Kürtler’i, tebrik ediyorum...

Son sözü baþtan söyleyelim: Irak’ýn Kürdistan Özerk Bölgesi sýnýrlarý içinde yaþayan Kürt, Türkmen, Süryani, Yezidi, Arap, Ermeni,  toplam 4.7 milyon insan, Ortadoðu’nun kan gölüne döndüðü bir dönemde, sandýk baþýna gittiler ve büyük zorluklarla yarattýklarý demokrasilerine sahip çýktýlar.

Seçim kampanyasý sürecinin þiddete bulaþmadýðý, özerk meclisin 111 sandalyesi için bin adayýn afiþlerinin ve reklam panolarýnýn sokaklarýný süslediði, bütün partilerin bayraklarýnýn serbestçe dalgalandýðý bir seçim süreci yaþadý Kürdistan...

Halkýn sandýk baþýna gitmesini zorlayan bir kanunu yok bu bölgenin,  seçime katýlým oranýnýn yüzde 80’lere varmasý, bölgede demokrasiye dönük bilincin ne ölçüde yaygýn bir zemine sahip olduðunu da gösterdi. Bölgedeki Kürt kadýnlarýna hayran oldum. Aþiret geleneklerinden çok zorluklar yaþýyorlar. “Deðiþim” için sandýk baþýna en çok onlar gitti ve “kadýn haklarý” için yaþadýklarý demokrasiye aðýrlýklarýný koydular.

Mutlaka “seçim hilesi” iddialarý olacaktýr, yapýlan seçimin “küresel standartlarda” olduðunu kimse iddia edemez, ama, bölge halkýnýn “berbat bir coðrafyada” yönetimin demokrasi zemininde sivilleþmesi için gösterdiði kararlýlýk takdir edilmeli.

Düþünün... Saðýnda Ýran, solunda Suriye Savaþý, arkasýnda Sünni-Þii Savaþý’nýn sürdüðü Irak’ýn geri kalaný var ve Kürdistan, ülkenin yeni yönetimini seçimle, barýþ içinde belirliyor!.. Bu geliþmenin önemini anlamak için Erbil veya Süleymaniye’ye kadar gitmeye gerek yok, haritaya baktýðýnýz anda anlarsýnýz.

Deðiþim rüzgarlarý...

Ýnceledim; nedense ulusal medya, burnumuzun dibindeki bu çok önemli demokrasi deneyimine, Almanya seçimi kadar önem vermemiþ!.. (Özgür Gündem bile seçimi birinci sayfa tek sütuna görmüþ.) Hata... Bu seçim, sonuçlarý deðil, yalnýz yapýlmýþ olmasý nedeniyle anlamlý... Irak/Kürdistan halkýnýn sergilediði tablonun bölgenin geleceði açýsýndan önemli olduðunu bilmek zorundayýz.

Elde edilen ilk sonuçlar, Irak Kürdistaný’nýn ciddi bir deðiþim rüzgarý yakaladýðýný gösteriyor. Gorran yani Deðiþim Hareketi’nin, Celal Talabani liderliðindeki Kürdistan Yurtseverler Birliði (KYB)’nin Süleymaniye’den baþlayan siyasi yürüyüþünün Mesut Barzani liderliðindeki Kürdistan Demokratik Partisi’nin (KDP) merkezi Erbil’e kadar uzandýðý artýk bir gerçek. Gorran, aþiret baðlantýlý siyaset yapmayan, liberal, demokratik bir hareket ve siyasi programýndaki önceliði bölgenin geliþmesini engelleyen rüþvet ve yolsuzluklarýn ortadan kaldýrýlmasýna vermiþ durumda. Oy potansiyelini gençler ve kent orta tabakasýndan alýyor. Her geliþmekte olan demokraside olduðu gibi, iktidarý elinde tutan “egemen güçlerin” aðýr baskýsýna karþýn, Talabani’nin hastalýðý nedeniyle liderlik sorunu yaþayan KYB’nin yerini alan ve bölgede ikinci siyasi güç konumuna yükselen bir baþarý öyküsü yazýyor.

Artýk, Gorran’ýn lideri Nevþirvan Mustafa’yý (1944 doðumlu, aþiret üyesi deðil, Baðdat ve Viyana Üniversiteleri’nde eðitim gördü, Kürtçe’nin iki lehçesi Sorani ve Kýrmançi’nin yanýnda Arapça, Farsça, Ýngilizce ve Almanca biliyor) konuþacaðýmýz bir döneme giriyoruz.

El-Kaide ve Türkiye...

Cumhurbaþkaný Gül, beklenilen açýklamayý yaptý: El-Kaide baðlantýlý radikal örgütlerin Suriye sýnýrýmýza yerleþmesi Türkiye’nin ulusal güvenliðine tehdittir, izin veremeyiz. Açýklama, PKK-PYD tarafýndan yapýlan “Türkiye bize karþý radikalleri destekliyor” iddialarýna kesin bir yanýttýr. Türkiye, neden, Suriye’deki Kürt hareketiyle saðlýklý iliþki kurmak varken, lejyoner birlikleri ile iþ kotarsýn? Suriye’deki Kürtler’in can-mal güvenliði, kendi kaderlerini tayin hakkýnda gösterdikleri kararlýlýk, Türkiye’yi memnun eder.

Türkiye’nin, Irak ve Lübnan’daki Þii camilerini, Pakistan’daki kiliseleri ve son örnek Kenya’daki bir AVM’yi, katliam alanýna çeviren, Mogadiþu’daki büyükelçiliðine saldýran bir örgütle iþi olabilir mi? Geçiniz... Bir NATO ülkesinden söz ediyoruz, El-Kaide baðlantýlý bir örgütle temas kurmanýn bile siciline nasýl bir not düþeceðini düþünebiliyor musunuz, alem, kör, saðýr ve aptal deðil, bu dünyada her þey artýk kayýt altýnda...

Artýk, öncelikle BDP, tabii ki, baðlantýsýnda Kandil’den beklentimiz bir tek noktada odaklanýyor: Irak Kürdistaný’ndaki halk kadar yalýn, gerçekçi ve akýlcý olun, yalan-yanlýþla bir hedefe yürünemeyeceðini anlayýn. Hepsi bu...