde ABD ve Rusya’nýn kara gücüne çeviren o ihanetin aðýr bedelinin hesabýný kimden soracaklar?
Sistemini olgunlaþtýrmaya çalýþan bir demokrasiye, Ortadoðu’nun en kanlý Arap diktatörünün yanýnda yer alýp saldýrmayý, geleceðin Kürt kuþaklarýna nasýl izah edecekler?
“Halk bizi desteklemiyor” tepkisini, bütün bir Kürt halkýný cezalandýrmaya yönlendirdikleri, bu coðrafyanýn kadim halký tarafýndan görülmediðini mi sanýyorlar?
Emperyalizm önce sizi harcayacak
1986 yýlýnýn Oxford Üniversitesi’ndeki o panelde, dönemin Kürdistan Yurtseverler Birliði Londra temsilcisinin paniðini unutamam. 1980’de baþlamýþ ve iki ülkenin de kaynaklarýný tüketmiþ Ýran-Irak Savaþý’nýn artýk bir ateþkes ile sonlanacaðýna iliþkin görüþleri duyunca söz almýþ, “Savaþta yaþanýlacak ateþkes, Kürt halkýnýn soykýrýmýdýr, dünya bizi kaderimize terk edemez” demiþti. Barzani ve Talabani’nin liderliðindeki Irak Kürt hareketi, savaþta Saddam’a karþý cephe almýþtý. Saddam affetmedi. Dünyanýn gözü önünde siyaset tarihine Anfal olarak geçen Kürt soykýrýmýný hem de kimyasal silahlarla yaptý. Halepçe, sembolüdür.
Soykýrýmdan kaçan Kürt kardeþlerine sýnýrlarýný açan, onlarý koruyan, 32. Paralel uygulamasýyla güvenlikli bölge oluþturarak Saddam’ý durduran, yine Türkiye oldu. Savaþý kýzýþtýrmak için Peþmerge’yi kullanan küresel ve bölgesel güçlerin biri bile dönüp bu trajediye bakmadý.
Bugün yüksek sesle destekledikleri PYD’nin kendileri açýsýndan iþi bittiðinde yaþanýlacak geliþme, budur. Ýngiltere Dýþiþleri Bakaný Hammond’un, “PYD’nin Rusya ile ittifak kurmasý bizi rahatsýz etmiþtir” açýklamasý bunun ilk iþaretidir. Batý’nýn desteðini kaybettiði an, Beþar, bugün ittifak kurduklarýný, yarýn ortadan kaldýrmanýn ilk adýmýný, Rusya ve Ýran’la birlikte atacaktýr.
Oysa, bölgenin Katalanlarý olabilirlerdi
Çok deðil, 7 yýl önce Türkiye’nin sýnýrlarýnýn þeffaflaþmasý, komþularýnýn demokratik süreçlerine katký yapýlmasý amacýyla baþlattýðý diplomasiyi “eksen kaymasý” olarak niteleyip yerden yere vuranlarýn, bugün, 400 bin insanýn ölümünden sorumlu bir diktatöre sahip çýkýp, “neden onunla köprüleri attýn” diye sormasý ibretlik bir olaydýr.
Türkiye’nin o günlerde sürdürmeye çalýþtýðý “sýfýr sorun” politikasý, sermaye-mallar ve insanlarýn serbest dolaþýmýný, Ortadoðu coðrafyasýnda demokrasinin kök salmasýný amaçlýyordu.
Kuþkusuz bu durumdan en karlý çýkacak olanlar ise dört farklý devletin kesiþme noktalarýnda yaþayan Kürtler olacaktý. Ulusal kimliklerini demokratik vatandaþlýk zemininde güçlendiren ama daha önemlisi, bölge ekonomik iliþkilerinde köprü görevi gören bir dünya onlarý bekliyordu.
Bugünün fakir Kürt’ü, yakýn geleceðin zengin Katalan’ý olmak üzereydi, emperyalizm ve hegemonyacý zihniyet buna izin vermedi, þimdi, kendilerinin olmayan kirli bir savaþta ölmeleri isteniyor.
Türkiye’de yaþayan Kürt halkýnýn, üç yýllýk silahsýz bir dönemin yaþamýna getirdiði kazanýmlarý gördükten sonra kendisine zorlanan kanlý senaryoyu reddetmesi bundan kaynaklanýyor.
Kürtler’e sahip çýkmak: Tarih yazacak
Altýný çizerek söylüyorum: Türkiye Cumhuriyeti Kürtler’le savaþmýyor, PKK isimli bir terör örgütünün onlar dahil, bu ülkenin tüm insanlarýna zorladýðý bir vahþeti durdurmaya çalýþýyor. Aksi olsaydý, bu ülke, nasýl, Kürt siyasetinin meþru yapýlanmasý Erbil yönetimine bu ölçüde sahip çýkardý? DAEÞ’e karþý savaþan Peþmerge’nin maaþýný ödemek için petrol ihraç etmek zorunda olan Kürt yönetiminin boru hattýný patlatan kim, tabii ki PKK.
29 masumun ölümünden sorumlu bir teröristin ölümüne, ana-babasý, yakýnlarý yaþanýlan kanlý olaya raðmen üzülebilir, insanlýk halidir, bir þey diyemeyiz ama onun için taziye çadýrý kurulup, bu çadýrýn da Meclis’teki bir sözde milletvekili tarafýndan ziyaret edilmesi kabul edilemez.
Kürt gençlerine “ölüme tapýnmayý” öneren bir davranýþtýr.
Yaþamý deðil, ölümü kutsayan siyaset, topluma yalnýz acý getirir.
Ýnsanlarýn Gaziantep’ten kalkýp, Halep’e kebap yemeye gittiði bir dönemden, Halep’teki insanlarýn Gaziantep’e sýðýnmacý olarak geldiði bir döneme geçmemiz, bu tür bir siyasetin sonucudur.
ABD-Rusya ateþkes anlaþmasýnýn tek bir izahý var: Bir savaþý kim çýkartýp, körüklediyse, ateþkes anlaþmasýný da o yapar!..
Kürtler, Araplar, Türkmenler için üzgünüm...
Baþarýyorduk, bir faþist diktatörün arkasýna sýðýnýp, izin vermediler.