KÜTÜPHANELERİN YAZ MESAİSİ

Kütüphanelerin elverişli ortamını fırsat bilerek memuriyet imtihanına hazırlananları artık göremeyeceğiz. Çünkü memuriyet imtihanı bitti ve kütüphaneler eski sükunetine tekrar döneceklerdir. 

Gerçi kütüphaneye ısınmak için veya vakit öldürmek için gidenleri fıkralarda, filmlerde görürüz. Ama ben onlara da kızmam. Bir insanın yolu kütüphaneye düşsün. Oranın atmosferinden istifade etmesi bile yeter. 

Çünkü okumak uygun mekan ve zamanda daha bereketlenir. Her işin mekanı vardır. Bazıları ben her yerde okurum dese de ciddi okumalar yapmanın uygun mekanlarda mümkün olduğu aşikardır. 

Kütüphaneler de bu iş için en uygun mekanlardır malum... 

Herkesin evde çalışma imkanı yoktur. Evde çalışmak esasen zor bir iştir. Çünkü evde dikkat dağıtıcılar çoktur. Çoluk çocuk, televizyon, gelen giden derken ders çalışmak isteyen için masa başına oturmak bile bir meseledir. 

Lisedeyken bir hocamız; “Ders çalışmak inşaatta çalışmaktan daha zordur.” demişti de ne çok hak vermiştik. Ona göre bedensel yorgunluk uyku ile dinlenme ile tolere edilebilirken zihin yorgunluğu daha kaliteli dinlenme ile ancak geçer. 

Kaliteli dinlenme nasıl oluyormuş? 

Yani sakin bir ortamda, zevk aldığın ve fakat sizi yormayacak bir meşgale ile stresten uzak bir dinlenmeye kaliteli diyebiliriz. 

İşte ders çalışmak bu kadar gayret isterken ders çalışacaklara kütüphane büyük imkandır. Salonlar yazın serin kışın sıcak olurlar. Ayrıca bazı kütüphane müdürleri işlerini ciddiye alıp ders çalışanlara simit, kek, çay ikramında da bulunuyorlar. 

Bizde memur kısmı pek inisiyatif almak istemez. “Mevzuat ne derse o kardeşim” der geçer. Ama ders çalışanların rahatını düşünerek onlara ikramda bulunan memurlar ise yarım elma gönül alma kabilinden ikramlarla ders çalışanların gönlünü kazanırlar. 

Esasen ders çalışan insan yani bir amaca yönelmiş yol alan insan ömrünün sıkıntılı bir döneminde sayılır. Bir hedefi vardır ama o hedefe ulaşmak kolay değildir. Çünkü rakipler vardır. İmtihanın adı ne olursa olsun stres kaynağıdır. Hal böyle olunca bu hassas dönemlerinde onlara sahip çıkmak unutulacak hizmet değildir. 

Kütüphaneler artık yaz tatilini okuma ile değerlendirecek gayretli çocuk ve gençlere kalmıştır. Ders çalışanlar belki aylarca kitap görmek istemeyecekler. İmtihanın insanı kitap defterden soğutması ne kadar acıdır. 

Kütüphaneleri ders çalışma salonu olarak kullanmak tamam ama ders çalışmak haricinde vakit geçirilecek, süreli yayınları takip edebileceğiniz, dinlenme salonlarında edebiyat, tarih konuşabileceğiniz mekanlar olarak düşünmek ne kadar faydalıdır. 

Faydası şuradan gelir ki sadece o mekanda bulunmak bile insanın kitaba olan ünsiyetini artırır. Kitap ile aynı mekanı paylaşmak kişiyi okumaya hazırlar. 

Ama artık kütüphaneler sessiz hallerine gömülecekler. Diğer imtihan tarihleri yaklaştıkça yine çalışanlar olacaktır ama kütüphaneler için yaz günleri mahzun geçer vesselam... 

Ama yaz günü okumanın ve kütüphanenin bir başka tadı olacağını hatırlayalım. Serin olmaları sakin olmaları bulunmaz nimetleridir kütüphanlerin. 

İnsanın zevk aldığı işi disiplinli hale getirmesi lazımdır. Okumak için disiplin ise kütüphanede sağlanır. 

Başarılı insanlar zevk aldıkları intizamlı hale getirerek başarılı olmuşlardır. 

Hasılı kelam yolumuzu kütüphaneye düşürelim gerisi gelir  Allah’ın izniyle... 

Kalın sağlıcakla...