Ben, Tek Parti dönemindeki CHP iktidarýný “Türkiye’nin anormal döneminin ürünü” olarak görürüm. CHP’nin iktidarý devlet zoruyla gerçekleþen bir iktidardý. “Halka raðmencilik” o dönemin ana sloganý idi. Baþka partilere hayat hakký tanýnmýyordu.
Türkiye o dönemi aþtý. 27 yýl süren Tek Parti döneminin hormon enjeksiyonu kuþkusuz CHP’ye bir taban oluþturdu.
Ancak o dönem bitince Türkiye “normalleþme süreci”ne girdi. CHP’nin elbet bir tabaný kaldý, ama normalleþme süreci halkýn kendi gerçek iradesinin devreye girmesini ve onun ürünü siyasi partiler oluþmasýný saðladý.
Tek Parti’den sonra CHP’nin tek baþýna iktidarý yoktur. Demek ki Türkiye’nin normalinde CHP’ye iktidar verecek bir toplumsal taban mevcut deðildir.
Burada Doðu - Güneydoðu’daki siyasi zemine geçmek istiyorum.
Ben, þu an bölgedeki yapýyý, PKK zorbalýðý ile gerçekleþen bir “Tek Parti zemini”ne benzetiyorum.
Silah zoru ile gerçekleþen “Halka raðmen”cilikle, etnik ulusculuk hormonu ile bir toplumsal zemin oluþturulduðu doðru. Ama herkes de biliyor ki, PKK’da sembolleþen siyasi - ideolojik çizgi, Kürt toplumunu temsil etmiyor.
PKK’ya karþý Ankara’nýn düne kadarki resmi devlet ideolojisi de, Türk halkýnýn geniþ zemininde karþýlýk bulmadýðý gibi, tabii olarak Kürtlerde de karþýlýk bulmadý. Dolayýsýyla Kürtler ifade doðru ise iki kere hormonlanma ile karþý karþýya kaldýlar.
Özal - Erbakan - Erdoðan çizgisi ise, ilginç biçimde hem resmi ideolojik hormonlamanýn Türkler’e yönelik kýsmýna son vermek istediler, hem de Krütler’e yönelik, ayný ideolojik hormonlama yanýnda PKK’nýn hormonlamasýnýn önünü kesmek istediler.
Özal ve Erbakan’la baþlayan bu hamle Erdoðan’la en yüksek noktaya çýktý.
Ta ki 7 Haziran’da yapýlan son seçime kadar...
Orada ilginç bir enfeksiyon gerçekleþti.
Burada Ak Parti’nin sorunlu iliþkisi üzerinde durulabilir.
Ama ben, burada, aslýnda hiçbir biçimde PKK çizgisi ile buluþmayacak olan toplum kesimlerinin oraya yönelmesindeki problemli duruma iþaret etmek istiyorum.
Belli ki HDP, Kürtler bünyesinde oluþmuþ CHP’dir.
Belli ki bölgede “Tek Parti” dönemine benzer bir iklim vardýr.
Bu iklim, PKK inisiyatifi dýþýnda bir siyasi yapýlanmayý “ölümü göze almak”la eþdeðer hale getirmektedir.
Bu arada “Kürt Tek particiliði” diye nitelenebilecek olan siyasi - ideolojik zemin, baþörtülü kadýn milletvekili seçtirerek, “Ýslamcý” diye bilinen isimlere yer vererek melez bir yapý ihtimalinin kapýsýný aralasa bile, bu isimler, orada, “Tek Parti CHP’si” içindeki farklý parti nüveleri gibi durmaktadýr.
Doðu - Güneydoðu’da HDP dýþýndaki partilerde siyaset yapanlar, sahada, müthiþ bir kuþatmaya maruz kalmaktadýrlar. Orhan Miroðlu’nun “Bölgede HDP dýþýnda bir partiye oy verecek olanlar parmakla gösteriliyor” sözü her þeyi anlatýyor.
Ne olacak?
Bir: Hükümetin terörle mücadele çerçevesinde yürütüðü operasyonlar, bölge üzerindeki PKK cenderesini söküp atacak. Bölge insaný PKK ve HDP’nin Tek Parti cenderesinden kurtulacak. Siyasi zemin normalleþecek. Þu andaki terörle mücadele konsepti, bu ihtimali kuvvetlendiriyor.
Ýki: Çok kötüsü olacak. Bölgede bir PKK diktasý kurulacak. 21”nci yüzyýlda, Türkiye’nin Tek Partisinden üç çeyrek yüz yýl sonra.
Sonra?
PKK diktatörlüðünün zulüm dönemi olacak.
Sonra, PKK enfeksiyonundan kendisini koruyabilen Kürtler yeni siyasi hareketler baþlatacaklar.
Sonra Türkiye’nin daha özgür zamanlarýna gelecekler...
Sonra... “Keþke Türkiye’nin tecrübesinden yararlansaydýk” diyecekler.
Ýnþaallah Türkler, kürtler oralara gitmeyiz...
Kurban Bayramýnýzý en kalbi duygularla tebrik ediyorum. Acýsýz nice bayramlara inþaallah.