Soðuk savaþýn paramparça eden, yakýp yýkan etkisi, Avrupa’yý bir yana býrakýrsak, baþta Türkiye, Irak, Ýran, Suriye ve Afganistan’da görüldü. Kadim coðrafyanýn caný en çok 1946-1990 yýllarý arasýnda süren soðuk savaþ sürecinde yandý. Uzun süredir hatta yüz yýllardýr birlikte yaþayan halklar birbirinin ümüðüne çöktü. Doðu’yla Batý arasýnda kýskaca alýnan mazlum milletler, yerli iþbirlikçiler ve ABD’nin soðuk savaþ aygýtý Gladyo aracýlýðýyla topraklarýna nefret tohumlarýnýn ekildiði gördü. Türkiye’de ve bölgede ekilen nefret tohumlarýnýn uç verip yeþermesi uzun sürmedi.
Cumhuriyete kadar eski ayaklanmalara bir yenisi ekleniverdi. Bu kez ayaklanmanýn adý PKK, baþýysa Abdullah Öcalan’dý. PKK isyan, acý, göz yaþý, toplu katliam demek. “Kürtleri kurtaracaðým” diyerek Kürtleri katleden, evlerinden, yurtlarýndan eden, uyuþturucu baronlarýnýn maþasý, emperyalistlerin köpeði PKK. PKK “hile” ve “ihanetle” kol kola girmiþ Güneydoðu coðrafyasýný kana buluyor. PKK salt insaný deðil insanlýðý, komþuluðu, dostluðu, yoldaþlýðý da ortadan kaldýrýyor. Kimi beyinsizlerce “vatansever” olarak adlandýrýlan ihanet þebekesinin adamlarýyla emperyalizmin yerli iþbirlikçileri 1960-1980 yýllarý arasýnda ortalýðý kan gölüne çevirmiþ, 12 Eylül 1980’deki faþist darbeye çanak tutmuþtu. Emperyalizm, SSCB’nin tarihe karýþmasýyla, kendine yeni bir silah edinmekte gecikmedi. Bu yeni silahýn adý etnik milliyetçilikti. Ha bu arada, silahýn da bir kýlýfý vardý: insan haklarý, demokrasi ve özgürlükler. Bu üçlü nasýl gelecekti peki? Çok basit asker, polis ve diz büküp boyun kýrmayan Kürtleri öldürerek!
Sözümüz PKK olunca ister istemez Öcalan’la yüzyüze geliyoruz. Öcalan’ýn yaþamýnda kýrýlmalar, yön deðiþtirmeler, hatta U dönüþleri var. Apo 1965-70 yýllarýnda namazýnda niyazýnda. Tapu Kadastro Lisesinde baþarýlý bir öðrenci, Milli Güvenlik dersi veren Albay Çaðlayan’ýn dizi dibinden ayrýlmýyor. Boþ zamanlarýnda ya Maltepe Camiinde ya da Komünizmle Mücadele Derneðinde. Ama, ne oluyorsa oluyor 1971’de Apo bambaþka bir çizgide karþýmýza çýkýyor. Apocularýn önderi, Stalin hayraný Öcalan! Öyle bir deðiþim ki bu, düne kadar alný seccadeden kalkmayan Apo, “Ýslam toplumlarýn afyonu, uyuþturucusudur” nutuklarý atýyor!
Leþ kargasý 1975-1980 yýllarý arasýnda palazlanýyor iyiden iyiye. Bu yýllarda Suriye’yi mesken tutan Apo her telden çalýyor, kimin sofrasýna oturursa onun bekçi köpekliðini üstleniyor. Artýk APO’nun arkasýnda biri var: Pilot Necati Kaya. “Süper NATO” olarak adlandýrýlan MÝT baðlantýlý bir örgütün has adamý pilot, Apo’yu koruyor kolluyor. Pilot Necati’nin görevi Apo’yu yaþatmak, PKK içinde tek adam haline getirmek.
Doðu Perinçek’e göre, Apo, 12 Eylül sonrasý Hafýz Esad’ýn emrine giriyor, Suriye Muhabberatý’nca yönetiliyor. (PKK’yý Kim Kurdu-Necati Pekmezci) “O dönemdeki Türk hükümetleri biraz akýllý olsa, Hafýz Esad’a karþý olan örgütleri desteklemez, Esad’la iþ birliði yapar PKK’yý bitirir Apo’yu Türkiye’ye getirtirdi. Esad yönetimi buna hazýrdý. Ama Türkiye’deki iktidar ABD’den baþkasýný dinlemediði için böyle bir giriþimde bulunmadý bile. Yani Türkiye’yle Suriye, teröre karþý iþ birliði yapacaklarý yerde, birbirlerinin teröristlerini destekledi. PKK’yý Kuzey Irak’ta, ABD’nin Delta Kuvvetleri eðitti. ABD ordusu Kuzey Irak’a 1991’de girince de PKK Amerikalýlarýn emrinde çalýþmaya baþladý. Þam ve Bekaa’da konuþlanan PKK, hem Suriye hem de ABD’nin elinde oyuncaktý. Bu durum 1999’da CIA Apo’yu paketleyip teslim edinceye kadar sürdü.
Yani Apo’yu ya da PKK’yý “derin devlet” diyerek açýklamak yanlýþtýr. PKK paralý askerlerden oluþan bir çete; parayý bastýranýn emrinde, Kürtlerin haklarýyla, demokrasi ya da özgürlüklerle hiç bir ilgisi yok. Kürtçe eðitimmiþ, þarký türküymüþ, televizyon radyoymuþ umurunda deðil PKK’nýn. Bastýr parayý bütün Kürt milletini kýr, umursamaz bile; Allah’tan Kürt kökenli yurttaþlarýmýz, kardeþlerimiz bu gerçeði görmeye baþladý... Bu yüzden HDP’nin oylarý yüzde altýlara indi ya... Kýsacasý, PKK pisliðinden kurtulmasýna az kaldý bu güzel yurdun...