Öðrenci olduðum ve iyi dergi okuduðum yýllarda çýkan bir dergi vardý, Þizofrengi adýnda. Derginin sloganýný o yýllarýn dünyasý için çok anlamlý bulurdum: "Bütünüyle kuþkudayýz!". 90'lý yýllardý. Berlin duvarý yýkýlmýþ, SSCB daðýlmýþ, Moskova meydanlarýndaki Lenin heykelleri kaldýrýlýrken dükkanlara McDonald's tabelalarý asýlmaktaydý. Ýnternet kullanýmý yeni yeni yaygýnlaþsa da hala bir heyula sayýlýrdý.
Bütünüyle kuþkudaydýk yani! Bilinen dünyanýn sonu gelmiþ, yeni dünya ise kurulmamýþtý. Kuþku ve güvensizlik her þeydi.
Gerçi sonrasýnda ayný dünya, batýdan üfürülen "milenyum" çýlgýnlýðýna öyle hýzlý kapýldý ki uyuþturulduðumuzu bile anlamadýk.
MÝT Baþkaný Ýbrahim Kalýn'ýn sene baþýnda MÝT'in 97. Kuruluþ yýl dönümü vesilesiyle yaptýðý konuþmada da vardý benzer bir belirsizliðin eþiðinde olduðumuz vurgusu.
Kurallara dayalý olduðu varsayýlan/iddia edilen sistemin iþlemediði artýk herkesçe malum. Daha kuralsýz, ilkesiz ve hiç olmadýðý kadar öngörülemez bir dönemi haber veren Kalýn'ýn konuþmasý tam da bu yüzden "Küresel belirsizlikler, asimetrik ve hibrit tehditler" baþlýðýný taþýyordu.
Türkiye'nin milli güvenlik politikalarýný bu yeni döneme göre geliþtirme iradesinin ne kadar kýymetli olduðunu gösteren bir hadise oldu Ýsrail'in son siber saldýrýlarý.
Erdoðan'ýn liderliði ve devletin kurmay aklýnýn tüm olumsuz süreçlere raðmen týkýr týkýr iþlemesi büyük bir kazanýmdýr.
Katil ve soykýrýmcý Ýsrail dün ve önceki gün daha önce denenmiþ bir yöntemle terör devleti olduðunu bir kez daha ispatladý.
Gazze'de bir yýlda en az 42 bin insaný öldüren ama direniþi kýramayan Ýsrail elitleri içerde ve dýþarýda fena sýkýþtý. Desteði azaldý, lanetleyeni çoðaldý. Muhtemeldir ki imajý toparlamak ve savaþý yaymak için siber terör iþine girdi Ýsrail.
Lübnan Hizbullah'ýna yönelik siber saldýrý tüm dünyada olduðu gibi bizde de sorulara ve endiþeye sebep oldu. Terör böyledir zaten. Öldürdüðü insandan daha büyük bir sayýdaki insaný korkutarak hedefine varmak ister.
Lakin 50 bin Gazzeliyi öldürerek Filistinlileri korkutamayan, korkutup kaçýramayan Tel Aviv yönetimi bu defa Lübnan Hizbullahý'ný korkutmayý deniyor.
Daha þimdiden onlarca ölü, yüzlerce aðýr yaralý, üç bine yakýn yaralý var.
Endiþeye yol açan asýl þey ise bu saldýrýnýn bildik terör eylemlerinden farklý olmasý. Siber alanda ilk kez sistemler, hesaplar, paylaþýmlar tahrip edilerek deðil bizatihi aygýtlar patlatýlarak bir saldýrý yapýldý çünkü.
Üstelik uzmanlar, yazýlýmý yerli olmayan bataryalý her tür cihazýn kullanýcýsý için tehlike oluþturduðunu söylüyor. Bu dehþet verici bir yeni durum.
Tam bu noktada savunma sanayiinde atýlan millileþme adýmlarýnýn ne kadar yerinde ve zamanýnda olduðunu düþünmeden edemiyor insan.
Devlete ait Aselsan Havelsan gibi kuruluþlar da Baykar gibi özel þirketler de büyük bir çabayla güçlendirdi Türkiye'yi.
Yazýlýmý ve yapýmý yerli olan yüksek teknoloji ürünlerini, hibrit silahlarý, savaþ uçaklarýný, gemileri üretmekle kalmayýp ihraç da ediyor artýk Türkiye.
Bu baþarýda payý ve imzasý olan Selçuk Bayraktar'ýn bir kaç gün önce tam da bu konuya dikkat çeken paylaþýmlarý taþýdýðý vizyona iþarettir.