Kütüphanesiz bir baþkent olur mu?

Yýldýrým Beyazýt Üniversitesi Sosyoloji Bölümünün yetenekli ve gelecek vadeden araþtýrma görevlilerinden Bahattin Cizreli, yazdýðý mektubunda, bir araþtýrmacý ve kullanýcý gözüyle, Ankara’daki üniversite kütüphanelerine ve halk kütüphanelerine deðinmiþ.

Son derece önemli olan ve bütün önemine raðmen yýllardýr ihmal edilen bu konuyu kendisinden dinleyelim:

“Malumunuz hem doða hem de sosyal bilimlerinin geliþimi ve bu disiplinlerde özgün, faydalý çalýþmalar üretebilmek için araþtýrmalara ve öðrencilere zengin arþiv ve uygun çalýþma koþullarý sunmak gerekir. Ancak buna Ankara’da ulaþmak ne mümkün? Kütüphaneler hem imkanlarý hem çalýþanlarý hem de kullanýcýlarý nedeni ile çeþitli sorunlara sahip.

Üniversite kütüphaneleri ya þehrin çok uzaðýnda ya da herkesin kullanýmýna kapalý. Türkiye’de üniversitelerin kamuyla baðýna dair bir sorun bu. Kapýlar üniversite dýþý unsurlara her zaman kapalý. Hatta bazý üniversitelerde fakülteler arasý kullaným yasaklarý söz konusu. Kütüphanecilik konusunda en iyi iki üniversite Hacettepe ve Bilkent. Fakat ikisinin de kampüsleri þehrin çok dýþýnda olduðu için sadece araç sahibi kullanýcýlara ve kendi öðrencilerine açýk. Ankara Üniversitesi fakülte bazlý politika izliyor. Ancak DTCF’ye girmek ne mümkün? Diðer kütüphaneleri de oldukça erken kapanýyor. Siyasal Kütüphanesi kullanýþlý ancak doluluk oraný çok yüksek. Bunun birinci sebebi de kullanýcýlarýn kütüphaneleri sýnava hazýrlýk merkezi olarak görmesi.

Gazi Üniversitesi kapýsýný diðer kullanýcýlara kapatmýþ. Atýlým, Baþkent, Çankaya ise þehrin uç noktalarýnda. Yýldýrým Beyazýt’ýn bir kütüphanesi olduðunu söylemek bile zor. Üç bini aþkýn öðrencinin kullandýðý Etlik kampüsünde 14 öðrencinin ayný anda çalýþabileceði bir kütüphanesi var. Bir evin salonu kadar geniþlikte. Oradaki kitap sayýsý da ortalama bir Milli Görüþçünün evinde biriktirebileceði kadar. Dört yýllýk mazisi olan ve halen doktora eðitimi veren bir üniversiteden söz ediyoruz...

Kumrulardaki Adnan Ötüken Kütüphanesi sýkýþtýrýlmýþ bir bölgede, liseliler YGS’ye hazýrlanabilsin diye konumlanmýþ. Kitaplarýn önemli bir kýsmýný (iþe yarayanlarý) dýþarý çýkaramýyorsunuz. Kütüphane içi kullanýmda bir kitabý bir-iki saat aralýðýnda alabilirsiniz. O da memurlarý yerinde tespit edebilirseniz. Eðer þansý iseniz liselilerden yer kalmýþ, memurdan da kitabý bir saatte alabilmiþ iseniz dörde kadar geri vermeniz lazým. O nedenle kalýn kitaplarý istemeyiniz. Mesai saatleri dýþýnda gelebilecek bir kiþinin araþtýrmacý olmaya hakký yok.

Milli Kütüphaneye gitmeye niyetlendiyseniz önce giriþte uzun bir kuyrukla karþýlaþacaksýnýz. Diyelim ki girebildiniz. Bu sefer de karþýnýza KPSS, YDS ve TUS sýnavlarýna çalýþan yüzlerce öðrenci çýkacak. Turnike size yer olmadýðýný söylemesine raðmen çoðu ya kantinde ya da koridorlarda pineklemektedir.

Tabi bu arada kitap-kafe diye açýlan Kýzýlay’daki tüm mekanlarý deðerlendirip aslýnda oralarýn bir kültür ticarethanesi olduðunu kavramýþsýnýzdýr. Muhtelif kaynaklara rahatlýkla ulaþabileceðiniz ve zorluk çekmeden saatlerce araþtýrma yapabileceðiniz bir kütüphane bulamadan akþam olur. Sonuçta bir araþtýrmacý olarak yýlýp evinize çekilirsiniz. Tabii ki, evdeki zaman çalýcýlara aldanmadan çalýþmak mümkünse.

Hikaye diline doðru evrildi ama hikaye aþaðý yukarý böyle.”

***

Kültür ve Turizm Bakanlýðý, YÖK, üniversiteler, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlýðý ile Ankara Büyükþehir Belediyesi gibi çok sayýda paydaþý doðrudan ilgilendiren ve belki de bundan dolayý maalesef çok ciddi anlamda ihmal edilen bu “hikaye”den bahsediyoruz.

Bu hikaye, bizim hikayemiz.

Bundan dolayý devam edeceðim konuya. Þimdilik, Sevgili Bahattin’in mektubuna eklemek istediðim soru þu: Kongre Kütüphanesi olmayan bir Amerika Birleþik Devletleri/süper güç baþkenti düþünülebilir mi?

Þöyle de sorabiliriz: “British Museum/Library”nin olmadýðý bir Ýngiliz Ýmparatorluðu baþkenti düþünebilir misiniz?

Benzer þekilde þöyle de sorabiliriz: Kütüphanesiz bir Harvard Üniversitesi düþünülebilir mi? Ayný soruyu, herhangi bir iddialý dünya üniversitesi için tekrarlayabilirsiniz.