Kürt’ün ateþle imtihaný

Türkler’in,“oligarþik cumhuriyetlerinin”bütün kurumlarýný masaya yatýrdýklarý, yakýn tarihlerinin karanlýk sokaklarýna girip, olaný biteni tartýþtýklarý bir dönemde Kürtler’in þiddet karþýsýnda“pýsýrýk kalmalarý” düþünülemez...

Mert insanlardýr... Kendilerine karþý yapýlan haksýzlýklara karþý nasýl ayaða kalktýlarsa, geleceklerine ipotek koyan, varlýklarýný tehlikeye atan“çete”ye karþý da seslerini yükselteceklerdir...

Son yazýmda altýný çizerek belirttim (STAR, “Sokaktaki Kürt” hazýr 18 Haziran 2012)  ben“sokaktaki Kürt”e inanýyor, güveniyorum... Türkiye’nin“barýþý” konuþtuðu sýrada Hakkari’de yaþanýlan kanlý saldýrýnýn“esas olarak kime karþý olduðunu” en iyi“sokaktaki Kürt” biliyor!..

Sekiz þehit verdik, onlarca evladýmýz yaralý... Þehitlerden ikisi Kürt... Yaralýlardan kaçý bu memleketin Kürt evladý henüz bilmiyoruz. Yaþanýlanýn“sokaktaki depremi”güçlendireceði ve bu kez Türk’ün deðil, Kürt’ün silaha karþý sesini yükselteceðini tahmin etmek zor deðil... Kürt’ün“ateþle imtihaný”daðda deðil, ovada, þiddetin her türlüsüne eþit þekilde karþý çýkmakta þekilleniyor. Þiddet devletten gelirse karþý çýkacaksýn, PKK’dan gelirse,“denge kollayýp, mýrýldanacaksýn”,olur iþ deðil. Bu memleketin demokraside buluþmuþ insanlarý her türlü þiddete karþý ortak cephede buluþmak zorunda. Birinde yan çizen, ipe un seren, kaçak dövüþen olursa, biz bu iþi nasýl çözeceðiz?

Leyla Zana’ya mesaj

Doðrudur... PKK’nýn kalkýþtýðý son kanlý macera,“sokaktaki Kürt’ün çizgisinde konuþan”Leyla Zana’ya mesaj niteliði taþýyor. Bütün Kürt halkýna karþý da büyük bir gözdaðý bu... TeCe dediðin yeteri kadar büyük bir devlet, yapýlanýn ne olduðunu anlar, yaralarýný sarar, yoluna devam eder, ama, Kürt?.. Bu gözdaðýný, silahlý þantajý sineye çekecek mi? Demokratikleþmenin, bölgeye akan yatýrýmlarýn siyaset kalelerini yýktýðý bir terör örgütünün bu saldýrýsý karþýsýnda köþesine çekilecek mi? Eðer ben, bu topraklarý paylaþtýðým Kürtler’i biraz tanýyorsam, bu kepazeliðe mutlaka“dur” diyeceklerdir!..

Silvan Barajý sendromu

GAP’ýn son barajý Silvan Barajý’nýn temeli 4 Mayýs’ta atýldý. Öngörülen yatýrým maliyeti 5 milyar Lira. Atatürk Barajý’ndan sonra en büyük sulama projesi olarak devreye girecek. Bölgenin su bekleyen bereketli topraklarýndan 245 bin hektarýna su taþýyacak. Bölgedeki çiftçi yýlda dört ayrý ürünü hasat etme þansý yakalayacak, 320 bin insanýmýza iþ imkaný saðlayacak. Daha da önemlisi, varlýðýyla yýlda 88 milyon kilovat saat enerji üretip bölgenin “sürdürülebilir kalkýnma” kaynaðý olacak. Neden saldýrýyorsun? Neden iki de bir þantiyeleri basýp iþ makinelerini yakýyorsun, neden memleketi için ailesini geride býrakmýþ, yaþamýný ortaya koymuþ o gencecik mühendisleri tehdit edip, kaçýrýyorsun?..

Yoksa, sen, Kürt’ün kalkýnmasýný, bugüne kadar fakirlikle yazýlmýþ kaderini deðiþtirmesini istemiyor musun?

Hakkari’de“demokratik barýþ”ýn göðsüne Kalaþnikov mermisi sýkan zihniyet, budur.

Demokrasiden... Kalkýnmadan... Evine ekmek götürmek, evladýný iyi yetiþtirmek sevdasýndaki sokaktaki insanýn duymaya baþladýðý rahatlýktan telaþa kapýlan bir zihniyet...

Çünkü, Kürt’ü deðil, yalnýz kendini kurtarmayý düþünüyor!..

Askeri strateji için

TSK, bir NATO ordusu... NATO ordularýný, eski Sovyet, bugünkü Rus veya Çin ordularýndan (ve bu askeri yapýlanmalarýn takipçisi diðer uluslarýn ordularýndan) ayýran en önemli özellik,“alandaki komutana en yüksek karar verme özgürlüðü” saðlamalarýdýr. Bir istihbarat geldiðinde,“alandaki komutan” bir numaralý karar verici olmazsa, özellikle gayrý nizami harpte büyük sorun yaþanýr. Ýstihbaratýn Ankara’ya kadar gidip, orada deðerlendirilip“alan”a emir olarak dönmesi bazen telafisi mümkün olmayan kayýplarýn doðmasýna neden olur. Sovyet Kýzýlordu’su, Afganistan’da Mücahid direniþi karþýsýnda bu“merkezi komuta sistemi” nedeniyle hareketsiz kaldý...

Hakkari’de böyle olmuþtur demek istemiyorum... Ama eðer,“alan”daki alt rütbeli komutan, mevcut askeri yapýlanma çerçevesinde aðýrlýklý olarak“Ankara’dan gelecek deðerlendirmeye”göre hareket etmek zorunda kalýyorsa, meselenin çok iyi hesaplanmasý gerekir.

Demokrasi ile yönetilen, medyasý özgür ve her olayý didikleyen bir ülkede bu dengeyi saðlamak çok zordur biliyorum, ama, mutlaka bir orta yol bulunmalýdýr.