Kürtlerden PKK’ya ‘hayýr’ gelmeyecek

"16 Nisan'ýn kaderini Kürtler belirleyecek."

"Kürtler, çözüm sürecini bitirdiði için Erdoðan'ý 16 Nisan'da cezalandýracak."

"Kürtler, AKP'nin MHP ile iþbirliðinden ve milliyetçi dilden rahatsýz."

"Kürtler, anayasa paketinde Kürtlerle ilgili madde yok diye hayýr diyecek."

"AKP sanýyor ki 'referandumdan sonra süreç baþlayacak', 'barajý düþürebiliriz' deyince Kürtleri kandýrabilecek". "AKP aðzýyla kuþ tutsa da Kürtleri kaybetti."

Bu cümleler kategorik olarak Hayýr cephesinde yer alan ve sicil bakýmýndan PKK terörünü bilinçli þekilde görmeyip bölgede yaþanan þiddeti devletin üzerine atan dar bir kesimin kalem sahiplerine ait.

Peki, bu deðerlendireler doðru mu? Bölge halký Erdoðan'a küstü mü gerçekten? Kürtler Türkiye'ye arkasýný dönüp PKK'ya ve PKK'nýn Hayýr'ýna mý umut baðladý?

Elbette hayýr. Ne bu hükümlerin doðruluk payý var, ne sonucu etkileyecek gücü. Bölge halkýnýn terör tecrübesini ve demokratik tepkisini dikkate almadýðý için de kýymetleri çöp kadar.

Kürtlerin 16 Nisan'da ne yapacaðýný ön görebilmemiz için kararlarýný etkileme ihtimali olan olaylarý ve bunlara verdikleri tepkileri hatýrlamamýz gerek.

AK Parti iktidara geldiði günden itibaren, o vakte kadar hem Kürtlerin hem Türkiye'nin canýný yakan soruna çözüm odaklý yaklaþtý hep. Meseleyi bir kaç açýdan ele aldý.

Hem insan haklarý ve demokratik eksikliðin giderilmesi için reform politikalarý uyguladý, hem PKK'nýn insan, silah ve para kaynaklarýný kesmenin, elindeki silahý almanýn yollarýný aradý.

Kürtlerin yaralarýný sarýp gönlünü almaya çalýþýrken bir yandan da terörün Türkiye'nin dört bir yanýnda ne çok can yaktýðýný, bu sorunun ve dolayýsýyla acýnýn artýk sadece Kürtlerle kýsýtlý olmadýðýný Kürtlere gösterdi.

Türkiye geneline de Kürtler=PKK demenin, bölgeye ön yargýyla yaklaþmanýn, yaþanan acýlarý ve yarattýðý tahribatý azýmsamanýn PKK'ya yaradýðýný; Kürtlerin incindiðini; sorunun siyaset yolunu açmakla, ayný Millet olduðumuzu hatýrlamakla, birbirimizin indinde kardeþlik, devlet indinde eþitlik fikrini pekiþtirmekle çözülebileceðini anlattý.

Erdoðan bunu hiç durmadan anlattý. Sorunun üzerine korkusuzca gitti. Herkesi ikna etti.

Çözüm sürecidoðru bir zamanlamayla devlet projesi olarak çýktý ortaya o yüzden. Toplumdan kabul gördü.

Kürtler de bunu gördü. Çabayý takdir etti.

Suriye'de iç savaþ baþlamýþken ve bütün bölge etnik, dini, mezhebi olarak ayrýþtýrýlýp birbiriyle savaþtýrýlýrken Türkiye (Ergenekon artýklarýna, FETÖ sýzmasýna, üst aklýn salvolarýna raðmen) ayrýþmadý birleþti.

Kürtlerin7 Haziran'da HDP'ye tarihinin en yüksek oyunu vermesinin nedeni de buydu.

Geleceðini PKK'da, Suriye'de vaat edilen PKK devletçiðinde deðil Ankara'da gördü Kürtler.Vekillerini TBMM'ye gönderdi ve "meþru siyaset yap, PKK'yý boþa çýkar" dedi.

Ama öyle olmadý. PKK'nýn sokaklara çukur kazýp Kürtlerin evlerini çocuklarýný patlatmasý da, HDP'nin halkýn deðil PKK'nýn yanýnda olmasý da çok büyük bir kýrýlmaya (aydýnlanmaya) yol açtý Kürtlerde.

O yüzdenPKK'ya uymadý Kürtler. HDP ajitasyonuna gelmedi. Sokak çaðrýlarýna, boykot kararlarýna katýlmadý. Hendeðe gömülenin kendi çocuðu, kendi geleceði, demokratik iradesi olduðunu açýkça gördü.

O yüzden seçtiði vekiller, belediye baþkanlarý tutuklanýrken kýlýný dahi kýpýrdatmadý.

Tüm bunlarý görmek Türkiye'ye de çok iyi geldi doðrusu. Toplum kesimlerinin Kürtlere ve ortak geleceðe inancý eskiyle kýyaslanmayacak kadar arttý.

Önce PKK'nýn 15 Temmuz 2015'te çözüm sürecini bitirmesi, sonra FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'da ülkeyi iþgale kalkýþmasý Türklerle Kürtleri birbirine yaklaþtýrdý.

PKK ve FETÖ ile mücadele Kürtlerle Türkleri yeniden millet, bu topraklarý yeniden vatan yaptý.

Bölgedeki Evet mitinglerinde meydanlarýn al yýldýzlý bayrakla dalgalanmasý bunun en somut göstergesidir.

Kürtler seçimini çoktan yaptý. Kürtlerden PKK'ya ebediyen "hayýr" gelmeyecek.