Kuvvetler ayrılığı, ayrıcalıklı kuvvetler!...

Bürokratik oligarşi yüzünden ‘Şehir Hastaneleri Projesi’ni hayata geçirememekten yakınıyor Erdoğan…

"İşte bu kuvvetler ayrılığı denilen olay var ya, o geliyor sizin önünüze bir engel olarak dikiliyor" diyor…

Ve kızılca kıyamet kopuyor; ‘Başbakan demokrasinin olmazsa olmazından, ‘kuvvetler ayrılığı’ ilkesinden müşteki!..

Bir dakika arkadaş, dur bakalım…

Yasama, yürütme ve yargı organları arasında denge ve denetim ilkeleri temelinde oluşturulan kuvvetler ayrılığı demokrasinin olmazsa olmazıdır…

Doğru mu?.. Doğru..

Ama şunu da unutmayalım;

Yargı, ‘uygunluk’ denetimi yapar… ‘Yerindelik’ denetimi yapamaz. Böyle bir yetkisi yoktur.. Yaparsa bu yetki gasbıdır ve kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırıdır…

Dolayısıyla demokrasiye de…

Peki iflah olmaz Erdoğan muhalifleri bunu bilmezler mi ki, 3 gündür yırtınıp dururlar!..

Bilirler elbette…

Lakin kuvvetler ayrılığında ‘denge-denetim, uygunluk-yerindelik’ gibi detaylar onları ilgilendirmez!..

Zira onların ‘kuvvetler ayrılığı’ ilkesi 1940 model cumhuriyete dayanır.., Demokrasi algıları ise 1960 modeldir!...

Demem o ki, faşizan devletçiliğin dar kalıplarına sıkışmış, Kemalist burjuvazinin ‘kuvvetler ayrılığı’ algısı farklıdır…

Aslında onlar için ‘kuvvetler ayrılığı’ yoktur.., ‘Ayrıcalıklı kuvvetler’ vardır!...

Bir de kuvvet sayısı fazladır!.. Yasama, yürütme, yargı ve de pek kuvvetli ordu!.. (Kodu mu oturtan asker isteyen)

Oldu da, yasama, yürütme ve yargıda sorun var.., sistem tıkandı..

Hemen kuvvetler ayrılığı ilkesini oluşturan en kuvvetli organ ordu, devreye girer!...

Yerindeliği, uygunluğu, denetimi, kuvvetleri, dengeleri..vs, ayarlar ve gider… Böylece cumhuriyet korunmuş olur!...

Herneyse, gelelim Başbakan’ın ‘Bürokratik oligarşi’den, yargıdan yakınmasına..

Yalan mı?..

Yol yapayım dersin, mahkeme ‘buradan geçemezsin’ der..

Köprü yaparsın.., mahkeme köprüyü yıkma kararı verir...

Katsayı adaletsizliğini gidermek için düzenleme yaparsın.., Danıştay yürütmeyi durdurur... Danıştay, kararın gerekçesinde de şöyle der; ‘Katsayı uygulaması kalkarsa, telafisi güç ve imkansız zararlar oluşur..’ (Ne kadar hukuki bir gerekçe yahu?!..)

Danıştay uygunluğu geçmiş.., yerindelik denetimini aşmış.., neredeyse katsayıyı belirleyecek durumunda!...

Keza önceki gün Burhan Kuzu yargı engelinden söz ederken şöyle diyor;
“Marmaray yapılıyor, iki sene geciktirdi yargı. Orada biri bir kemik buluyor. ’Bu neyin nesi, Sümer mi, Etiler mi?’ diye bir başlayınca, yargı durduruyor.

Başbakan’ın dertliliği dün de vardı, bugünün sorunu değil.”...
( Etilerin kemiği, Bizans’ın çanağı, Sümerlerin oturağı.., falan derken mahkeme kararları yüzünden proje 2 yıl gecikmiş.. Bunun projeye ekstra maliyetini varın siz düşünün!..)

İşte bu yüzden Erdoğan, bürokratik oligarşiden, yargı engelinden yakınıyor...

Kuvvetler ayrılığı ilkesinden söz ederken şunu da unutmamak lazım.. Yargıtay, iktidar partisine kapatma davası açmıştı..

Halkın yüzde 47’sinin oy verdiği bir partiye kapatma davası?!...

Halka rağmen.., Kuvvetler ayrılığı ilkesine binaen!...