DEAÞ terör örgütüyle mücadele etmek, “Müslümanlarla savaþ!” anlamýna nasýl gelmiyorsa PKK terör örgütüyle mücadele etmek de “Kürtlerle savaþ!” anlamýna gelmez.
Kim aksini diyorsa bilesiniz ki o PKK hamisi iflah olmaz bir Türkiye düþmanýdýr.
Söylemek bile gereksiz: DEAÞ Müslümanlarýn temsilcisi deðildir, PKK ise Kürtlerin...
PKK’nýn partisi HDP’nin “iþgal!” ve “Kürtlere karþý savaþ!” argümaný üzerinden düþmanca bir duruþ sergilemesi anlaþýlabilir lakin CHP’li bir vekilin, üstelik Kýlýçdaroðlu’nun bir dönem en gözde yardýmcýlarýndan birinin kalkýp “Bu bir haksýz savaþtýr ve Kürtlere karþý bir savaþtýr!” demesi neyin nesidir?
Türkiye düþmaný ülkelerin ve odaklarýn, en fenasý da PKK’nýn aðzýyla içindeki ihaneti açýða vuran bu vekil hakkýnda CHP yönetimi bir þey yapmayacak mýdýr?
HDP’li eski bir büyükþehir belediye baþkaný ve vekilin Londra’da etrafýna topladýðý PKK’lýlara yaptýðý konuþmada bu argümanlarýn en aðýrlarýný sýraladýktan sonra “Terörist Erdoðan!” diye hayasýzca þarlamasý karþýlýksýz mý býrakýlacak?
Peki siyaset kurumu ve Meclis, PKK hamiliði yapan ve kendi ülkesini arkadan alçakça hançerleyen bu kiþiler hakkýnda bir þey yapmamalý mý?
Meclis’in, haklarýnda fezlekeler düzenlenen bu milletvekilleri hakkýnda gereðini yapmasý elzemdir. Bu tarz ihanetçi duruþ sergileyen vekillerin dokunulmazlýklarýnýn kaldýrýlmasý þarttýr. Bu durumu demokrasi yetmezliði veya tahammülsüzlük olarak yorumlayanlar bilsinler ki Türkiye’nin demokrasisi Fransýz, Alman ve Amerikan demokrasisinden daha geliþkindir.
Bu baðlamda Türkiye’de demokrasi fazlalýðý var bile denebilir. Fransa, Almanya ve Amerika’da DEAÞ’la þu veya bu þekilde baðlantýlý bir parti için müracaatta bulunulsun. Sizce o partinin kurulmasýna izin verirler mi? Diyelim ki Fransa ve Almanya, yýllar yýlý kendisiyle mücadele eden terör örgütlerinin sýnýrlarýnýn yanýbaþýndaki bir ülkede ABD tarafýndan silahlarla donatýlýp devletleþtirildiðini görseler sizce ne yaparlar?
Ýsterseniz o terör örgütünün adýný DEAÞ olarak koyalým. Ve diyelim ki Fransa ve Almanya yanýbaþýndaki bu DEAÞ kaynaklý terör belasýný yok etmek için sýnýrý aþýp mücadeleye koyulduðunda parlamentolarýndan milletvekilleri kendilerini katliamcý ve iþgalci diye suçlasalar, baþka bir deyiþle alenen DEAÞ hamiliðine soyunsalar Fransa ve Alman müesses nizamýndan nasýl bir karþýlýk görürler? Merak edenler bir denesinler bakalým, o Avrupa ülkelerinin nasýl bir demokrasiye sahip olduklarýný görürler... Ama iþ PKK olunca deðiþiyor. PKK ad deðiþtirince DEAÞ’e karþý savaþan “Kürt savaþçýlarý!” oluyor. Oysa kendileri de bal gibi biliyorlar ki PYD/YPG/SDG bizatihi PKK’nýn kendisidir.
ABD’nin baþýný çektiði koalisyon güçleri DEAÞ’a karþý savaþtýðýnda birileri kalkýp onlara þunu mu demeli o zaman: “Siz DEAÞ’ýn þahsýnda Müslümanlara karþý savaþýyorsunuz.” DEAÞ demek Müslümanlar veya Müslümanlýk demek deðil! PKK demek ise Kürtler ve Kürtlük demek deðil! Türkiye Kürtlerle deðil PKK ile mücadele ediyor. PKK’nýn amacý; etnisiteye dayalý bir devlet kurmak deðildir. PKK ideolojik iktidar arayýþýnda olan bir örgüttür. PKK kendisinin ve ideolojisinin iktidarda olmayacaðý bir Kürdistan’a zerrece deðer vermeyen sosyalist/ateist bir örgüttür.
PKK’nýn Kürtler ve Kürtlük bahsinde yaptýðý tek þey, Kürt taleplerini veya Kürtlüðü bir mobilizasyon aracý olarak kullanmasýdýr.
PKK’nýn bu amacý apaçýk ortadayken onu “Kürtlerin temsilcisi!” konumuna oturtmak düpedüz bilinçli bir çarpýtmadýr.
ABD ve Avrupa bütün bu gerçekleri bildiði halde “Türklerin Kürtlere karþý savaþ yürüttüðü!” algýsýný oluþturmak için bilerek kara bir propaganda sürdürüyor.
Peki içimizdeki hainlere ne demeli?
Düne kadar Suriye Demokratik Güçleri (SDG) için “PKK’nýn paravan oluþumudur!” dediðimizde “Hayýr, SDG PKK-Kürt!” deðildir diyenler bugün kalkýp SDG’ye karþý yürütülen mücadeleyi “Kürtlere karþý savaþ!” biçiminde yansýtýyorlar.
Hani SDG PKK deðildi!