Kutuplaþma sorunu var mý?

Popüler bir siyaset yapmak isteyen bütün aktörlerin sarýldýðý mucizevi bir kavram kutuplaþma. Oldukça anlamlý bir eleþtiri getirdiklerini, altý dolu bir siyasi analiz yaptýklarýný düþünüyorlar. Gerçekte olan ise sahici bir siyaset öneremeyince, temenni veya þikayet diline sarýlmaktan ibaret. Kendi kehanetine keskin imandan ve tutarlýlýk krizini aþma gayretinden olsa gerek, en rafine pro-aktif siyaset düzeyi ise ‘kutuplaþma tuzaðýna düþmeyelim’ temennisinin ötesine geçememektedir.

Yaþadýklarý trajedinin silsilesi ve kronolojisi ise neredeyse hiç deðiþmiyor. Erdoðan’a önce saplantý þeklinde bir düþmanlýk güdüyorlar. Bu düþmanlýðýn inþa ettiði dünyada, %70’i aþan tiraja sahip medya kesiminin desteðiyle, kendi ürettikleri gerçekliði tekrarlayarak hakikatin yegane sahibi olduklarýna dair kanaatleri saðlam bir þekilde yerleþiyor. Geriye, inþa ettikleri bu güvenli dünyaya sýrtlarýný dayayarak siyaset eleþtirisi yapmak kalýyor. Bu siyaset eleþtirisinin merkezini de ‘düþman ilan ettikleri Erdoðan’ýn kendilerine düþmanlýk yaptýðý’ þeklindeki totoloji dolduruyor. Düþman ilan ederek yýkmak bir yana, geriletemedikleri Erdoðan’la yüzleþtikçe, anti-siyasete çok daha sýký bir þekilde sarýlmaya baþlýyorlar.

Bu durumun en trajik örneðini, geçmiþ yýllarda PKK yaþadý. 90 yýl boyunca Kemalizm’in ve ürettiði unsurlarýn maðduru olanlar, AK Partili yýllarda, Kemalizm’e methiyeler düzmeye varan bir travma ile Erdoðan’ý Cumhuriyetin mezalimi ilan ettiler. Büyük ölçüde sol-liberal ve Alevi elitler üzerinden geliþtirilen þeytanlaþtýrma söylemi karþýsýnda, Erdoðan geri adým atmadý. Her türlü otoriterleþme, ýrkçýlýk ve faþizm suçlamalarý, entelektüel vandalizm tadýnda havada uçuþurken; AK Parti ilk kez Kürt meselesinde sadece çözüm iradesi ortaya koyan siyasi aktör olmakla kalmýyor, sorunu çözmek için fiili adýmlar atmaya baþlýyordu. Erdoðan’ý yýllarca þeytanlaþtýrmanýn ötesinde bir siyasi dil geliþtirememiþ PKK-BDP dünyasý, bu süreçte derin bir travmanýn içerisine girdi. Lakin þu basit hakikatle, en azýndan bir kýsmý, zaman içerisinde yüzleþtiler: Erdoðan’la ‘düþman iliþkisinden istifa ettikçe’ siyaset üretebiliyorlar, kurucu bir siyasi çizgi izledikçe de daha anlamlý bir aktöre ve muhataba dönüþebiliyorlardý.

***

Bugün liberal dünyanýn ‘kutuplaþma’ þeklinde isimlendirdiði durum, siyasi dille inþa edilebilecek bir vakýa deðil. Aksine siyasi dil, var olan ve olmaya devam edecek olan toplumsal ve siyasal gerçekliðin, özenli veya özensiz bir þekilde ifade edilmesinde bir araçtan ibaret. Birbiriyle neredeyse telif edilmesi mümkün olmayan Türkiye hayallerinin, olgun bir demokrasinin emekleme safhasýndaki bir ülkede, ‘ilkel kutuplaþma’ süreçlerini yaþanmadan atlamasý, siyasalýn ve sosyal gerçekliðin tabiatýna aykýrý bir beklentidir. Burada yaþanmasý mukadder olan sürece elbette teslim olmak gerekmiyor. Teslim olmamanýn yolu ise temenni ve þikayetten deðil, önce sahici bir yüzleþme dönemi ardýndan da siyaset üretmekten geçiyor. Kaldý ki kutuplaþmanýn AK Parti karþýtýnda kalan kesimlerin, kendi aralarýnda insicam içerisinde olduklarýný da söylemek mümkün deðil. Aksine AK Parti’nin bir an için ortada olmadýðýný düþündüðümüzde, kendi coðrafi gettosuna sýkýþmýþ, varoluþsal olarak birbirini inkar eden toplumsal ve siyasal kesimler kalýyor karþýmýzda.

Bütün bu tablonun yani buzdaðýnýn görünen kýsmýndan ibaret olan kutuplaþmanýn, asra yakýn zamandýr, Kemalist vesayet rejiminde oluþumu görmezden gelmenin konforlu bir entelektüel ve ahlaki dünya saðladýðý muhakkak. Lakin cari kutuplaþmanýn çocuksu þikayetlerle ve jenerik temennilerle yönetilmesi mümkün deðil. Gerçi, liberal akýl, ‘kutuplaþmanýn olmadýðý’ siyaset ve hayat düþmaný bir Disneyland dünyasý arzuluyor ama o ayrý bir mevzu bahis. Siyasi pragmatizme, sahici bir dile ve baþý sonu belli siyasi bir pozisyona ayný anda talip olunmadýkça da ufukta yeni bir baþlangýç beklememiz mümkün deðil.